HAREKESİZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

HAREKESİZ harflerini içeren 5 harfli 42 kelime bulunuyor. 5 harfli HAREKESİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AHİZE12, HERZE12, İZHAR12, İHRAZ12, İHZAR12, ZAHİR12, ZEHİR12, HİSAR10, HARİS10, SARİH10, SAHRE10, SEHER10, ESKİZ9, ERSİZ9, EKSİZ9, HERKE9, HERİK9, HEREK9, HAKİR9, İKRAH9, KAHİR9, KERİH9, SEKİZ9, AZERİ8, ERZAK8, İKRAZ8, KİRAZ8, KERİZ8, REKİZ8, ZEKER8, ASKER6, ESRİK6, ESİRE6, EKSER6, KESİR6, KESRE6, KESER6, KERES6, SİRKE6, SERİK6, SERAK6, ERİKA5

ERİKA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Süpürge otu

ASKER (Kelime Kökeni: Arapça ʿasker)

[isim]

  • Orduda görev yapan erden generale kadar herkes

    Adına ve şimdi gördüğüm şahsiyetine zaten hayran olduğum büyük askerin bu alakası beni heyecana düşürmüştü. - İbrahim Alâeddin Gövsa

  • Askerlik görevi veya ödevi

    Askerden dönmek.

  • Er

    Dışarıda kolları kırmızı beyaz işaretli askerlerin taşıdığı boş sedyeler süratle uzaklaşıyor. - Nazım Hikmet

[sıfat]

  • Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli

    Asker adam.

[sıfat]

  • Yurdunu iyi koruyan, kahraman özelliği taşıyan

    Asker millet.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asker çıkarmak
  • askere alınmak
  • askere çağrılmak
  • askere gitmek
  • asker etmek (veya eylemek)
  • asker gibi
  • asker olmak

Birleşik Kelimeler: asker hastanesi, asker kaçağı, asker ocağı, asker tayını, kazasker, serasker, yedek asker, hassa askeri

ESRİK

[sıfat]

[eskimiş]

  • Sarhoş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esrik devenin çulu eğri gerek

ESİRE (Kelime Kökeni: Arapça esīre)

[isim]

[eskimiş]

  • Dişi tutsak
  • Cariye, dişi köle

EKSER

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük çivi

KESİR (Kelime Kökeni: Arapça kesr)

[isim]

[matematik]

  • Bir birimin bölündüğü eşit parçalardan birini veya birkaçını anlatan sayı

    Yarım, üçte bir, yüzde üç birer kesirdir.

Birleşik Kelimeler: kesir ölçek, adi kesir, basit kesir, bayağı kesir, bileşik kesir, ondalık kesir

KESRE (Kelime Kökeni: Arapça kesre)

[isim]

[eskimiş]

  • Esre

KESER

[isim]

  • Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç

    Kadınlar kucaklarından bebeklerini atıp ellerine keserleri aldılar. - Lâtife Tekin

Birleşik Kelimeler: ayak keseri, el keseri, nalıncı keseri

KERES

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük ve derin karavana

SİRKE

[isim]

  • Bit, tahtakurusu vb. asalak böceklerin yumurtası

    Hepsi bit, sirke içinde; sıvandım, hepsini temizledim. - Halide Edip Adıvar

[isim]

  • Salatalara, yemeklere ekşilik vermek için kullanılan ekşimiş üzüm, elma, limon vb. suyu
  • Birtakım kimyasal yöntemlerle hazırlanmış birleşiklerin ortak adı

Birleşik Kelimeler: sirke ruhu, sirke sineği, elma sirkesi, üzüm sirkesi

SERİK

[isim]

  • Antalya iline bağlı ilçelerden biri

SERAK (Kelime Kökeni: Fransızca sérac)

[isim]

[coğrafya]

  • Dik yerlerden inen buzullarda, derin yarılmalar sebebiyle buz parçalarının koparak aşağıya düşmesi

AZERİ (Kelime Kökeni: Farsça āẕer + Arapça -ī)

[isim]

  • Azerbaycan Türkü

ERZAK (Kelime Kökeni: Arapça erzāḳ)

[isim]

  • Uzun süre saklanabilen yiyeceklerin genel adı

    Çarşıdan erzakını bile kendi pazarlık eder, kendi alır, kendi evine getirir. - Ömer Seyfettin

İKRAZ (Kelime Kökeni: Arapça iḳrāż)

[isim]

[eskimiş]

  • Borç veya ödünç verme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikraz etmek