HAYKIRTI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

HAYKIRTI harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli HAYKIRTI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HIYAR12, HAYIT12, HAYIR12, HIRKA10, HATIR10, ITRAH10, KAHIR10, YIRIK9, AYRIT8, AYRIK8, KIRAY8, KAYIR8, KAYIT8, YAKIT8, YARIK8, YATIK8, YATIR8, KITIR7, TIRIK7, TIKIR7, ARKIT6, ARTIK6, KATIR6, KIRAT6, TIRAK6

ARKIT

[isim]

[halk ağzında]

  • Köy evlerinde kapıların arkasına konulan kalın kuşak

ARTIK

[sıfat]

  • İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan

[isim]

  • Bir şeyin harcandıktan veya kullanıldıktan sonra artan bölümü

    Kumaş artığı.

    Dibinde bir yudumluk kararmış çay artığı vardı. - Yusuf Atılgan

  • Daha çok, daha fazla

[zarf]

  • (a'rtık) Bundan böyle, bundan sonra

    Artık onlar en lüks gazino ve barlara gidiyorlar, gecelerini oralarda geçiriyorlardı. - Tarık Buğra

[isim]

[müzik]

  • Büyük ve tam aralıkların yarım ses artmış hâli

Birleşik Kelimeler: artık değer, artık emek, artık göl, artık gün, artık yıl, eksik artık, üretim artığı

KATIR

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Atgillerden, kısrak ile erkek eşeğin çiftleşmesinden doğan melez hayvan

    Otomobilimizi gören katırlar ejderha görmüşcesine kaçışıyorlar. - Necip Fazıl Kısakürek

[sıfat]

[mecaz]

  • Kaba, bayağı, görgüsüz (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katır gibi
  • katır kuyruğu gibi kalmak
  • katır tepmişe dönmek

Birleşik Kelimeler: katır boncuğu, katır inadı, katır karı, katırkuyruğu, katırtırnağı, katır yılanı

KIRAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳīrāṭ)

[isim]

  • Elmas, zümrüt vb. değerli taşların tartısında kullanılan, 0,20043 gramlık ağırlık ölçü birimi

    Bilmem hangi milyarder kocakarının porsuk gerdanında ışıldayan bilmem kaç kırat pırlanta mı diyeceksiniz? - Nazım Hikmet

[mecaz]

  • Nitelik, değer, düzey, seviye

    Karşısındaki oyuncu belki de orta kıratı hiçbir zaman geçmeyen birisi idi. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıratını ölçmek

TIRAK

[isim]

  • Kırılan kuru bir şeyin çıkardığı ses

Birleşik Kelimeler: tırık tırak

KITIR

[isim]

  • Minderin sertleşmesini sağlayan içindeki saman parçaları

[argo]

  • Yalan

[halk ağzında]

  • Patlamış mısır

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıtıra almak
  • kıtır atmak

Birleşik Kelimeler: kıtır kıtır

TIRIK

[isim]

  • Bir nesnenin art arda iki yere çarpmasından çıkan ince ve kuru ses

    Kapı tırık diye kapandı.

Birleşik Kelimeler: tırık tırak

TIKIR

[isim]

  • Tıkırdayan, birbirine vuran, çarpan şeylerin çıkardığı ses

[argo]

  • Para

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tıkırını yoluna koymak
  • tıkırı yolunda olmak (veya gitmek)

Birleşik Kelimeler: tıkır tıkır, keyfi tıkırında

AYRIT

[isim]

[matematik]

  • İki düzlemin ara kesiti

    Bir küpün on iki ayrıtı vardır.

AYRIK

[sıfat]

  • Ayrılmış

    Yandan ayrık, tek tük gümüş pırıltılı saçları. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna
  • Kural dışı
  • Düzgün ve uygun olmayan, çarpık

    Apış arasına fazla tülbent ve mermerşahi tıkarak bebeği çarpık ve ayrık bacaklı, tenasüpsüz olmaktan korur. - Refik Halit Karay

[isim]

  • Ayrık otu

Birleşik Kelimeler: ayrık kümeler, ayrık otu

KIRAY

[sıfat]

  • Yol kesen, asi
  • Genç, delikanlı

KAYIR

[isim]

[halk ağzında]

  • Kalın kum
  • İnce kum

KAYIT (Kelime Kökeni: Arapça ḳayd)

[isim]

  • Bir yere mal ederek deftere geçirme

    Çocuğun kaydı bulunamadı.

  • Bir yazının, bir hesabın tarih, numara vb.nin veya kopyasının bir yerde yazılı bulunması

    Hafızama güvenmeyiniz. Kayıtlarınız daha sağlamdır. - Refik Halit Karay

  • Önem verme
  • Resmî belge
  • Sesi veya görüntüyü manyetik bant üzerine geçirme işlemi

[mecaz]

  • Şart

    Kitabımı geri gönderme kaydıyla verebilirim.

[mecaz]

  • Sınırlama, davranışlarını çerçeveleme

    Hiçbir kayıt ileri sürmeksizin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kayda geçirmek
  • kaydını düşmek
  • kaydını silmek
  • kayıt altına girmek
  • kayıt koymak
  • kayıttan düşmek

Birleşik Kelimeler: kayıt defteri, kayıt dışı, kayıt kabul, kayıt kuyut, kayda değer, kaydedilmek, kaydetmek, kaydettirmek, kaydıhayat, kaydıihtiyat, kaydolmak, kesin kayıt, ön kayıt, nüfus kaydı, sabıka kaydı

[isim]

  • Pencere çerçevesi
  • Araç, eşya
  • Yiyecek

Birleşik Kelimeler: kış kayıtı

YAKIT

[isim]

  • Doğal gaz, mazot gibi ısı sağlamak amacıyla yakılan madde

    Yakıt bittiği için kaloriferler yanmıyor.

  • Enerji ve ısı ortaya çıkaran yanıcı madde

Birleşik Kelimeler: yakıt deposu, yakıt göstergesi, yakıt parası, akaryakıt, yağ yakıt, jet yakıtı

YARIK

[isim]

  • Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak

    Tam öğle vakitleri yüksek kaya yarığının dibinde toplanıyor, bir saat kadar güneşleniyorduk. - Aka Gündüz

  • İnce bir çizgi durumunda açılmış yara

[mecaz]

  • Anlaşmazlık

    Şimdiden birtakım yarıklar açan siyasi rekabetten başka ne mana verilebilirdi? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[fizik]

  • Küçük bir ışık demeti elde etmek için ışık kaynağının önüne konulan, saydam olmayan bir düzlem üzerine açılmış, dikdörtgen biçiminde küçük delik

[tıp]

  • Çatlak

[argo]

  • Dişinin cinsel organı

[sıfat]

  • Yarılarak açılmış veya yarılarak oluşmuş

Birleşik Kelimeler: yarık dudak, karnıyarık, tabanı yarık, dudak yarığı