HAYRULHALEF Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
HAYRULHALEF harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli HAYRULHALEF kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
HAYFA17,
REAYA (Kelime Kökeni: Arapça reʿāyā)
- Bir hükümdarın yönetimi altındaki halk
-
Tanzimattan önce Osmanlı Devleti'nin Müslüman olmayan uyrukları
Buradaki Türkler de tek tük reayayı görmemezliğe gelebiliyorlardı. - Abdülhak Şinasi Hisar
- Hristiyan
YULAR
-
Bir yere bağlamak veya çekerek götürmek için hayvanın başlığına veya tasmasına bağlanan ip
Papaz beygirin yularını çekti. - Ömer Seyfettin
Ata Sözleri ve Deyimler
- yuları birinin elinde olmak
- yuları ele vermek (veya kaptırmak)
- yuları takmak
- yuları teslim etmek
Birleşik Kelimeler: yuları eksik
ALLAH (Kelime Kökeni: Arapça allah)
- Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Tanrı
Ata Sözleri ve Deyimler
- Allah!
- Allah'a (bin) şükür
- Allah'a bir can borcu var
- Allah'a emanet
- Allah'a emanet ol (veya olun)
- Allah'a ısmarladık
- Allah'a yalvar
- Allah'ın adamı
- Allah'ın belası
- Allah'ın bildiği kuldan saklanmaz
- Allah'ın binasını yıkmak
- Allah'ın cezası
- Allah'ından bulsun
- Allah'ın emri
- Allah'ın evi
- Allah'ın gazabı
- Allah'ın günü
- Allah'ın hikmeti
- Allah'ını seversen
- Allah'ın işine bak
- Allah'ın kulu
- Allah'tan
- Allah'tan kork!
- Allah'tan korkmaz
- Allah'tan umut kesilmez
- Allah (binbir) bereket versin
- Allah (seni) inandırsın
- Allah (veya Allah'ı) var
- Allah acısını unutturmasın
- Allah akıl fikir (veya akıllar) versin
- Allah Allah!
- Allah aratmasın
- Allah artırsın
- Allah bağışlasın
- Allah bahtından güldürsün
- Allah bal mumu yakana bal mumu, yağ mumu yakana yağ mumu verir
- Allah bana, ben de sana
- Allah belasını versin
- Allah beterinden saklasın (veya esirgesin)
- Allah bilir
- Allah bilir ama kul da sezer
- Allah bir dediğinden başka sözüne inanılmaz
- Allah bir yastıkta kocatsın
- Allah büyüktür
- Allah canını alsın
- Allah cezasını vermesin (veya versin)
- Allah dağına göre kar verir
- Allah derim
- Allah dirlik düzenlik versin
- Allah dokuzda verdiğini sekizde almaz
- Allah dört gözden ayırmasın
- Allah düşmanıma vermesin
- Allah ecir sabır versin
- Allah eksik etmesin
- Allah eksikliğini göstermesin
- Allah emeklerini eline vermesin
- Allah esirgesin (veya saklasın)
- Allah etmesin
- Allah gecinden versin
- Allah göstermesin
- Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı açar
- Allah hakkı için
- Allah Halil İbrahim bereketi versin
- Allah hayırlı etsin
- Allah herkesin gönlüne göre versin
- Allah hoşnut olsun
- Allah için
- Allah iki iyilikten birini versin
- Allah iyiliğini (veya layığını) versin
- Allah kahretsin
- Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış
- Allah kavuştursun
- Allah kazadan beladan saklasın
- Allah kerim
- Allah kısmet ederse
- Allah korusun (veya saklasın)
- Allah kulundan geçmez
- Allah kulunu kısmeti ile yaratır
- Allah kuru iftiradan saklasın
- Allah manda şifalığı versin
- Allah mübarek etsin
- Allah müstahakını versin
- Allah ne verdiyse
- Allah ömürler versin
- Allah övmüş de yaratmış
- Allah rahatlık versin
- Allah rahmet eylesin
- Allah rızası için
- Allah sabırlı kulunu sever
- Allah sağ gözü (veya eli) sol göze (veya ele) muhtaç etmesin
- Allah selamet versin
- Allah senden razı olsun
- Allah seni (veya sizi) inandırsın
- Allah sevdiğine dert verir
- Allah son gürlüğü versin
- Allah sonunu hayır etsin
- Allah taksiratını affetsin
- Allah tamamına erdirsin (veya eriştirsin)
- Allah tekrarına erdirsin
- Allah utandırmasın
- Allah vere de
- Allah verince kimin oğlu, kimin kızı demez
- Allah verirse el getirir, sel getirir, yel getirir
- Allah vermesin
- Allah versin
- Allah yarattı dememek
- Allah yazdı ise bozsun
- Allah yürü ya kulum demiş
- Allah zihin açıklığı versin
- Allah ziyade etsin
Birleşik Kelimeler: Allah aşkına, Allah taksimi, Allah vergisi, Allah yapısı, Allahualem, Allahuteala, evelallah, evvelallah
-
Herhangi bir işte başarılı olmuş, en üst dereceye ulaşmış kimse
Amerika'da kaçakçılığın allahları vardır. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- allahı çok, insanı az bir yer
HELAL (Kelime Kökeni: Arapça ḥalāl)
- Dinin kurallarına aykırı olmayan, dinî bakımdan yasaklanmamış olan, haram karşıtı
- Kurallara, geleneklere uygun
-
Kurallara, geleneklere uygun olarak
Helal kazanılmış para.
- Nikâhlı eş
Ata Sözleri ve Deyimler
- helal etmek
- helal olmak
- helal olsun
- helal süt emmek
Birleşik Kelimeler: helalühoş, helalzade
HALEL (Kelime Kökeni: Arapça ḫalel)
- Bozma, bozukluk
Ata Sözleri ve Deyimler
- halel gelmek
- halel getirmek
- halel vermek
RAHLE (Kelime Kökeni: Arapça raḥle)
-
Üzerinde kitap okunan, yazı yazılan, bazıları açılıp kapanabilen alçak, küçük masa
İlk defa yeni usul bir rahleye oturtuldum. - Yahya Kemal Beyatlı
Birleşik Kelimeler: rahleitedris
ALEYH (Kelime Kökeni: Arapça ʿaleyh)
-
Bir şeyin veya bir kimsenin karşısında olma, leh karşıtı
Kiminle biraz arkadaşlık yapmak istedimse aleyhime çıktı. - Etem İzzet Benice
Ata Sözleri ve Deyimler
- aleyhe dönmek
- aleyhe dönmek
- aleyhinde (veya aleyhine) söylemek (veya bulunmak)
- aleyhinde olmak
- aleyhine dönmek
- aleyhine olmak
- aleyhte olmak
Birleşik Kelimeler: binaenaleyh, müddeialeyh
HALAY
-
Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde genellikle davul ve zurna eşliğinde toplu olarak oynanan bir halk oyunu
Davullar dövüldü, zurnalar halay havaları üfürdü, düğün dernek kutlandı. - Nezihe Araz
Ata Sözleri ve Deyimler
- halay çekmek (veya tepmek)
Birleşik Kelimeler: Acem halayı
HAYAL (Kelime Kökeni: Arapça ḫayāl)
-
Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, imge, hülya
Mustafa Kemal hayallerin değil hakikatlerin adamı idi. - Falih Rıfkı Atay
- Belli belirsiz görülen şey, gölge
-
Görüntü
İnsanın aynadaki hayali.
- İmge
-
Aydınlatılan bir perde arkasında deri veya kartondan yapılmış, hareket edebilen resimler ve bunlarla oynatılan oyun
Hayal yani Karagöz oynatan bir sanatkârmış. - Abdülhak Şinasi Hisar
Ata Sözleri ve Deyimler
- hayale dalmak
- hayale kapılmak
- hayal etmek
- hayal gibi
- hayalinden geçirmek
- hayal kurmak
- hayal olmak
Birleşik Kelimeler: hayal gücü, hayalhane, hayal kırıklığı, hayal meyal, hayal oyunu, ham hayal, inkisarıhayal, sukutuhayal
FULAR (Kelime Kökeni: Fransızca foulard)
-
Genellikle boyna bağlanan, bir tür ince ipek kumaş
Boynuna bulut mavisi bir fular bağlamıştı. - Attila İlhan
ELYAF (Kelime Kökeni: Arapça elyāf)
- Genellikle iplik durumuna getirilebilir lifli madde
- Bu maddeden yapılmış
Birleşik Kelimeler: cam elyafı
FALYA (Kelime Kökeni: İtalyanca falia)
- Topları ateşlemek için ağızotunun konulduğu delik
-
Altına etme
Sus! Buruntu geçiriyorum, azıcık kıpırdansam falya. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
RAFYA (Kelime Kökeni: Fransızca raphia)
- Afrika ve Amerika'da yetişen, iri gövdeli, uzun yapraklı palmiye (Raphie)
- Bu palmiyenin dokuma işlerinde kullanılan lifleri
-
Bu liflerden yapılan
Rafya çanta.
FUAYE (Kelime Kökeni: Fransızca foyer)
-
Dinlenmelik
Tiyatronun ışıl ışıl fuayesinde içeri doğru yürürken babam koluna girmemi istemişti. - Adalet Ağaoğlu
FULYA (Kelime Kökeni: İtalyanca pulia)
- Nergisgillerden, soğan köklü bir bitki, zerrin (Narcissus jonquilla)
-
Bu bitkinin güzel kokulu çiçekleri
Bir sepetin içinde sümbüller, fulyalar, zerrinler, menekşeler, şebboylar, dalga dalga renkler, damla damla rayihalar sıralanmıştı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Birleşik Kelimeler: fulya balığı