HANIMELİGİLLER Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
HANIMELİGİLLER harflerini içeren 5 harfli 99 kelime bulunuyor. 5 harfli HANIMELİGİLLER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
HANGİ13,
ANELE (Kelime Kökeni: İtalyanca anello)
- Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka
ALENİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿalenī)
-
Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan
Siz bugüne kadar zevcenizin vicdansızca ve aleni hıyanetine, edepsizliğine tahammül ettiniz. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
Birleşik Kelimeler: aleni tadat
İLERİ
- Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı
-
Bir şeyin ulaşılacak yönü
Yolun ilerisi düz.
- Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra
-
Önde bulunan
İleri karakol. İleri hat.
-
Doğrusundan daha çok gösteren (saat)
Saat beş dakika ileridir.
-
Benzerlerini geride bırakmış
İleri fikirler.
-
Öne doğru, ileri doğru
Masayı biraz ileri çekelim.
-
`Amaca doğru durmadan yürü` anlamında kullanılan bir seslenme sözü
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri! - Atatürk
- Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön
Ata Sözleri ve Deyimler
- ileri (veya ileriye) gitmek
- ileri almak
- ileri atılmak (veya çıkmak)
- ileri geçmek
- ileri gelmek
- ileri götürmek
- ilerisine gitmek
- ileri sürmek
- ileri varmak
- ileriyi görmek
Birleşik Kelimeler: ileri gelen, ileri geri, ileri görüş, ileri gözetleyici, ileri karakol, ileri teknoloji, ileri uç, ileri vites
NELER
-
çok ve çeşitli şeyler
Bugün neler gördük.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ne âlem
- ne âlemde?
- ne alıp veremiyor?
- ne arar (veya onda ... ne gezer)
- ne arıyor
- ne biçim?
- ne buyrulur?
- ne çare
- ne çıkar
- ne çiçektir, biliriz
- ne dedim de
- ne demek?
- ne demek olsun
- ne demeye
- ne denir (veya dersin)
- ne denli
- ne de olsa
- ne dese beğenirsin?
- nedir ki
- ne diye?
- ne ekersen onu biçersin
- ne fayda
- ne gam
- ne gezer
- ne gibi?
- ne gözle bakmak
- ne güne duruyor?
- ne günlere kaldık!
- ne haber?
- ne hacet
- ne haddine!
- ne hâlde?
- ne hâli varsa görsün
- ne hikmetse (veya hikmettir)
- ne idiği belirsiz
- ne imiş?
- ne ise
- ne istediğini bilmek
- ne iyi!
- ne kadar
- ne kadar olsa
- ne kadar varsa
- ne lazım
- neler de neler, maydanozlu köfteler
- neler neler
- ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
- ne mene
- ne menem
- ne mümkün
- ne münasebet!
- ne o?
- ne olacak!
- ne olduğunu bilememek
- ne oldum delisi olmak
- ne olur (veya olursun veya olursunuz)
- ne olursa olsun
- ne oluyor?
- ne pahasına olursa olsun
- ne söylüyorsun?
- ne var ki
- ne yaparsın (veya yapmalı) ki
- ne yapıp yapıp
- ne yaptığını bilmemek
- ne yazar
- ne yazık ki
- neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
- neyin nesi (kimin fesi)
- neyleyim
- neymiş
- ne yüzle
RALLİ (Kelime Kökeni: İngilizce rally)
- Yarışmacıların otomobille belli yolları izleyerek ve özel kurallara uyarak belirli bir yere ulaşmalarına dayanan otomobil yarışı
ANİME (Kelime Kökeni: Fransızca animé)
- Japon çizgi romanı mangaların televizyon, sinema vb. için filmleştirilmiş biçimi
ANEMİ (Kelime Kökeni: Fransızca anémie)
- Kansızlık
ALLEM
-
`Bir işi istediği duruma getirmek için her türlü kurnazca çareye başvurmak` anlamıyla allem etmek, kallem etmek sözünde geçer
Nitekim allem ettiler, kallem ettiler, beni buradan mahrum etmek için her şeyi yaptılar. - Necip Fazıl Kısakürek
AMELÎ (Kelime Kökeni: Arapça ʿamelī)
-
Uygulamalı
Kitaplardan gelen fikirler nazari, yaşanan fikirler ise amelîdir. - Mehmet Kaplan
AMELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿamele)
-
Gündelikle çalışan işçi
Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar. - Sait Faik Abasıyanık
Birleşik Kelimeler: amele pazarı, amele taburu, amele yanığı, tanzifat amelesi
ERMİN (Kelime Kökeni: Fransızca hermine)
- Kakım
ERİME
-
Erimek işi
Dışarıda karlar erimeye başlamış. - Ahmet Ümit
Birleşik Kelimeler: aşırı erime, kemik erimesi
ENLEM
- Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi
Birleşik Kelimeler: enlem dairesi
EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)
-
Belirti, iz, ipucu
Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
İMREN
- Görülen bir şeyi veya benzerini edinme isteği, gıpta