Hak ile Başlayan Kelimeler

HAK ile başlayan 55 kelime bulunuyor. Başında HAK olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Hak kelimesinin anlamı nedir? Hak ile biten kelimeler. İçinde hak olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

HAKKIMÜKTESEP26, HAKİKATSİZLİK21

12 Harfli Kelimeler

HAKPERESTLİK21, HAKKARİLİLİK16

11 Harfli Kelimeler

HAKSEVERLİK22, HAKŞİNASLIK20, HAKARETAMİZ19, HAKTANIRLIK17

10 Harfli Kelimeler

HAKKIHUZUR24, HAKKIHIYAR22, HAKKISÜKUT19, HAKİKATSİZ18, HAKKANİYET16

9 Harfli Kelimeler

HAKSIZLIK19, HAKPEREST18, HAKLAŞMAK17, HAKİMİYET16, HAKKETMEK14, HAKİKATEN13, HAKİKATLİ13, HAKKARİLİ13

8 Harfli Kelimeler

HAKSIZCA20, HAKSEVER19, HAKŞİNAS16, HAKLAŞMA16, HAKKIYLA15, HAKKINDA15, HAKLILIK14, HAKTANIR13, HAKLAMAK13, HAKKETME13, HAKİMLİK13, HAKİMANE13, HAKEMLİK13, HAKANLIK13

7 Harfli Kelimeler

HAKÇASI16, HAKASÇA15, HAKEMLİ12, HAKLAMA12, HAKARET11, HAKİKAT11, HAKKARİ11

6 Harfli Kelimeler

HAKSIZ15, HAKEZA13, HAKİKİ10, HAKKAK10

5 Harfli Kelimeler

HAKÇA12, HAKAS10, HAKEM10, HAKİM10, HAKLI10, HAKAN9, HAKİR9

4 Harfli Kelimeler

HAKİ8

3 Harfli Kelimeler

HAK7

HÂK (Kelime Kökeni: Farsça ḫāk)

[isim]

[eskimiş]

  • Toprak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hâk ile yeksan etmek
  • hâk ile yeksan olmak

[isim]

  • Adalet

    Haktan ayrılmamalı.

  • Adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç

    Üstelik adli tatil olduğu için hak sahipleri bekleşirler. - Burhan Felek

  • Dava veya iddiada gerçeğe uygunluk, doğruluk

    Bu davada hak görmüyorum.

  • Verilmiş emekten doğan manevi yetki

    Ana hakkı ödenmez.

  • Pay

    Makas hakkı. Komşu hakkı.

  • Emek karşılığı ücret

[sıfat]

  • Doğru, gerçek

    Karacaoğlan der ki sözüm haktır. - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hak (veya hakkını) yemek
  • hak deyince akan sular durur
  • hak etmek
  • hak kazanmak
  • hakkı geçmek
  • hakkı için
  • hakkından gelmek
  • hakkını aramak
  • hakkını helal etmek
  • hakkını vermek
  • hakkı olmak
  • hakkı ödenmemek
  • hakkı tanımak
  • hakkı var
  • hak vermek
  • hak yerini bulur (veya yerde kalmaz)

Birleşik Kelimeler: hak ediş, hak ihlali, hakkıhıyar, hakkıhuzur, hakkımüktesep, hak kısıtlaması, hak kuşu, hakkısükût, haksever, haktanır, hak yolu, ayni hak, emrihak, ihkakıhak, kazanılmış hak, müktesep hak, barut hakkı, buluş hakkı, cevap hakkı, geçiş hakkı, geçit hakkı, gösterme hakkı, göz hakkı, huzur hakkı, iltica hakkı, intifa hakkı, irtifak hakkı, isim hakkı, kabotaj hakkı, konuşmama hakkı, kul hakkı, makas hakkı, oy hakkı, ölme hakkı, ön alım hakkı, özlük hakkı, patent hakkı, rücu hakkı, rüçhan hakkı, sarraflık hakkı, seçilme hakkı, seçme hakkı, sığınma hakkı, susma hakkı, sükût hakkı, şufa hakkı, takdir hakkı, telif hakkı, tuz ekmek hakkı, veto hakkı, yanıt hakkı, yasama hakkı, yazar hakkı, yumruk hakkı, hasta hakları

[isim]

[eskimiş]

  • Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oyma, kazı

    Mühür hakki.

  • Kâğıttaki yazıyı kazıma, kazı

    Resmî kâğıtlarda hak ve silinti yasaktır.

Birleşik Kelimeler: hakketmek

[isim]

[din bilgisi]

  • Tanrı

    Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal. - Mehmet Akif Ersoy

Ata Sözleri ve Deyimler

  • Hak getire
  • Hakk'ın rahmetine kavuşmak (veya Hakk'a kavuşmak veya Hakk'a yürümek)

Birleşik Kelimeler: Hak dini, Cenabıhak

HÂKÎ (Kelime Kökeni: Farsça ḫāk + Arapça -ī)

[isim]

  • Yeşile çalan toprak rengi

[sıfat]

  • Bu renkte olan

HAKAN

[isim]

[tarih]

  • Türk, Moğol ve Tatar hanları için `hükümdarlar hükümdarı` anlamında kullanılan bir unvan
  • Osmanlı padişahlarına verilen unvan

HAKİR (Kelime Kökeni: Arapça ḥaḳīr)

[sıfat]

  • Aşağı görülen, değersiz

    O hâlde, insanın yaratılması, kendini hakir bilmesi, aşağı görmesi içindir. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hakir görmek

HAKİKİ (Kelime Kökeni: Arapça ḥaḳīḳī)

[sıfat]

  • Gerçek

    Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. - Atatürk

  • Niteliği değişmemiş, aslına uygun olan

    Hakiki Türk tütünü.

HAKKÂK (Kelime Kökeni: Arapça ḥakkāk)

[isim]

[eskimiş]

  • Oymacı

HAKAS

[isim]

  • Rusya'daki Hakas Cumhuriyeti'nde yaşayan Türk halkı ve bu halktan olan kimse

HAKEM (Kelime Kökeni: Arapça ḥakem)

[isim]

  • Tarafların aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için yetkili olarak seçtikleri ve üzerinde anlaştıkları kişi, yargıcı
  • Belirli bir konudan iyi anlayan kimse
  • Seçme ve karar verme yetkisi bulunan kimse

[spor]

  • Karşılaşmaları, yarışmaları kurallara uygun ve yansız olarak yöneten kimse

    Hakem, üçüncü defa tekrar ederse güreşe son vereceğini ilan etti. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: hakem heyeti, hakem kararı, başhakem, orta hakem, yan hakem, yardımcı hakem, çıkış hakemi, çizgi hakemi

HAKİM (Kelime Kökeni: Arapça ḥakīm)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Bilge

[din bilgisi]

  • Her şeyi bilen (Tanrı)

[sıfat]

  • Egemenliğini yürüten, buyruğunu yürüten, sözünü geçiren, egemen

    Arkasında yavaş fakat çok hâkim bir ses işitmişti. - Aka Gündüz

  • Başta gelen, başta olan, baskın çıkan
  • Duygu, davranış vb.ni iradesiyle denetleyebilen (kimse)

    Bir kere sinirlerine bu kadar hâkim oyuncu görmedim. - Haldun Taner

  • Yüksekten bir yeri bütün olarak gören

    Denize hâkim bir köşk.

[isim]

[hukuk]

  • Yargıç

    Bir hâkimin çok ciddi, bir satıcının çok mültefit, bir askerin çok otoriter olması meslekleri icabıdır. - Mehmet Kaplan

  • Baskın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hâkim olmak

Birleşik Kelimeler: hâkim rüzgâr, hâkimevi, reddihâkim, sorgu hâkimi

HAKLI

[sıfat]

  • Hakka uygun, doğru, yerinde

    Fakat aşkta ne hak ne haklı ne haksız ne de bir hakikat vardır. - Memduh Şevket Esendal

  • Davası, iddiası, düşüncesi veya davranışı doğru ve adalete uygun olan (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • haklı bulmak
  • haklı çıkmak
  • haklı olmak
  • haklı söz, haksızı Bağdat'tan çevirir

HAKARET (Kelime Kökeni: Arapça ḥaḳāret)

[isim]

  • Onur kırma, onura dokunma
  • Küçültücü söz veya davranış

    Hakaretlerle bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini gösteriyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hakaret etmek
  • hakaret görmek
  • hakaret saymak

HAKİKAT (Kelime Kökeni: Arapça ḥaḳīḳat)

[isim]

  • Gerçek

    Ayık olmak yani bu hayatı yaşamıyormuş gibi hissetmenin dayanağını hakikat içinde bulmak gereklidir. - İsmet Özel

  • Gerçeklik

[zarf]

  • Gerçekten

    Beni oyaladı lakin hakikat adamakıllı içerlemiş. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hakikat olmak

Birleşik Kelimeler: hilafıhakikat

HAKKÂRİ

[isim]

  • Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

HAKEMLİ

[sıfat]

  • Hakemi olan

Birleşik Kelimeler: hakemli dergi

HAKLAMA

[isim]

  • Haklamak işi