HAYALPERVER Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

HAYALPERVER harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli HAYALPERVER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

EYVAH17, HAVYA17, AHVAL15, ERVAH15, HELVA15, HAVRA15, LEVHA15, PERVA15, HARAP13, LEVYE13, PAHAL13, YELVE13, YAVER13, AVARE11, ALEYH11, HALAY11, HAYAL11, LARVA11, PARYA11, PRAYA11, YALPA11, HARAR9, LEPRA9, RAHLE9, REAYA7, YEREL7, YARAR7

REAYA (Kelime Kökeni: Arapça reʿāyā)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir hükümdarın yönetimi altındaki halk
  • Tanzimattan önce Osmanlı Devleti'nin Müslüman olmayan uyrukları

    Buradaki Türkler de tek tük reayayı görmemezliğe gelebiliyorlardı. - Abdülhak Şinasi Hisar

[mecaz]

  • Hristiyan

YEREL

[sıfat]

  • Yöresel

[gök bilimi]

  • Gözlem yerine veya gözlemcinin bulunduğu yere göre tanımlanan

[tıp]

  • Sınırlı bir yerle ilgili olan, mevzii, lokal

Birleşik Kelimeler: yerel ağ, yerel korozyon, yerel radyo, yerel saat, yerel televizyon, yerel yayın, yerel yönetim

YARAR

[isim]

  • Bir işten elde edilen iyi sonuç, fayda, avantaj

    Al takke ver külah, kırsal kesimi çocuğunu okutmanın yararına inandırdık. - Attila İlhan

  • Çıkar

    Kızılay yararına bir balo.

[sıfat]

  • Yarayan, elverişli, uygun

    Sanat yalnız insanları ıslah etmeye yarar bir vasıtadır. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yararı dokunmak
  • yararı olmak

Birleşik Kelimeler: kamu yararı

HARAR (Kelime Kökeni: Arapça ḫarār)

[isim]

[eskimiş]

  • Çoğu kıldan dokunmuş, büyük çuval

    Yedi harar malı bir seferde kamyona yükledi. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • harar gibi

LEPRA (Kelime Kökeni: Yunanca)

[isim]

[tıp]

  • Cüzzam

RAHLE (Kelime Kökeni: Arapça raḥle)

[isim]

  • Üzerinde kitap okunan, yazı yazılan, bazıları açılıp kapanabilen alçak, küçük masa

    İlk defa yeni usul bir rahleye oturtuldum. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: rahleitedris

AVARE (Kelime Kökeni: Farsça āvāre)

[sıfat]

  • İşsiz, işsiz güçsüz, başıboş, aylak

    Daha ne kadar sürdürebilecekti bu avare yaşamını? - Ayşe Kulin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • avare dolaşmak
  • avare etmek
  • avare olmak

ALEYH (Kelime Kökeni: Arapça ʿaleyh)

[isim]

  • Bir şeyin veya bir kimsenin karşısında olma, leh karşıtı

    Kiminle biraz arkadaşlık yapmak istedimse aleyhime çıktı. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aleyhe dönmek
  • aleyhe dönmek
  • aleyhinde (veya aleyhine) söylemek (veya bulunmak)
  • aleyhinde olmak
  • aleyhine dönmek
  • aleyhine olmak
  • aleyhte olmak

Birleşik Kelimeler: binaenaleyh, müddeialeyh

HALAY

[isim]

  • Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde genellikle davul ve zurna eşliğinde toplu olarak oynanan bir halk oyunu

    Davullar dövüldü, zurnalar halay havaları üfürdü, düğün dernek kutlandı. - Nezihe Araz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • halay çekmek (veya tepmek)

Birleşik Kelimeler: Acem halayı

HAYAL (Kelime Kökeni: Arapça ḫayāl)

[isim]

  • Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, imge, hülya

    Mustafa Kemal hayallerin değil hakikatlerin adamı idi. - Falih Rıfkı Atay

  • Belli belirsiz görülen şey, gölge

[fizik]

  • Görüntü

    İnsanın aynadaki hayali.

[ruh bilimi]

  • İmge

[eskimiş]

  • Aydınlatılan bir perde arkasında deri veya kartondan yapılmış, hareket edebilen resimler ve bunlarla oynatılan oyun

    Hayal yani Karagöz oynatan bir sanatkârmış. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hayale dalmak
  • hayale kapılmak
  • hayal etmek
  • hayal gibi
  • hayalinden geçirmek
  • hayal kurmak
  • hayal olmak

Birleşik Kelimeler: hayal gücü, hayalhane, hayal kırıklığı, hayal meyal, hayal oyunu, ham hayal, inkisarıhayal, sukutuhayal

LARVA (Kelime Kökeni: Latince)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kurtçuk

PARYA (Kelime Kökeni: Fransızca paria)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Hindistan'da toplumsal sınıfların dışında kalanlar

    Paryalar her türlü toplumsal haklardan yoksundurlar.

  • Herkes tarafından hor görülen ve aşağılanan kimse, ayaktakımı

    Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya / Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya - Necip Fazıl Kısakürek

YALPA

[isim]

[denizcilik]

  • Rüzgâr veya dalgaların etkisiyle geminin bir sancağa, bir iskeleye yatıp kalkması
  • İki yana sallanarak, eğilerek yürüme

    İkisi de yalpada, kol kola tutunmasalar yere yıkılacaklar. - Sermet Muhtar Alus

[fizik]

  • Mekanik bir parçanın genel düzlemden kısmen sapması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yalpa vurmak
  • yalpa yapmak

HARAP (Kelime Kökeni: Arapça ḫarāb)

[sıfat]

  • Bayındırlığı kalmamış, yıkılacak duruma gelmiş, yıkkın, viran

    Mezarlığın ortasında altı adet mermer sütunlu harap bir kümbet göze çarpar. - Sermet Muhtar Alus

[eskimiş]

  • Çok sarhoş

[mecaz]

  • Bitkin, yorgun, perişan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • harap düşmek
  • harap etmek
  • harap olmak

LEVYE (Kelime Kökeni: Fransızca levier)

[isim]

[teknik]

  • Bir mekanizmanın kumanda kolu
  • Bir şeyi yerinden oynatmak, kaldırmak, harekete geçirmek, gevşetmek vb. için kullanılan, kaldıraca benzer araç

    Sonra bir el çekti gemiyi tezgâhtan ayıracak levyeyi. - Çetin Altan