HAMURLAŞMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

HAMURLAŞMA harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli HAMURLAŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Hamurlaşma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Hamurlaşma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

HUMMA12, HUMAR11, HURMA11, HAMAM11, HAMUR11, MUHAL11, MAHUR11, HAMAL10, HAMLA10, HARAM10, MAHAL10, MAHRA10, AŞAMA9, ALMAŞ9, ŞUARA9, ŞAMAR9, MAMUR8, MAMUL8, MALUM8, MARUL7, ULAMA7, ARAMA6, ALARM6, MARAL6

ARAMA

[isim]

  • Aramak işi, taharri

    Ankara'ya döner dönmez iş aramayı düşünüyordum. - Adalet Ağaoğlu

[hukuk]

  • Sanığın yakalanması veya suç belgelerinin elde edilmesi için bir kimsenin evinde, iş yerinde, üzerinde veya eşyasında yapılan araştırma işlemi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arama yapmak

Birleşik Kelimeler: arama bülteni, arama emri, arama izni, arama kararı, arama motoru, arama ruhsatı, arama tarama, mayın arama tarama gemisi

ALARM (Kelime Kökeni: Fransızca alarme)

[isim]

  • Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret
  • Bu işareti veren düzenek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alarma geçmek

MARAL (Kelime Kökeni: Moğolca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Dişi geyik

MARUL (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Birleşikgillerden, geniş ve uzun olan yeşil yaprakları taze olarak yenilen bir bitki (Lactuca sativa)

    Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan

Birleşik Kelimeler: acı marul, kıvırcık marul, yabani marul, deniz marulu, eşek marulu, yağ marulu

ULAMA

[isim]

  • Ulamak işi
  • Ulanan parça, ek, katkı, ilave

[dil bilgisi]

  • Konuşmada art arda gelen kelimelerden birincisinin sonundaki ünsüzün, ikincisinin başındaki ünlüye ses bakımından bir hece oluşturacak biçimde bağlanarak söylenmesi, bağlama: Ayırt etmek, tertip etmek, art arda gibi

[sıfat]

  • Ulanmış

MAMUR (Kelime Kökeni: Arapça maʿmūr)

[sıfat]

  • Bayındır

    Yıkılmış dilberin mamur illeri / Susmuş bülbüllerin taze dilleri - Karacaoğlan

Birleşik Kelimeler: dört başı mamur

MAMUL (Kelime Kökeni: Arapça maʿmūl)

[sıfat]

  • Yapılmış, işlenmiş, imal edilmiş (eşya, yiyecek)

Birleşik Kelimeler: yarı mamul

MALUM (Kelime Kökeni: Arapça maʿlūm)

[sıfat]

  • Bilinen, belli(II)

    Balkan Harbi'nin fecaatlerinden sonraki hadiseler de malumunuzdur. - Etem İzzet Benice

[mecaz]

  • Herkesçe bilinen ancak dile getirilemeyen

    Malum kişi. Malum çevre.

[zarf]

  • Bilindiği üzere, bilindiği gibi, kuşkusuz

[isim]

[dil bilgisi]

  • Etken, meçhul karşıtı

[eskimiş]

[matematik]

  • Bilinen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • malum değil
  • malum olmak
  • malumu ilam etmek
  • malum ya!

AŞAMA

[isim]

  • Önem veya değer bakımından gitgide yükselen bir sıra basamakların her biri, rütbe, mertebe, paye
  • Varılması istenen bir amaca doğru geçilmesi gerekli dönemlerden her biri, evre, basamak, adım, merhale

    Onlar biçkiyi, provayı öğrenme aşamasına gelmişlerdi. - Ayla Kutlu

[spor]

  • Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap

Birleşik Kelimeler: aşama sırası

ALMAŞ

[isim]

  • İki veya daha çok şeyin sıra ile değiştirilerek kullanılması veya kendiliğinden değişerek çalışması, keşikleme, münavebe

[mantık]

  • Birinin doğru olması ötekinin yanlışlığını gerektiren iki önermenin oluşturduğu sistem

ŞUARA (Kelime Kökeni: Arapça şuʿarā)

[isim]

[eskimiş]

  • Şairler

Birleşik Kelimeler: kalem şuarası

ŞAMAR

[isim]

  • Açık elle yüze vurulan tokat, beşkardeş

    İzzetinefsime yediğim bu şamardan sersemledim. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şamar atmak (veya indirmek)
  • şamar patlatmak

Birleşik Kelimeler: şamaroğlanı

HAMAL (Kelime Kökeni: Arapça ḥammāl)

[isim]

  • Taşıyıcı

    Arkasındaki hamalların sırtında meşin torbalar içinde züyuf akçe. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hamala semeri yük olmaz

Birleşik Kelimeler: hamalbaşı, hamal camal, hamal semeri, hamal sırığı, sırık hamalı

HAMLA (Kelime Kökeni: Arapça ḥamle)

[isim]

[denizcilik]

  • Küreklerin bir kez suya daldırılıp çıkarılması
  • Sandalın bu biçimde aldığı yol
  • Kıçtan birinci oturak

    Filikada hamlada oturan gemici, bir eliyle rıhtımın kenarına tutunmuş. - Zeyyat Selimoğlu

HARAM (Kelime Kökeni: Arapça ḥarām)

[sıfat]

[din bilgisi]

  • Din kurallarına aykırı olan, dinî bakımdan yasak olan, helal karşıtı
  • Yasak

    Biraz sevinmek için bekledim dinsin yaram / Anladım, bana gülmek değil yaşamak haram - Faruk Nafiz Çamlıbel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • harama uçkur çözmek
  • haram etmek
  • haramın temeli olmaz
  • haram olmak
  • haram olsun!
  • haram yemek

Birleşik Kelimeler: haram lokma, haram para, haramzade