HAPŞIRTMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

HAPŞIRTMA harflerini içeren 5 harfli 34 kelime bulunuyor. 5 harfli HAPŞIRTMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Hapşırtma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Hapşırtma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

AHŞAP16, ŞAHAP16, ŞAHIM14, HARAP13, TAPIŞ13, HAŞAT12, ŞARAP12, HARIM11, HATIR10, HARAM10, ITRAH10, MAHRA10, MATAH10, RAMPA10, RATIP10, TAPMA10, TAMAH10, TAŞIM10, ARTIŞ9, HARTA9, RAHAT9, ŞAMAR9, ŞATIR9, TIRAŞ9, TAŞMA9, TAHRA9, TARAŞ8, TAŞRA8, ARTIM7, IRAMA7, MARTI7, TIMAR7, TARIM7, ARTMA6

ARTMA

[isim]

  • Artmak işi

    Tiyatrolar sayıca arttı, bunun sonucu seyirci sayısında da artma oldu. - Metin And

ARTIM

[isim]

[halk ağzında]

  • Artış

IRAMA

[isim]

  • Iramak işi

MARTI (Kelime Kökeni: İtalyanca martin)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Martıgillerden, çoğu beyaz renkte, eti yenmez, yüzücü, perde ayaklı deniz kuşlarının ortak adı (Larus)

    Martıların ve askerlerin oranın en sadık nöbetçileri olduğunu her geçişimde gördüm. - Asaf Halet Çelebi

Birleşik Kelimeler: küçük martı

TIMAR (Kelime Kökeni: Farsça tīmār)

[isim]

  • Binek hayvanlarının kıllarını, derisini temizleme

    Tımar tam bir saat sürüyor, yarım saat hayvanın bir tarafı, yarım saat öbür yanı. - Haldun Taner

  • Ağaç bakımı

    Merkeplere atladılar, şeftali bahçelerinden geçtikten sonra tımar görmemiş sık, gür bir ayvalığa daldılar. - Refik Halit Karay

  • Yara bakımı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tımar etmek

Birleşik Kelimeler: tımarhane, deve tımarı

[isim]

[tarih]

  • Anadolu Selçukluları ve Osmanlılarda, belirli görev ve hizmet karşılığında kişilere verilen, yıllık geliri 3.000-20.000 akçe olan toprak

TARIM

[isim]

  • Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, uygun koşullarda korunması, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanması, ziraat, kültür

Birleşik Kelimeler: tarım coğrafyası, ekolojik tarım, kuru tarım, organik tarım, sulu tarım

TARAŞ

[isim]

[halk ağzında]

  • Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden toplanan üründen artakalanlar

TAŞRA

[isim]

  • Bir ülkenin başkenti veya en önemli şehirleri dışındaki yerlerin hepsi, dışarlık

    Taşrada öğretmenlik ede ede saçı başı ağarmış, tatlı sözlü bir adamdı. - Halikarnas Balıkçısı

Birleşik Kelimeler: taşra ağzı

ARTIŞ

[isim]

  • Artma işi, artım

    Bu artış nicelik bakımından olduğu kadar nitelikte de görüldü. - Metin And

HARTA

[isim]

  • `Sırasız, saygısız davranışlarda bulunmak` anlamındaki hartası hurtası olmamak deyiminde geçen bir söz

RAHAT (Kelime Kökeni: Arapça rāḥat)

[isim]

  • İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur

[sıfat]

  • Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan

    Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur ve mutluluk verici tatlı rüzgâr karşısındayım ki... - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen

    Ben sana güzel ve rahat bir oda hazırlattım. - Peyami Safa

[sıfat]

  • Aldırmaz, gamsız

    Rahat adam.

[zarf]

  • Kolay bir biçimde, kolaylıkla

    İstersen beraber gidelim. Haydi al torbanı. Bir saatte rahat varırız. - Memduh Şevket Esendal

[ünlem]

  • `Hazır ol` durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rahata ermek
  • rahata kavuşmak
  • rahat batmak
  • rahat bırakmak
  • rahat bırakmamak (veya vermemek)
  • rahat durmak
  • rahat etmek
  • rahatı kaçmak
  • rahatına bakmak
  • rahat kıçına batmak
  • rahat olmak
  • rahat yüzü görmemek

Birleşik Kelimeler: rahat döşeği, rahat duruş, rahat rahat

ŞAMAR

[isim]

  • Açık elle yüze vurulan tokat, beşkardeş

    İzzetinefsime yediğim bu şamardan sersemledim. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şamar atmak (veya indirmek)
  • şamar patlatmak

Birleşik Kelimeler: şamaroğlanı

ŞATIR (Kelime Kökeni: Arapça şāṭir)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Neşeli, keyifli, şen

[isim]

[tarih]

  • Tören ve alaylarda padişahın, vezirin yanında yürüyen görevliler

Birleşik Kelimeler: şen şatır

TIRAŞ (Kelime Kökeni: Farsça terāş)

[isim]

  • Saç veya sakalı kesme işi, yülüme

    Tıraştan sonra da bıyık, sakal yerleri belli olurdu. - Memduh Şevket Esendal

  • Erkek saçını belli bir biçim vererek kesme

    Asker tıraşı.

  • Kesilme ve kazınma zamanı gelmiş saç ve sakal

    Üç günlük tıraşıyla hasta yatıyordu.

  • Bir şeyin üzerindeki pürüzleri alma, belli bir biçim vermek için yontma

[argo]

  • Yalan, asılsız, bıktırıcı, gereksiz söz

    Bırak tıraşı, doğru konuş!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tıraşa tutmak
  • tıraş etmek
  • tıraşı gelmek (veya uzamak)
  • tıraş olmak

Birleşik Kelimeler: tıraş bıçağı, tıraş fırçası, tıraş köpüğü, tıraş kremi, tıraş losyonu, tıraş makinesi, tıraş sabunu, tıraş tası, dikine tıraş, elmastıraş, heykeltıraş, kalemtıraş

TAŞMA

[isim]

  • Taşmak işi
  • Akarsu yatağından çıkarak çevresini kaplama, su baskını

    Çayın taşması evler kadar çekekteki motorlar için de tehlikeliydi. - Rıfat Ilgaz

Birleşik Kelimeler: lav taşması