HAPŞIRTMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

HAPŞIRTMAK harflerini içeren 6 harfli 31 kelime bulunuyor. 6 harfli HAPŞIRTMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

APIŞMA15, APIŞAK14, HAŞARI14, ŞAPRAK13, KIRPMA12, AŞIRMA11, ATIŞMA11, AKIŞMA11, HATIRA11, KAŞIMA11, MATRAH11, MATKAP11, MAŞRIK11, PITRAK11, PARMAK11, ŞAKIMA11, TRAMPA11, TAPMAK11, TAŞIMA11, ARATIŞ10, IRKTAŞ10, KARŞIT10, TAŞMAK10, ARITMA8, AKITMA8, IRAMAK8, KARIMA8, TIKAMA8, ARTMAK7, KIRAAT7, MATRAK7

ARTMAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük heybe

[nesnesiz]

  • Çoğalmak

    O zaman bedava binme olasılığı artardı. - Ayla Kutlu

  • Harcandıktan sonra bir miktar geri kalmak

    Kumaş arttı. Yemek arttı.

  • Değeri yükselmek, fazlalaşmak

KIRAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳirāʾat)

[isim]

[eskimiş]

  • Okuma

    Orada da bu gece kıraatleri devam ediyordu. - Hüseyin Cahit Yalçın

[din bilgisi]

  • Kur'an'ı belli kural ve işaretlere göre okuma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıraat etmek

Birleşik Kelimeler: kıraathane

MATRAK (Kelime Kökeni: Arapça miṭrāḳ)

[isim]

[eskimiş]

[tarih]

  • Savaşmayı öğretmek için kullanılan, ucu giderek yuvarlaklaşan kalın sopa, değnek

[sıfat]

[argo]

  • Eğlenceli, gülünç, hoş

    Cavcav gibi matrak oğlan var mı yahu? - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • matrağa almak
  • matrak geçmek

ARITMA

[isim]

  • Arıtmak işi

Birleşik Kelimeler: arıtma ünitesi

AKITMA

[isim]

  • Akıtmak işi, isale

    Oğlunun o eciş bücüş burnunun dikine gitmeye başladığı günlerde, tüm ilgisini ve sevgisini büyük kızına akıtmaya başlamıştı. - Elif Şafak

  • Hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan ve burunlarına doğru uzanan beyaz leke
  • Un, süt, yağ, yumurta, şeker veya pekmezle yoğrularak cıvık bir duruma getirilen hamurun kızgın sac üzerinde pişirilmesiyle yapılan bir tatlı türü

[halk ağzında]

  • Enli bilezik

IRAMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Uzaklaşmak, uzamak, ara açılmak

    Gide gide ben yolumdan ıradım / Iradım da dost köyüne uğradım - Halk türküsü

KARIMA

[isim]

  • Karımak işi

TIKAMA

[isim]

  • Tıkamak işi

    Tırmanıp gedikten girer girmez toprak dolu çuvallarla burayı tıkamaya çalışan insanlarla yüz yüze geldi. - İhsan Oktay Anar

ARATIŞ

[isim]

  • Aratma işi

IRKTAŞ

[isim]

  • Aynı ırktan olanlardan her biri

KARŞIT

[sıfat]

  • Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast

Birleşik Kelimeler: karşıt anlamlı, karşıt duygu, alt karşıt

TAŞMAK

[nesnesiz]

  • Sıvı maddeler, içinde bulundukları kaba sığmayacak kadar çoğalma ve kabarma yüzünden kenarları aşmak

    Hayvanın ağzından taşan beyaz köpüklere biraz da kan karıştı. - Haldun Taner

  • Akarsu, yatağından çıkarak çevresini kaplamak
  • Bir yere veya şeye sığmamak

    Kasketinden taşmış siyah saçları yakına gelince çok kırçıllaştı. - Sait Faik Abasıyanık

  • İnsan, nesne vb. çokça bulunmak, sayısı artmak

    Gösteri o kadar güzeldi ki seyirciler salondan taşmıştı.

[mecaz]

  • Öfke, sabırsızlık veya heyecan yüzünden kendini tutamamak

    Acaba bizim taşıp köpürmelerimizi pek çocukça mı bulmuştu? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

AŞIRMA

[isim]

  • Aşırmak işi

    Hemen bir yolunu bulurlar yükü üstlerinden aşırmanın. - Adalet Ağaoğlu

[mimarlık]

  • Yapı çatılarında uzun mertek, aşık

[sıfat]

  • Aşırılmış

    Aşırma bir eser.

[halk ağzında]

  • Küçük kazan, kova, bakraç

[edebiyat]

  • Başkalarının yazılarından bölümler, dizeler alıp kendisininmiş gibi gösterme veya başkalarının konularını benimseyip değişik bir biçimde anlatma, intihal

[hukuk]

  • Özellikle para aşırma, aşırtı, ihtilas

Birleşik Kelimeler: aşırma kayış

ATIŞMA

[isim]

  • Atışmak işi

    Başka karı kocalar gibi ikide bir atışma âdetimiz yoktur. - Refik Erduran

[edebiyat]

  • Saz şairleri, belli bir ayak üzerine karşılıklı deyiş söyleme

AKIŞMA

[isim]

  • Akışmak işi

[dil bilimi]

  • Bir sıraya gelen ses, hece veya kelimelerin birbirleriyle uyuşarak kulağa hoş ve dile kolay gelen bir bütün oluşturması