HAVUZCUK ile Oluşan Kelimeler (HAVUZCUK Kelime Türetme)
HAVUZCUK harflerinden oluşan 31 kelime bulunuyor. HAVUZCUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Havuzcuk kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
8 Harfli Kelimeler
HAVUZCUK26
7 Harfli Kelimeler
HAVUZCU25
5 Harfli Kelimeler
VUZUH20, HAVUZ19, KAVUZ15
4 Harfli Kelimeler
UZUV15, UCUZ12, VUKU12, KUZU9, UZAK8
3 Harfli Kelimeler
HAV13, VAH13, VAZ12, HAC10, HAZ10, KAV9, CAZ9, AHU8, HAK7, KUZ7, KAH7, UCA7, CUK7, KAZ6
2 Harfli Kelimeler
AV8, HU7, AH6, HA6, UZ6, AZ5, AK2
AK
- Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
- Bu renkte olan
-
Beyaz leke
Bir gözünde akı var.
- Temiz
- Dürüst
-
Sıkıntısız, rahat
Ak günler göresin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ak akçe kara gün içindir
- ak dediğine kara demek
- ak don kara don geçitte belli olur
- ak gün ağartır, kara gün karartır
- akı ak karası kara
- akı karası geçitte belli olur
- akım derken bokum demek
- ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
- ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
- ak koyunun kara kuzusu da olur
- ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
- akla karayı seçmek
- ak sakaldan yok sakala gelmek
Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı
AZ
-
Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı
Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
- Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak
Ata Sözleri ve Deyimler
- aza çoğa bakmamak
- aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
- aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
- az ateş çok odunu yakar
- az bulmak
- az buz olmamak
- az değil
- az gelmek
- az görmek
- az günün adamı olmamak
- azı çoğa saymak (veya tutmak)
- az kaldı (veya kalsın)
- az kaz, uz kaz, boyunca kaz
- az olsun, uz olsun
- az söyle, çok dinle
- az tamah çok ziyan getirir
- az veren candan, çok veren maldan
- az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur
Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından
- Azot elementinin simgesi
KAZ
-
Perde ayaklılardan, uzun, beyaz veya gri boyunlu, suda ve karada yaşayan, uçan, yabani veya evcil kuş (Anser)
Kazı yıkayıp temizlemişler, sonra da parçalayıp tencereye koymuşlar. - Çetin Altan
- Budala
Ata Sözleri ve Deyimler
- kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
- kazı koz anlamak
- kazın ayağı öyle değil
Birleşik Kelimeler: kaz adımı, kazayağı, kazboku, kaz kafalı, kazkanadı, kaz tüyü, deniz kazı, yaban kazı
AH
- İlenme, beddua
-
(a:h) Sesin tonuna göre pişmanlık, öfke, özlem, beğenme, sevgi vb. duygular anlatan bir söz
Ah, ne güzeldi o Direklerarası'ndaki ramazan ve donanma geceleri. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
(a:h) Ağrı, acı duyulduğunda söylenen bir söz
Ah başım!
Ata Sözleri ve Deyimler
- ah alan onmaz
- ah almak
- ah çekmek
- ah etmek
- ahı çıkmak
- ahını almak
- ahını yerde koymamak
- ahı tutmak
- ahı yerde kalmamak
- ah yerde kalmaz
Birleşik Kelimeler: ah vah, ahuvah
HA
-
İstek uyandırmak için kullanılan bir söz
Ha göreyim seni! Ha gayret!
-
(ha:) Şaşma anlatan bir söz
Amma güzel ha! Öyle oldu ha!
-
(ha:) Dikkati çekmek, uyarmak için kullanılan bir söz
Sakın ha bir daha yapma! Sakın ha ağlamanı istemiyorum. - Attila İlhan
-
(ha:) Bir şeyin birdenbire hatırlandığını veya kavrandığını anlatan bir söz
Ha, miralay arzu ederse o başka tabii! - Attila İlhan
-
Tekrarlanarak kullanıldığında eşitlik anlamı veren bir söz
Ha ben gelmişim ha o. Ha bağ ha bahçe ha tarla.
-
Bazen tekrarlanan bir emir kipinin tekrarları arasında yer alarak fiil ile anlatılan işin uzadığı ve bundan bıkıldığı bildirilir
Yürü ha yürü, yol bitmiyor ki.
- Evet
-
(ha:) Soru bildiren bir söz
Sen de geldin ha?
Ata Sözleri ve Deyimler
- ha babam (ha)
- ha babam de babam
- ha bire
- ha deyince
- ha gayret
- ha şöyle
- ha şunu bileydin
- Hahniyum elementinin simgesi
UZ
- İyi, güzel
- İşe yatkın, becerikli, mahir
Birleşik Kelimeler: eli uz
- Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz
Birleşik Kelimeler: uzgören, uzgörür, uz iletişim
HÂK (Kelime Kökeni: Farsça ḫāk)
- Toprak
Ata Sözleri ve Deyimler
- hâk ile yeksan etmek
- hâk ile yeksan olmak
-
Adalet
Haktan ayrılmamalı.
-
Adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç
Üstelik adli tatil olduğu için hak sahipleri bekleşirler. - Burhan Felek
-
Dava veya iddiada gerçeğe uygunluk, doğruluk
Bu davada hak görmüyorum.
-
Verilmiş emekten doğan manevi yetki
Ana hakkı ödenmez.
-
Pay
Makas hakkı. Komşu hakkı.
- Emek karşılığı ücret
-
Doğru, gerçek
Karacaoğlan der ki sözüm haktır. - Karacaoğlan
Ata Sözleri ve Deyimler
- hak (veya hakkını) yemek
- hak deyince akan sular durur
- hak etmek
- hak kazanmak
- hakkı geçmek
- hakkı için
- hakkından gelmek
- hakkını aramak
- hakkını helal etmek
- hakkını vermek
- hakkı olmak
- hakkı ödenmemek
- hakkı tanımak
- hakkı var
- hak vermek
- hak yerini bulur (veya yerde kalmaz)
Birleşik Kelimeler: hak ediş, hak ihlali, hakkıhıyar, hakkıhuzur, hakkımüktesep, hak kısıtlaması, hak kuşu, hakkısükût, haksever, haktanır, hak yolu, ayni hak, emrihak, ihkakıhak, kazanılmış hak, müktesep hak, barut hakkı, buluş hakkı, cevap hakkı, geçiş hakkı, geçit hakkı, gösterme hakkı, göz hakkı, huzur hakkı, iltica hakkı, intifa hakkı, irtifak hakkı, isim hakkı, kabotaj hakkı, konuşmama hakkı, kul hakkı, makas hakkı, oy hakkı, ölme hakkı, ön alım hakkı, özlük hakkı, patent hakkı, rücu hakkı, rüçhan hakkı, sarraflık hakkı, seçilme hakkı, seçme hakkı, sığınma hakkı, susma hakkı, sükût hakkı, şufa hakkı, takdir hakkı, telif hakkı, tuz ekmek hakkı, veto hakkı, yanıt hakkı, yasama hakkı, yazar hakkı, yumruk hakkı, hasta hakları
-
Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oyma, kazı
Mühür hakki.
-
Kâğıttaki yazıyı kazıma, kazı
Resmî kâğıtlarda hak ve silinti yasaktır.
Birleşik Kelimeler: hakketmek
-
Tanrı
Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal. - Mehmet Akif Ersoy
Ata Sözleri ve Deyimler
- Hak getire
- Hakk'ın rahmetine kavuşmak (veya Hakk'a kavuşmak veya Hakk'a yürümek)
Birleşik Kelimeler: Hak dini, Cenabıhak
KUZ
- Gölgede kalan (yan)
KÂH (Kelime Kökeni: Farsça gāh)
-
Ara sıra
İstanbul bu yüzden kâh gazsız kâh elektriksiz ve kâh kömürsüz kalabilir. - Burhan Felek
UCA
- Kuyruk sokumu kemiği
-
Yüce
Uca dağ başında yatmış uyumuş / Ela gözlerini uyku bürümüş - Halk türküsü
CUK
- "Tam yerine denk gelmek, uygun gelmek, yakışmak" anlamlarındaki cuk oturmak deyiminde geçen bir söz
HU (Kelime Kökeni: Arapça hū)
- Tanrı
- `Neredesin, bana bak` anlamlarında, genellikle kadınlar tarafından kullanılan bir seslenme sözü
- Dervişler arasında kullanılan bir seslenme sözü
Ata Sözleri ve Deyimler
- hu çekmek (veya demek)
UZAK
-
Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı
Muallâ, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu. - Peyami Safa
-
Arada çok zaman bulunan
Uzak bir gelecekte neler olacağı bilinmez.
-
Eli, gücü veya hükmü yetişmez
O böyle işlerden pek uzaktır.
-
İhtimali az olan
Sevgililerin birbirine kavuşması gerçekleşmeyecek bir uzak umut olarak gözükür. - Metin And
-
Ayrı, birbiriyle yakın ilgisi olmayan
Ne iyi! Sizinle birlikte uzak şeylerden bahsedebileceğiz. - Peyami Safa
-
Yakın olmayan yer
Fazla uzağa gitme.
Ata Sözleri ve Deyimler
- uzağı görmek
- uzak durmak
- uzak düşmek
- uzak kalmak
- uzaklara gitmek
- uzak tutmak
Birleşik Kelimeler: uzak akraba, uzak ara, uzak benzeşme, uzak benzeşmezlik, Uzak Doğu, uzak göçüşme, uzak görüş, uzak metatez, uzak yol kaptanı, yedi gömlek uzak
AHU (Kelime Kökeni: Farsça āhū)
- Ceylan
- Güzel, ince, zarif (kadın)
Ata Sözleri ve Deyimler
- ahu gibi
Birleşik Kelimeler: ahududu, ahu gözlü, ahu parçası
AV
-
Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma veya yakalama işi, şikâr
Kral hiç tınmadan, rahat rahat avdan döndü. - Necip Fazıl Kısakürek
- Bir hayvanın bir başka hayvanı yemek için yakalaması
- Bu yollarla yakalanan hayvan
- Tuzağa düşürülen, kendisinden yararlanılan kimse
Ata Sözleri ve Deyimler
- ava çıkmak
- ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz
- ava giden avlanır
- av avlanmış, tav tavlanmış
- av avlayanın, kemer bağlayanın
- av vuranın değil, alanın
Birleşik Kelimeler: av dönemi, av hayvanı, av köpeği, av mevsimi, av sezonu, av tezkeresi, av yasağı, sökün avı, sürek avı, sürgün avı