HAVVAANAELİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

HAVVAANAELİ harflerini içeren 4 harfli 43 kelime bulunuyor. 4 harfli HAVVAANAELİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HAVİ14, HAVA14, VAHA14, VAHİ14, AVAL10, ALEV10, ENVA10, EVLİ10, EVLA10, EVİN10, LİVA10, LAVA10, LEVA10, NEVA10, VELİ10, VENA10, VALE10, VALİ10, VANA10, EHLİ8, EHİL8, HELA8, HİLE8, HAİL8, HAİN8, HALA8, HALE8, HALİ8, HANE8, HANİ8, İNHA8, İLAH8, ANAL4, ALAN4, AİLE4, ENLİ4, ELAN4, İNAL4, İANE4, İLAN4, LAİN4, NAİL4, NALE4

ANAL (Kelime Kökeni: Fransızca anal)

[sıfat]

[tıp]

  • Anüsle ilgili

[zarf]

  • Anüs yoluyla

ALAN

[isim]

  • Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
  • Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran
  • Yüz ölçümü
  • Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer

[mecaz]

  • Bir çalışma çevresi

    Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır. - Nurullah Ataç

[fizik]

  • İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası

    Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı.

[sinema]

[televizyon]

  • Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü

[spor]

  • Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha

Birleşik Kelimeler: alan araştırması, alan denetimi, alan hızı, alan korkusu, alan koruması, alan savunması, alan talan, alan topu, açık alan, art alan, gideren alan, kamusal alan, kırsal alan, kör alan, manyetik alan, mücavir alan, sulak alan, üretici alan, üretici olmayan alan, yarı alan, yeşil alan, ceza alanı, eğitim alanı, havaalanı, ilgi alanı, iş alanı, kapsama alanı, oyun alanı, penaltı alanı, piknik alanı, rekreasyon alanı, savaş alanı, sit alanı, yargı alanı, yayın alanı, yerleşim alanı

AİLE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾile)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik

    Birbirlerine nasıl tutkun, yangın bir aile olduklarını sayıp döktü. - Lâtife Tekin

  • Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü

    Kendilerinin hangi asil aileye mensup olduklarını bilmiyorum. - Nazım Hikmet

  • Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü

[halk ağzında]

  • Eş, karı
  • Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü
  • Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya

Birleşik Kelimeler: aile adı, aile bahçesi, aile bütçesi, aile doktoru, aile dostu, aile fotoğrafı, aile gazinosu, aile hayatı, aile hekimi, aile hukuku, aile ismi, aile mahkemesi, aile matinesi, aile meclisi, aile ocağı, aile planlaması, aile reisi, aile saadeti, büyük aile, çekirdek aile, koruyucu aile, köklü aile

ENLİ

[sıfat]

  • Eni büyük olan, geniş

    Kenarları gençliğinde işlediği enli dantellerle çevrili patiska örtülü minderlerde oturuyordu. - Cahit Uçuk

ELAN (Kelime Kökeni: Arapça elān)

[zarf]

[eskimiş]

  • Şimdi, şu anda, hâlâ, henüz, daha

    Zaten evlerinde elan sinide, yer sofrasında yemek yiyorlar. - Refik Halit Karay

İNAL

[isim]

  • Kendisine inanılan kimse

İANE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāne)

[isim]

[eskimiş]

  • Yardım

    Sen birkaç kuruş iane verirsen belki bir şey olur. - Memduh Şevket Esendal

İLAN (Kelime Kökeni: Arapça iʿlān)

[isim]

  • Duyuru

    Afişte, ilanda yazılı vakit gelmemiş de olsa perde açılacak demekti. - Tarık Buğra

  • Açıkça bildirme, açıkça duyurma

    Cumhuriyetin ilanı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilan etmek
  • ilan vermek

Birleşik Kelimeler: ilanıaşk, ilan panosu, ilan tahtası, duvar ilanı, el ilanı

LAİN (Kelime Kökeni: Arapça laʿīn)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Lanetlenmiş, melun

Birleşik Kelimeler: şeytanılain

NAİL (Kelime Kökeni: Arapça nāʾil)

[sıfat]

  • Erişmiş, ele geçirmiş, başarmış, kazanmış, ulaşmış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nail olmak

NALE (Kelime Kökeni: Farsça nāle)

[isim]

[eskimiş]

  • İnleme, inilti

EHLÎ (Kelime Kökeni: Arapça ehlī)

[sıfat]

  • Evcil

EHİL (Kelime Kökeni: Arapça ehl)

[isim]

  • Bir işte yetkili olan, bir işi yapan, erbap

    O, bu işin ehlidir.

  • Sahip

    Sanat ehli. Zevk ehli.

[halk ağzında]

  • Karı kocadan her biri, eş

    Bu adam ehliyle iyi geçinmiyor.

[eskimiş]

  • Topluluk, cemaat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ehil olmak

Birleşik Kelimeler: ehlibeyit, ehlidil, ehlihibre, ehlikeyif, ehlikitap, ehlisalip, ehlisünnet, ehlivukuf, ehlizevk, ırz ehli, keyif ehli, kitap ehli, söz ehli, sünnet ehli, tevhit ehli, zevk ehli

HELA (Kelime Kökeni: Arapça ḫalā)

[isim]

  • Tuvalet

HİLE (Kelime Kökeni: Arapça ḥīle)

[isim]

  • Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, ayak oyunu, alavere dalavere, desise, entrika
  • Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma

    Bu sütte hile var.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hile hurda bilmemek
  • hile ile iş gören mihnet ile can verir
  • hilesi hurdası yok
  • hile yapmak

Birleşik Kelimeler: hileişeriye