HAZİNEDARLIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

HAZİNEDARLIK harflerini içeren 6 harfli 67 kelime bulunuyor. 6 harfli HAZİNEDARLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DEHLİZ15, İZAHLI14, HAZİNE13, HAKEZA13, HAZİRE13, HAZARİ13, RIHDAN13, ZİNHAR13, ZAHİRE13, DAZKIR12, DIZLAK12, DERHAL12, HARDAL12, AHARLI11, DREZİN11, DAZLAK11, HANLIK11, HARANI11, AHLAKİ10, AHİREN10, HANELİ10, HAREKİ10, HARELİ10, HARİKA10, HARLAK10, İZANLI10, KAHİRE10, KARİHA10, KAZALI10, LAHİKA10, NİHALE10, NEHARİ10, RAZAKI10, ZIRLAK10, ZEKALI10, ARZANİ9, AZRAİL9, ADAKLI9, AKDARI9, ANALİZ9, DARLIK9, KILADE9, KAZEİN9, KAZAEN9, LERZAN9, NAZİRE9, NAZARİ9, KİLDAN8, KİNDAR8, KANDİL8, KADRİL8, KADRAN8, KENDİR8, LAEDRİ8, RADİKA8, ARKALI7, ARALIK7, ARAKLI7, ANALIK7, İRANLI7, KİRALI7, KARALI7, ARNİKA6, KARİNE6, KARİNA6, KARELİ6, RENKLİ6

ARNİKA (Kelime Kökeni: İtalyanca arnica)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Öküzgözü (I)

KARİNE (Kelime Kökeni: Arapça ḳarīne)

[isim]

[eskimiş]

  • Karışık bir iş veya sorunun anlaşılmasına, çözümlenmesine yarayan durum, ipucu
  • Belirti

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karine ile anlamak

KARİNA (Kelime Kökeni: İtalyanca carena)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemi omurgası
  • Gemi teknesinin su içinde kalan bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karina etmek
  • karinaya basmak

KARELİ

[sıfat]

  • Karelere bölünmüş, üstünde kareleri olan, damalı, satrançlı

    Dokuz kat elbiseniz arasında, iri siyah kareli elbisenizi bulamamışlar. - Necip Fazıl Kısakürek

RENKLİ

[sıfat]

  • Beyaz dışında başka rengi veya renkleri olan

    Havaya renkli fişekler atıyordu. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Neşeli, canlı, ilgi çekici

    Masallar folklor bakımından da türkülerden daha seyyal ve ekseriya daha renkli olurlar. - Asaf Halet Çelebi

[mecaz]

  • Kendine özgü, ilginç, çarpıcı nitelikleri olan (kimse)

    Renkli bir politikacı.

[isim]

[sinema]

  • Doğadaki renkleri olduğu gibi görüntüye aktarmayı gözeten film

Birleşik Kelimeler: renkli basın, renkli devrim, renkli film, renkli işitme, renkli televizyon, tek renkli

ARKALI

[sıfat]

  • Arkası olan

[mecaz]

  • Koruyanı, dayanağı olan, pistonlu, iltimaslı

    Kadronun dört yüzden yukarısı masabaşında bile oturmayan arkalıların. - Rıfat Ilgaz

ARALIK

[isim]

  • Ara

    İki masa arasında bir metre aralık var.

  • Uygun, elverişli durum, fırsat
  • Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor
  • Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel
  • Tuvalet
  • Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas

[sıfat]

  • Yarı açık, tam kapanmamış

    İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. - Çetin Altan

[ekonomi]

  • Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre

[fizik]

  • Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık

[müzik]

  • İki nota arasındaki perde uzaklığı

[müzik]

  • Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk

    Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır.

[spor]

  • Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aralık vermek

Birleşik Kelimeler: aralık korozyonu, aralık oyunu, bir aralık, dar aralık, o aralık, hava aralığı, tavan aralığı

[isim]

  • Iğdır iline bağlı ilçelerden biri

ARAKLI

[isim]

  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

ANALIK

[isim]

  • Anne olma durumu

    Yazarların analığa ve analarına yaklaşımları da çeşitlidir doğallıkla. - Adalet Ağaoğlu

  • Anne olma duygusu
  • Anne yerini tutan veya anne kadar yakınlık gösteren kadın
  • Anaca davranış

[halk ağzında]

  • Üvey ana

    Benim analığımın yetiştiği konak da çok çok büyükmüş. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • analık etmek
  • analık fenalık

Birleşik Kelimeler: sütanalık

İRANLI

[isim]

  • İran halkından veya bu halkın soyundan olan kimse, Acem

KİRALI

[sıfat]

  • Kiralanmış olan

KARALI

[sıfat]

  • Karası (II) olan
  • Üzeri kalemle karalanmış

Birleşik Kelimeler: aklı karalı

KİLDAN (Kelime Kökeni: Farsça gildān)

[isim]

[eskimiş]

  • İçine sabun, lif, kese, kına, kil konan bakırdan yapılmış kap

KİNDAR (Kelime Kökeni: Farsça kīndār)

[sıfat]

  • Öç almak isteyen, kin tutan, kinci, kinli

    Kuru, kemikli yüzü solgun, duruşu ciddi, kara gözleri kindardı. - Kerim Korcan

KANDİL (Kelime Kökeni: Arapça ḳindīl)

[isim]

  • İçinde sıvı bir yağ ve fitil bulunan kaptan oluşmuş aydınlatma aracı

    Gece kandili birdenbire sönmüş, oda zifirî karanlık kesilmişti. - Ömer Seyfettin

  • Kandil gecesi

[argo]

  • Çok sarhoş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kandilin yağı tükenmek

Birleşik Kelimeler: kandil çiçeği, kandil çöreği, kandil gecesi, kandil günü, kandil simidi, kandil yağı, gök kandil, kör kandil, top kandil, Berat Kandili, idare kandili, meryemanakandili, Mevlit Kandili, Miraç Kandili, Regaip Kandili