HAPŞIRMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

HAPŞIRMAK harflerini içeren 5 harfli 40 kelime bulunuyor. 5 harfli HAPŞIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AHŞAP16, ŞAHAP16, ŞAHIM14, HARAP13, KAPIŞ13, ŞIPKA13, ŞAPKA12, ŞARAP12, HARIM11, IHMAK11, KIPMA11, AHMAK10, AHKAM10, HIRKA10, HAMAK10, HARAM10, KRAMP10, KAPMA10, KAMIŞ10, KAHIR10, MAHRA10, RAMPA10, AŞMAK9, AKŞAM9, KARHA9, KARIŞ9, KARŞI9, PARKA9, ŞIRAK9, ŞAMAR9, ŞARKI9, KAŞAR8, IRMAK7, IRAMA7, KIRMA7, RAKIM7, KARMA6, MARKA6, RAMAK6, RAKAM6

KARMA

[isim]

  • Karmak işi

[sıfat]

  • Ayrı türden olan ögelerin karıştırılmasıyla oluşmuş, muhtelit

    Karma futbol takımı.

Birleşik Kelimeler: karma aşı, karma eğitim, karma ekonomi, karmakarış, karmakarışık, karma okul, karma sergi, karma tamlama, karma tren

MARKA (Kelime Kökeni: İtalyanca marca)

[isim]

  • Resim veya harfle yapılan işaret
  • Bilet, para yerine kullanılan metal veya başka şeyden parça
  • Bir ticari malı, herhangi bir nesneyi tanıtmaya, benzerinden ayırmaya yarayan özel ad veya işaret

[mecaz]

  • Tanınmış ürün, saygın kişi vb

Ata Sözleri ve Deyimler

  • marka giymek
  • marka olmak

Birleşik Kelimeler: çarliston marka, çarliston marka kereste, kazık marka

RAMAK (Kelime Kökeni: Arapça ramaḳ)

[isim]

  • `Bir şeyin olmasına çok az kalmak` anlamına gelen ramak kalmak deyiminde geçer

    Gerçekten deli olmama ramak kalmıştı. - Ahmet Midhat

RAKAM (Kelime Kökeni: Arapça raḳam)

[isim]

[matematik]

  • Sayıları göstermek için kullanılan işaretlerden her biri

    0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, I, II, III ...

  • Bu işaretlerle yazılmış sayı

    Rakamları sıralamaya ihtiyacın yoktur herhâlde. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Nicelik, miktar

    Kayıplar yüksek bir rakama çıktı.

Birleşik Kelimeler: astronomik rakam, toparlak rakam, Arap rakamları, Romen rakamları

IRMAK

[isim]

  • Çoğunlukla denize dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir

    Sakarya sanki adı duyulmadık hatta adı konmadık bir ırmaktı. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ırmağı geçerken at değiştirilmez
  • ırmak kenarına çeşme yapılmaz

Birleşik Kelimeler: ırmak roman, deli ırmak

IRAMA

[isim]

  • Iramak işi

KIRMA

[isim]

  • Kırmak işi
  • Pili
  • Kırılmış veya dövülmüş tahıl

    Buğday kırması.

  • Basılı kâğıtları forma durumuna getirmek için belli yerlerinden bükme ve katlama işi
  • Ot bitmeyen bayır

    Yeşerir bayırlar, çöller, kırmalar / Nakışların bugün dört yanın dağlar. - Âşık Ali İzzet

[sıfat]

  • Ortasından kırılarak doldurulan (tüfek)

    Mustafa, kırma tüfeğe bir kurşun sürdü. - Yaşar Kemal

[sıfat]

[biyoloji]

  • Melez

    Arap kırması bir at.

[sıfat]

[mecaz]

  • Yabancı etkilerle özgün niteliğini yitirmiş olan

Birleşik Kelimeler: divani kırması, minare kırması

RAKIM (Kelime Kökeni: Arapça rāḳim)

[isim]

[coğrafya]

  • Yükselti

KAŞAR

[isim]

  • Koyun sütünden yapılan, genellikle tekerlek biçiminde, sarımtırak, yağlı bir peynir

Birleşik Kelimeler: kaşar peyniri

AŞMAK

[-den]

  • Yüksek, uzak veya geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmek

    İki gündür sarp dağ yollarından aşıyoruz. - Falih Rıfkı Atay

[-i]

  • Süre geçmek, bitmek, sona ermek

[-i]

  • Geçmek

    Üstelik çekingenliğin de kaybolmuş hatta sokulganlığı aşarak girişkenlik derecesini bulmuştu. - Tarık Buğra

[-e]

  • Erkek hayvan dişisiyle çiftleşmek

[nesnesiz]

[argo]

  • Görünmeden kaçmak

    Herif çoktan aşmış.

Birleşik Kelimeler: sınıraşan

AKŞAM

[isim]

  • Güneşin batmasına yakın zamandan gecenin başlamasına kadar olan vakit, akşam vakti, akşamleyin
  • Gece

    Dün akşam karşılıklı içerken, çoktan bayatlamış itirafımı ağzımdan kaçırma gafletinde bulundum. - Elif Şafak

  • Akşam ezanı
  • Akşam namazı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akşam ahıra sabah çayıra
  • akşama kadar
  • akşama kalmak
  • akşama karşı gitme, tana karşı yatma
  • akşamı akşam etmek
  • akşamı bulmak (veya etmek)
  • akşamın hayrından sabahın şerri iyidir
  • akşamın işini sabaha (veya yarına) bırakma
  • akşamı zor etmek
  • akşam ise yat, sabah ise git
  • akşamlar (veya akşamışerifler) hayrolsun!

Birleşik Kelimeler: akşam akşam, akşam azadı, akşam ezanı, akşam gazetesi, akşam güneşi, akşam karanlığı, akşam namazı, akşam pazarı, akşam piyasası, akşam saati, akşamsefası, akşam simidi, akşamüstü, akşamüzeri, akşam vakti, akşam yeli, Akşam Yıldızı, sabah akşam, akşama doğru, akşama sabaha, akşamlı sabahlı

KARHA (Kelime Kökeni: Arapça ḳarḥa)

[isim]

[eskimiş]

[tıp]

  • Ülser

KARIŞ

[isim]

  • Parmaklar birbirinden uzak duracak biçimde gergin duran elde, başparmak ile serçe parmağın uçları arasındaki açıklık

    Yürüyüp geçeceğim, basacağım yerlerin her bir karış mübarek toprağı benim için mukaddesti. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: karış karış, bir karış

KARŞI

[isim]

  • Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi

    Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor. - Halide Edip Adıvar

  • Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı

    Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik. - Refik Halit Karay

  • Ön, kat, huzur

    İkisi birden müdürün karşısına çıkarlar. - Yusuf Ziya Ortaç

[sıfat]

  • Bulunan yere göre önde, ileride olan

    Karşı evin kızları. Karşı mahalle.

[sıfat]

  • Karşıt, zıt, muhalif

    İlkin bütün bunların bir emperyalizm numarası olduğunu söyleyerek kesin bir karşı tavır koydu. - Murathan Mungan

[zarf]

  • Yüzünü bir şeye doğru çevirerek

    Bahçeye karşı oturmak.

[zarf]

  • Karşılık olarak, mukabil

    Bir ölüm haberine karşı ben içimde bin ezinti, bin çöküntü duydum. - Abdülhak Şinasi Hisar

[zarf]

  • İçin, hakkında

    Edebiyata karşı ilk alaka sizde nasıl ve ne zaman başladı? - Sait Faik Abasıyanık

[zarf]

  • -e doğru

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karşı çıkmak
  • karşı durmak
  • karşı gelmek
  • karşı koymak
  • karşı olmak
  • karşısına almak
  • karşısına dikilmek
  • karşısına geçmek

Birleşik Kelimeler: karşı akın, karşı devrim, karşı düşünce, karşı düşürüm, karşı gelim, karşı görüş, karşı karşıya, karşı olum, karşı oy, karşı sav, kapı karşı komşu, karşıdan karşıya, sabaha karşı

PARKA (Kelime Kökeni: Fransızca parka)

[isim]

[askerlik]

  • Genellikle askerin açık hava eğitimi ve manevra sırasında giydiği soğuğa karşı koruyucu, başlıklı bir tür üstlük
  • Genellikle gençlerin giydiği başlıklı bir tür üstlük