Harman ile Başlayan Kelimeler

HARMAN ile başlayan 13 kelime bulunuyor. Başında HARMAN olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Harman kelimesinin anlamı nedir? İçinde harman olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

HARMANLATMAK18,

HARMANLANMAK18

11 Harfli Kelimeler

HARMANCILIK21, HARMANLAMAK17, HARMANLANMA17, HARMANLATMA17

10 Harfli Kelimeler

HARMANDALI18, HARMANLAMA16

9 Harfli Kelimeler

HARMANCIK18, HARMANLIK15

8 Harfli Kelimeler

HARMANCI17

7 Harfli Kelimeler

HARMANİ12

6 Harfli Kelimeler

HARMAN11

HARMAN (Kelime Kökeni: Farsça ḫirmen)

[isim]

  • Biçildikten sonra tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi
  • Bu işin yapıldığı yer veya mevsim

    Çocuğum başka çocuklarla beraber harmanda düvene binmiş dönüyor. - Reşat Nuri Güntekin

  • Birçok çeşitten birer parça alıp yeni birleşim oluşturma işi

    Çay harmanı. Tütün harmanı.

  • Selüloz açılması aşamasından başlayıp kâğıt veya karton sayfasının meydana gelmesine kadar kullanılan bir veya birkaç kâğıt hamuru ile diğer malzemelerin meydana getirdiği sulu süspansiyon
  • Herhangi bir şeyin toplu hâlde bulunduğu, işlendiği veya satıldığı yer

[mecaz]

  • Herhangi bir şeyin çok bulunduğu yer

    Yiğidin harman olduğu yer.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • harman çevirmek
  • harmanda dirgen yiyen sıpa, yılına kadar acısını unutmaz
  • harman döven öküzün ağzı bağlanmaz
  • harman dövmek
  • harman dövmek keçinin işi değil
  • harman etmek (veya yapmak)
  • harmanı kaldırmak
  • harman savurmak
  • harman sonu dervişlerindir
  • harman yakarım diyen orağa yetişmemiş
  • harman yel ile, düğün el ile

Birleşik Kelimeler: harmandalı, harman sonu, harman yeri, tuğla harmanı

HARMANİ

[isim]

  • Bütün vücudu saran, kolsuz ve bazen kukuletalı bir tür üst giysisi

    İki zayıf el harmaniden çıktı, göğsünün üstünde çaprazvari kavuştu. - Halide Edip Adıvar

HARMANLIK

[isim]

  • Harman için gerekli eşya
  • Harman yeri

HARMANLAMA

[isim]

  • Harmanlamak işi

HARMANLAMAK

[-i]

  • Harman etmek
  • Bir çember oluşturacak biçimde dolaşmak

[denizcilik]

  • Gemi az bir dümen açısıyla büyük bir eğri çizerek yürümek

HARMANLANMA

[isim]

  • Harmanlanmak işi

HARMANLATMA

[isim]

  • Harmanlatmak işi

HARMANCI

[sıfat]

  • Harman işi ile uğraşan (kimse)

    Böyle harmancı çingeneler, sana düzinelerle feda olsun! - Osman Cemal Kaygılı

HARMANLATMAK

[-i]

  • Harman yaptırmak

HARMANLANMAK

[nesnesiz]

  • Tütün, çay, içki vb.nin birkaç çeşidi birbirine katılıp karıştırılmak
  • Ay çevresinde ağıl oluşmak

HARMANDALI

[isim]

[müzik]

  • Ege bölgesinde oynanan bir tür zeybek oyunu
  • Bu oyunun müziği

[argo]

  • Sarhoş

    Baktı ki harmandalıyım, çık dedi, yarın akşam gel; sayılıdır sarhoşluğum benim. - Rıfat Ilgaz

HARMANCIK

[isim]

  • Bursa iline bağlı ilçelerden biri

HARMANCILIK

[isim]

  • Harmancının yaptığı iş