HAPŞIRMA Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
HAPŞIRMA harflerini içeren 4 harfli 26 kelime bulunuyor. 4 harfli HAPŞIRMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Hapşırma ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Hapşırma olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
APIŞ12,
ARMA (Kelime Kökeni: İtalyanca arma)
- Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun (II)
- Geminin yürümesine hizmet eden direk, seren, ip, halat ve yelken takımı
Ata Sözleri ve Deyimler
- arma donatmak
- arma soymak
- arma uçurmak (veya budatmak)
AŞAR (Kelime Kökeni: Arapça aʿşār)
- Türkiye’de 1925 yılına kadar tarımsal ürünün onda biri oranında aynî olarak alınan vergi
- Ondalık
- Ondalık
ARPA
-
Buğdaygillerden bir bitki (Hordeum vulgare)
Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda? - Falih Rıfkı Atay
- Bu bitkinin ekmek ve bira yapımında kullanılan, hayvanlara yem olarak verilen taneleri
- Rüşvet
Ata Sözleri ve Deyimler
- arpa eken buğday biçmez
- arpa ektim, darı çıktı
- arpa samanıyla, kömür dumanıyla
- arpası çok gelmek
- arpa unundan kadayıf olmaz
- arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez
Birleşik Kelimeler: arpa ekmeği, arpa güvesi, arpa suyu, arpa şehriye, yemlik arpa
ARIŞ (Kelime Kökeni: Farsça erş, ereş)
- Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü
- Çözgü
ARAP
- Fotoğrafın negatifi
- Fellah
Ata Sözleri ve Deyimler
- arap gibi olmak
- arap olayım
- Orta Doğu ile Kuzey Afrika'nın büyük bir bölümünde yaşayan halk ve bu halkın soyundan olan kimse
- Koyu esmer
Ata Sözleri ve Deyimler
- Arap'ın yalellisi gibi
- Arap uyandı (veya Arap'ın gözü açıldı)
Birleşik Kelimeler: Arap alfabesi, Arap rakamları, arap sabunu, arapsaçı, Arap tavşanı, Arap zamkı
AŞMA
- Aşmak işi
AHAR
- Hattatların kâğıt cilalamak için kullandıkları nişasta ve yumurta akından yapılan özel bir karışım
HARA (Kelime Kökeni: Fransızca haras)
-
Atların yetiştirildiği ve bakımlarının yapıldığı, hayvanların rahatça hareket etmelerini sağlayan alanların bulunduğu tesis
Karacabey harası.
- Hare
MAAŞ (Kelime Kökeni: Arapça maʿāş)
-
Aylık
Birdenbire ummadığım masraflarla ve kira ödeme derdiyle karşı karşıya kalınca, gülünçleşti maaşım. - Elif Şafak
Ata Sözleri ve Deyimler
- maaşa geçmek
- maaş almak
- maaş bağlamak
- maaş vermek
Birleşik Kelimeler: maaş bordrosu, asli maaş, çıplak maaş, dolgun maaş, açık maaşı, emekli maaşı, tekaüt maaşı
MARŞ (Kelime Kökeni: Fransızca marche)
-
Ritmi, yürüyen bir kimsenin veya topluluğun adımlarını hatırlatan müzik parçası
Bu şiir ya da manzumeyi marş biçimine bile sokmuştur. - Salâh Birsel
-
Bir topluluğu simgelemek için düzenlenmiş müzik parçası
Millî marşı `İstiklal Marşı`dır. - Anayasa
- Askerlikte yürüyüşe geçmek için verilen komut
-
Otomobil, kamyon vb. motorlu araçlarda motoru işletme düzeni
Marş anahtarı.
Birleşik Kelimeler: İstiklal Marşı, marş marş, millî marş
MAŞA (Kelime Kökeni: Farsça māşe)
-
Ateş veya kızgın bir şey tutmaya, korları karıştırmaya yarayan iki kollu metal araç
Kahveci ocaktan maşayı kapmış, o da fırlamıştı dışarı. - Çetin Altan
-
Çok küçük şeyleri tutmaya yarayan küçük, kollu araç
Saatçi maşası.
-
Saçları kıvırmak, düzeltmek için elektrik veya ateşle ısıtılan maşa biçiminde alet
Maşa ile kıvrılmış gibi dalgalı saçları vardı. - Peyami Safa
-
Başkasının isteklerine, amaçlarına alet olan kimse
Asıl suçlu, bu maşaya emir verenler. - Aydın Boysan
- Bisiklet çatısının ön ve arkasındaki çatal biçiminde, tekerleklerin takıldığı parça
Ata Sözleri ve Deyimler
- maşa gibi
- maşa gibi kullanmak
- maşa kadar
- maşası olmak
- maşa varken elini yakmak
Birleşik Kelimeler: kara maşa, termoelektrik maşa, zilli maşa
PARA (Kelime Kökeni: Farsça pāre)
-
Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit
Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı. - Fikret Otyam
-
Kazanç
Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık
- Kuruşun kırkta biri
Ata Sözleri ve Deyimler
- para akmak
- para basmak
- para bozmak
- para çekmek
- para çıkarmak
- para çıkışmamak
- paradan çıkmak
- para dökmek (veya akıtmak)
- para dönmek
- para etmek
- para etmemek
- para getirmek
- para ile değil
- para ile değil, sıra ile
- para kesmek
- para kırmak
- paranın üstü
- paranın yüzü sıcaktır
- para parayı çeker
- para peşin, kırmızı meşin
- para saçmak
- para saymak
- parasını çekmek
- parasını çıkarmak
- parasını sokağa atmak
- parasını yemek
- parasıyla rezil olmak
- para sızdırmak (veya koparmak)
- para tutmak
- paraya çevirmek
- paraya kıymak
- paraya para (veya pul) dememek
- para yapmak
- paraya sıkışmak
- para yatırmak
- para yedirmek
- para yemek
- parayı araya değil, paraya vermeli
- parayı basmak (veya bastırmak)
- parayı denize atmak
- parayı veren düdüğü çalar
Birleşik Kelimeler: para aktarımı, para arzı, para babası, para basma, para birimi, para canlısı, para cezası, para çantası, para değişimi, para dolaşımı, paragöz, para kısıtlaması, para pul, para şişkinliği, anapara, artı para, beş para, bloke para, bozuk para, büyük para, cari para, çürük para, demir para, haram para, hazır para, kâğıt para, kara para, kırk para, madenî para, nakit para, on para, sağlam para, sağ para, sıcak para, taze para, temiz para, tutulmuş para, ufak para, yüz para, başlık parası, boyunduruk parası, ekmek parası, hava parası, kahve parası, kan parası, kefen parası, palamar parası, uğur parası, yakıt parası, yol parası
ŞIRA (Kelime Kökeni: Farsça şīre)
- Henüz mayalanmamış üzüm suyu
-
Bazı meyve ve sebzelerin özü
Elma şırası.
- Süzülmüş afyon
Birleşik Kelimeler: şıraölçer, üzüm şırası
ŞAMA (Kelime Kökeni: Arapça şemʿa)
- Bal mumuna veya parafine batırılmış fitil
AŞIM
- Aşma işi
-
Erkek hayvanın dişisiyle çiftleşmesi
Hayvan aşım istasyonu.
Birleşik Kelimeler: süre aşımı, zaman aşımı