Har ile Başlayan 6 Harfli Kelimeler

HAR harfleri ile başlayan 6 harfli 21 kelime bulunuyor. Başında HAR olan 6 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "har ile biten 6 harfli kelimeler. İçinde Har olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

HARNUP15, HARAŞO14, HARÇLI14, HARTUÇ14, HARAZA13, HARİCİ13, HARTUM12, HARABE12, HARABİ12, HARDAL12, HARAMİ11, HARANI11, HARMAN11, HARARE10, HAREKE10, HAREKİ10, HARELİ10, HARİKA10, HARİTA10, HARLAK10, HARRAN10

HAREKE (Kelime Kökeni: Arapça ḥareke)

[isim]

  • Arap alfabesiyle yazılmış metinlerde üstüne ve altına konulduğu ünsüzlerin birer ünlü ile okunmasını sağlayan işaret

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hareke koymak

HAREKİ (Kelime Kökeni: Arapça ḥarekī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Hareket durumunda, devinim durumunda olan, devinimsel

HARELİ

[sıfat]

  • Haresi olan

    Elinde şampanya bardağı, dişlerinin arasında bir sap karanfil, hareli gözleri süzgün. - Attila İlhan

HARİKA (Kelime Kökeni: Arapça ḫāriḳa)

[sıfat]

  • Yaradılışın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran

    Türk tarihi harikalarla doludur.

[mecaz]

  • Çok büyük bir hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel

    Harika fikir doğrusu, kim akıl ettiyse iyi akıl etmiş. - Attila İlhan

[ünlem]

  • `Güzel` anlamında kullanılan bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • harikalar yaratmak

HARİTA (Kelime Kökeni: Arapça ḫarīṭa)

[isim]

[coğrafya]

  • Coğrafya, tarih, dil, nüfus vb. konularla ilgili yeryüzünün veya bir parçasının, belli bir orana göre küçültülerek düzlem üzerine çizilen taslağı

    Gelecek asırları tarihe bırakalım /Biz şimdi haritadan geçmişlere bakalım - Faruk Nafiz Çamlıbel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • haritadan silinmek
  • haritada olmak

Birleşik Kelimeler: fiziki harita, siyasi harita, topoğrafik harita, deniz haritası, hava haritası, nirengi haritası, topoğrafya haritası, yağış haritası, yol haritası

HARLAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Harıltı ile akan su, çağlayan

HARRAN

[isim]

  • Şanlıurfa iline bağlı ilçelerden biri

HARAMİ (Kelime Kökeni: Arapça ḥarāmī)

[isim]

[eskimiş]

  • Hırsız, haydut, eşkıya

    Olur mu canım, bu kudurmuş, şehirde, bunca haraminin ortasında nasıl yalnız kalır Suat, nasıl bensiz yaşar! - Attila İlhan

HARANI

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük tencere

HARMAN (Kelime Kökeni: Farsça ḫirmen)

[isim]

  • Biçildikten sonra tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi
  • Bu işin yapıldığı yer veya mevsim

    Çocuğum başka çocuklarla beraber harmanda düvene binmiş dönüyor. - Reşat Nuri Güntekin

  • Birçok çeşitten birer parça alıp yeni birleşim oluşturma işi

    Çay harmanı. Tütün harmanı.

  • Selüloz açılması aşamasından başlayıp kâğıt veya karton sayfasının meydana gelmesine kadar kullanılan bir veya birkaç kâğıt hamuru ile diğer malzemelerin meydana getirdiği sulu süspansiyon
  • Herhangi bir şeyin toplu hâlde bulunduğu, işlendiği veya satıldığı yer

[mecaz]

  • Herhangi bir şeyin çok bulunduğu yer

    Yiğidin harman olduğu yer.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • harman çevirmek
  • harmanda dirgen yiyen sıpa, yılına kadar acısını unutmaz
  • harman döven öküzün ağzı bağlanmaz
  • harman dövmek
  • harman dövmek keçinin işi değil
  • harman etmek (veya yapmak)
  • harmanı kaldırmak
  • harman savurmak
  • harman sonu dervişlerindir
  • harman yakarım diyen orağa yetişmemiş
  • harman yel ile, düğün el ile

Birleşik Kelimeler: harmandalı, harman sonu, harman yeri, tuğla harmanı

HARABE (Kelime Kökeni: Arapça ḫarābe)

[isim]

  • Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı, yıkı

    Cadde açılmadan evvel mutabıklarının harabeleriyle henüz bir duvarı duruyordu. - Asaf Halet Çelebi

  • Kalıntı

    Harabeyi dolaşırken ara sıra perişan kalabalıklara rast geliyoruz. - Falih Rıfkı Atay

HARABİ (Kelime Kökeni: Arapça ḫarābī)

[sıfat]

  • Meyhaneye giden, âlemci

    Ne harabiyim ne harabati / Kökü mazide olan atiyim - Yahya Kemal Beyatlı

HARDAL (Kelime Kökeni: Arapça ḫardal)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Turpgillerden, 100-150 santimetre yüksekliğinde, sarı çiçekli, deriyi yakıcı nitelikte olan ve tohumu hekimlikte kullanılan, tadı acı ve bir yıllık bir bitki (Brassica nigra)
  • Bu tohumun toz durumuna getirilmiş veya sirke ile karıştırılarak yapılmış macunu

    Sofra hardalı.

Birleşik Kelimeler: hardal gazı, hardal rengi, hardal yakısı, akhardal, sarımsak hardalı

HARAZA

[isim]

[halk ağzında]

  • Kavga, gürültü, karışıklık

    Yine mi kavga erenler? Yine mi haraza? - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Öfke, sinir

[isim]

[halk ağzında]

  • Sığırın öd kesesinden çıkan taş

HARİCÎ (Kelime Kökeni: Arapça ḫāricī)

[sıfat]

  • Dışla ilgili, dıştan olan

    İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. - Atatürk