HALKİYAT Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

HALKİYAT harflerini içeren 5 harfli 32 kelime bulunuyor. 5 harfli HALKİYAT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HAYLİ11, HAYTA11, HALAY11, HATAY11, HAYAL11, HAYAT11, KAHYA11, AHLAT9, AHLAK9, AHALİ9, HİLAT9, HALİK9, HALKA9, HALAT9, İTHAL9, İHATA9, İLHAK9, İLKAH9, KAHİL9, KAHTA9, LAHİT9, TALİH9, AYLAK7, KALYA7, KALAY7, YALAK7, YATAK7, AKAİT5, KATİL5, TALİK5, TALAK5, TAKLA5

AKAİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāʾid)

[isim]

[din bilgisi]

  • Bir dinin öğrenilmesi gereken inançlarının ve tapınma kurallarının tümü
  • Bu kuralları toplayan kitap

KATİL (Kelime Kökeni: Arapça ḳātil)

[isim]

  • İnsan öldüren kimse, cani

    Öldürdüğü güzele ağlayan bu katilin / Elleri kanlı fakat gözyaşları temizdi - Enis Behiç Koryürek

[sıfat]

  • Öldürücü, ölüme neden olan

    Katil kurşun.

Birleşik Kelimeler: kanlı katil, kiralık katil

[isim]

  • Öldürme

Birleşik Kelimeler: katletmek, katliam

TALİK (Kelime Kökeni: Arapça taʿlīḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Asma, yukarı kaldırma
  • Bir işin yapılmasını herhangi bir şarta bağlı tutma
  • Belli bir zamana bırakma, erteleme
  • Arap alfabesinde geliştirilen, yatık olarak yazılan yazı türlerinden biri

[sıfat]

  • Bu tür yazı ile yazılmış

    ... sonra üç de eski talik levha. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • talik etmek

TALAK (Kelime Kökeni: Arapça ṭalāḳ)

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Evliliğin sona ermesi, erkeğin karısını boşaması

Birleşik Kelimeler: talakıselase

TAKLA

[isim]

  • Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp vücudu üstten aşırtarak öne veya arkaya yapılan dönme hareketi
  • Otomobil, kamyon vb. devrilip yuvarlanma
  • Uçak, güvercin vb.nin uzunlamasına veya yanlamasına dönme hareketi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takla atmak
  • takla attırmak

Birleşik Kelimeler: takla böcekleri, tepetakla, yıldırım takla

AYLAK

[sıfat]

  • İşsiz, boş gezen, avare (kimse)

    Develer daylak / Sevenler aylak / Sen kimin yârisin / Her yanın oynak - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aylak adam işidir
  • aylak olmak

KALYA (Kelime Kökeni: Arapça ḳalya)

[isim]

  • Sadeyağ ile pişirilen bir tür kabak veya patlıcan yemeği

KALAY

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 50, atom ağırlığı 118,7, yoğunluğu 7,29 olan, 232 °C'de eriyen, gümüş beyazlığında, kolay işlenebilen, yumuşak bir element (simgesi Sn)
  • Kalaylanmış bir kabın üzerindeki alaşım tabakası

    Pencereye, elinde yeni kalaydan çıkmış bir bakır sahanla orta yaşlı kadın geldi. - Osman Cemal Kaygılı

[mecaz]

  • Aldatıcı görünüş

[argo]

  • Sövme, küfür

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalayı basmak

Birleşik Kelimeler: kalaybalık, kalayhane

YALAK

[isim]

  • Hayvanların su içtikleri taş veya ağaçtan oyma kap

    Bir de hayvanları sulamak için yalak vardı. - Halikarnas Balıkçısı

  • Akan suyun çevreye sıçramasını veya akıp gitmesini önlemek için çeşme, musluk vb.nin altına konulan delikli taş tekne

    Az ileride yolun solunda, küçük bir çeşmenin suyu, önündeki yalağa dökülüyordu. - Necati Cumalı

[coğrafya]

  • Buz yalağı

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Boşboğaz, söz taşıyan

Birleşik Kelimeler: buz yalağı

YATAK

[isim]

  • Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek

    Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım. - Refik Halit Karay

  • Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte
  • Üzerine şilte konulan karyola, somya, kerevet vb

[coğrafya]

  • Irmak, çay, dere vb.nin, içinde aktıkları yer, akak, mecra

    Meyveler kızarmadan dalı üstünde soldu / Irmak yatağı kumsal, kırlar dikenlik oldu - Faruk Nafiz Çamlıbel

  • Katmanlaşmış herhangi bir madde yığını

    Çakıl yatağı.

  • Bir şeyin çok bulunduğu yer

    Yeşil sarıklı evliya yataklarının huzurunda gibiyim. - Refik Halit Karay

  • Maden veya fosil ocaklarında birbirini izleyen iki maden, taş veya kömür tabakası arasında uzanan damar
  • Çanak biçimindeki bir havzada veya buna benzer bir oluşumda toplanmış petrol birikintisi
  • Gizli barınak veya bir suçluyu gizlice barındıran yer

    Hırsız yatağı. Eşkıya yatağı.

  • Makinelerde hareketli bölümleri içine alan hareketli veya sabit parça

    Namlu yatağı. Eksen yatağı.

  • Fideleri gömmek için toprakta açılan çukur
  • Turunçgilleri ve yumurta vb. ürünleri korumak üzere saman vb.nden yararlanılarak yapılan yer

[hayvan bilimi]

  • Katmanlı bir kaya bütününde maden filizi veya taş döküntüsünden oluşan çok ince tabaka

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yatağa (veya yataklara) düşmek
  • yatağa bağlamak
  • yatağa bağlanmak
  • yatağa serilmek
  • yatağına girmek
  • yatağını ayırmak
  • yatak çekmek
  • yatak yapmak (veya sermek)
  • yatak yorgan yatmak

Birleşik Kelimeler: yatak başlığı, yatak çarşafı, yatakhane, yatak liman, yatak limonu, yatak mobilya, yatak odası, yatak örtüsü, yatak takımı, yatak yarası, ağ yatak, bilyeli yatak, ikili yatak, metal yatak, dere yatağı, döl yatağı, gemi yatağı, hırsız yatağı, ızgara yatağı, maden yatağı, muylu yatağı, su yatağı, yer yatağı

AHLAT (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç, yaban armudu, dağ armudu (Pirus piraster)

[bitki bilimi]

  • Bu ağacın, armuda benzeyen, iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi

[argo]

  • Kaba adam, yol iz bilmez kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahlatın iyisini (dağda) ayılar yer

[isim]

[eskimiş]

  • Bir karışım içindeki parçalar, ögeler

[fizyoloji]

  • Beden yapısının temelini oluşturan ögeler

Birleşik Kelimeler: ahlatıerbaa

[isim]

  • Bitlis iline bağlı ilçelerden biri

AHLAK (Kelime Kökeni: Arapça aḫlāḳ)

[isim]

  • Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları, aktöre, sağtöre

    Ahlak düzelmeden hiçbir şey düzelmez. - Çetin Altan

  • Huylar

    Bu şoförler hepinizin ahlakını bozdu. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: ahlak bilimi, ahlak dışı, ahlak yasası, ahlak zabıtası, ilmiahlak

AHALİ (Kelime Kökeni: Arapça ahālī)

[isim]

  • Aralarında aynı yerde bulunmaktan başka hiçbir ortak özellik bulunmayan kişilerden oluşan topluluk, halk

    Mevsim daha Boğaz'ın bütün ahalisini toplayamamıştır. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Bir yerde toplanan kalabalık

    Ahaliden kimsenin kendisini tanımaması için bir siyah mantoya bürünmüştü. - Reşat Nuri Güntekin

HİLAT (Kelime Kökeni: Arapça ḫilʿat)

[isim]

[tarih]

  • Kaftan

    Damat, Baltacılar Kethüdası ile bölükbaşılara hilatler giydirmiştir. - Salâh Birsel

HALİK (Kelime Kökeni: Arapça ḫāliḳ)

[isim]

[din bilgisi]

  • Tanrı