HAFRİYATÇILIK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler
HAFRİYATÇILIK harflerini içeren 7 harfli 48 kelime bulunuyor. 7 harfli HAFRİYATÇILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
FIRÇALI18,
KARALTI
-
Uzaklık ve karanlık sebebiyle kim veya ne olduğu seçilemeyen, belli belirsiz, koyu renkli biçim, silüet
Az sonra dört atlının karaltısını seçtiler. - Nezihe Araz
- Hafif karanlık
- Leke
TARAKLI
- Tarağı olan
- Başında tarak bulunan (kuş veya kadın)
-
Yol yol nakışlı
Taraklı kumaş.
- Tarağı geniş olan (ayak)
- Sakarya iline bağlı ilçelerden biri
AKLİYAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳliyyāt)
- Akıl yolu ile kazanılan bilgiler
LİYAKAT (Kelime Kökeni: Arapça liyāḳat)
-
Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu, değim
Liyakat ve namusa dayanan zenginliğe düşman değilim. - Mehmet Kaplan
-
Kifayet
Her birimiz kendi liyakatimize göre, üzerimize bir vazife almalıyız. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- liyakat göstermek
Birleşik Kelimeler: liyakat sahibi
LAKIRTI
-
Söz, laf
Birdenbire kesildi halkın lakırtıları / Korku içinde durdu tavla şakırtıları - Enis Behiç Koryürek
-
Boş söz, dedikodu, laf
Lakırtıdır o, aldırma!
Ata Sözleri ve Deyimler
- lakırtı ağzından dökülmek
- lakırtı çıkarmak
- lakırtı etmek
- lakırtısı ağzında kalmak
- lakırtısı mı olur?
- lakırtısını etmek
- lakırtı taşımak
- lakırtıya boğmak
- lakırtıya tutmak
- lakırtı yetiştirmek
- lakırtıyı ağzına tıkamak
- lakırtıyı ezip büzmek
- lakırtıyı kesmek
Birleşik Kelimeler: lakırtı ebesi, lakırtı kavafı, pis lakırtı
IRKİYAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿirḳiyyāt)
- Etnoloji
LAKAYIT (Kelime Kökeni: Arapça lāḳayd)
-
İlgisiz
Yüzündeki gülümseyiş geçti, yeniden lakayıt, uzak ve donmuş hâlini takındı. - Sait Faik Abasıyanık
-
İlgisiz bir biçimde
Kız, kendini mümkün olduğu kadar sakin, lakayıt gösterebilmek için elinden geleni yapmaya çalışmaktadır. - Esat Mahmut Karakurt
Ata Sözleri ve Deyimler
- lakayıt kalmak
TAYALIK
-
Dadılık
Osman Efendi tayalık vazifesini üstüne almıştı. - Ercüment Ekrem Talu
YIRTLAK
- Göz kuyruğu yırtılmış gibi açık duran (göz)
YATAKLI
-
Herhangi bir sayıda yatağı olan, yatak alabilen
Hancı beni dört yataklı odada bırakarak çekildi. - Sait Faik Abasıyanık
-
İçinde aktığı yer derin olan
Yataklı ırmak.
- Yataklı vagon
Birleşik Kelimeler: yataklı vagon
YARATIK
-
Yaratılmış canlı varlık, mahluk
Her varlık bir yaratıktır. Her yaratık da canlı. - Necip Fazıl Kısakürek
ARKALIÇ
- Arkalık
AYRIKLI
- Ayrı tutulmuş, benzerlerine uymayan, kural dışı olan, istisnai
AYRILIK
- Ayrı olma durumu
-
Birinden uzak düşme, firak, firkat
Sevgiyi tanımayanlar ayrılığın acısını da bilmezler, özlemezler ve gurbet hissi duymazlar. - Mehmet Kaplan
-
Düşünce, görüş veya duygu arasındaki uymazlık, mübayenet
Arapça konuşan milletler arasındaki ayrılıklar da onun dikkatini çekmemişti. - Mehmet Kaplan
- Evlilik birliğinin yargıç kararı ile geçici bir süre için kaldırılması
Birleşik Kelimeler: görüş ayrılığı
KAYITLI
-
Kaydı yapılmış, kayda geçirilmiş olan
İkili, on bir Arap atının kayıtlı olduğu bir koşuya konmuştu. - Necati Cumalı
- Şarta bağlı
Birleşik Kelimeler: kayıtlı sermaye