HARESİZ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
HARESİZ harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli HARESİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
AHİZ11,
İARE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāre)
-
Eğreti, ödünç
Bu iare tuvaletiyle kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı. - Peyami Safa
- Eğreti verme, ödünç verme
ASRİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣrī)
- Çağdaş
ESİR (Kelime Kökeni: Arapça esīr)
-
Tutsak
Meyhaneden çıktığında sarhoş kafayla bir esir gemisine binmiş, güvertede sızıp kalmıştı. - İhsan Oktay Anar
- Köle
-
Bir düşünceye veya bir kimseye körü körüne bağlı olan kimse
Onun güzelliğinin esiri oldular.
Ata Sözleri ve Deyimler
- esir almak
- esir düşmek
- esir etmek
- esir olmak
- esir yatmak
Birleşik Kelimeler: esir almaca, esir kampı, esir pazarı
- Atomlar arasındaki boşluğu ve bütün evreni doldurduğu varsayılan, ağırlığı olmayan, ısı ve ışığı ileten töz
- Hava
REİS (Kelime Kökeni: Arapça reʾīs)
- Başkan
-
Lider
Haydutların reisiyle anlaşıp üç adamını bir ay süreyle kiraladı. - İhsan Oktay Anar
-
Küçük tekne kaptanı
Üzgün gözlerle düşman reisine baktı. - Nazım Hikmet
Birleşik Kelimeler: reis bey, reis efendi, reisülküttap, semtürreis, aile reisi, belediye reisi, ceza reisi, cumhur reisi, eyyam reisi, liman reisi
SARİ (Kelime Kökeni: Hintçe)
- Hint kadınlarına özgü giysi
-
Bu giysinin yapıldığı kumaş
Sari denir kumaşa bürünen, ayağı bilezikli ve burunları incili veya mücevherli kadınlar... - Falih Rıfkı Atay
- Başkasına geçen, geçici
- Bulaşıcı, bulaşık (hastalık)
SAİR (Kelime Kökeni: Arapça sāʾir)
-
Başka, öteki, diğer
Onun sair işlerini bir dereceye kadar engelledi ise de ne zararı var! - Memduh Şevket Esendal
SERİ (Kelime Kökeni: Fransızca série)
-
Herhangi bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi
Bu, seri hâlinde yazılmış bir yazı değildir. - Sait Faik Abasıyanık
Birleşik Kelimeler: seri imalat, seri katil, seri üretim
-
Hızlı
Nazik ve oynak tavırlar, seri kelimelerle sözüne devam etti. - Reşat Nuri Güntekin
-
Hızlı bir biçimde
Seri konuşuyor.
SERA (Kelime Kökeni: İtalyanca serra)
- Sebze ve meyvelerin yetiştirildiği ve hava şartlarına karşı korunduğu cam ve naylonla kaplı yer, limonluk, ser (II)
RİZE
- Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
ZİRA (Kelime Kökeni: Farsça zīrā)
-
Çünkü
Yeter ki şu ikramiyeli çikolatalardan vazgeçiniz. Zira görüyorum ki merakınız günden güne artıyor. - Nazım Hikmet
AHİR (Kelime Kökeni: Arapça āḫir)
- Son, sonraki
- Sonra, en sonra, sonunda
Birleşik Kelimeler: ahir ömürde, ahir vakit, ahir zaman, cemaziyelahir, evvel ahir
HARE (Kelime Kökeni: Farsça ḫāre)
-
Bazı nesne, canlı, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş, dalgır
Uskumrunun hareleri daha sık, gözleri küçük oysa kolyozun hem hareleri daha taraklı hem gözleri daha patlak. - Oktay Rifat
- Üzerinde dalgalı çizgiler bulunan kumaş
- Yeni yapılan duvarların arasına harçla birlikte doldurulan taş parçaları
REHA (Kelime Kökeni: Farsça rehā)
- Kurtuluş, kurtulma
SEZA (Kelime Kökeni: Farsça sezā)
-
Uygun, yaraşır, bir şeye değer
Hele Topaç dedikleri o mollanın hâli görülmeye seza. - Sermet Muhtar Alus
SEZİ
- Sezgi
Birleşik Kelimeler: ilk sezi, önsezi