HAFRİYATÇI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

HAFRİYATÇI harflerini içeren 5 harfli 49 kelime bulunuyor. 5 harfli HAFRİYATÇI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Hafriyatçı ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Hafriyatçı olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

HAYIF18, HAYFA17, AHFAT15, FATİH15, FAHRİ15, FIRÇA15, HAFİT15, HAFTA15, HATİF15, İTHAF15, FİYAT13, RAFYA13, TAYFA13, YAFTA13, FITRİ12, HIYAR12, HAYIT12, HAYIR12, HARAÇ12, HARİÇ12, İHRAÇ12, AYRIÇ11, ÇAYIR11, HAYTA11, HATAY11, HAYAT11, İFRAT11, İFTAR11, RAFİT11, TARAF11, TARİF11, TAFRA11, YATÇI11, AYRAÇ10, HATIR10, ITRAH10, RAYİÇ10, ARTÇI9, HARTA9, İHATA9, İHTAR9, RAHAT9, TARİH9, TAHRA9, AYRIT8, ÇİTAR8, YATIR8, ARİYA7, ATARİ5

ATARİ

[isim]

  • Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiş bir oyun türü

ARİYA (Kelime Kökeni: İtalyanca aria)

[isim]

[denizcilik]

  • Sancağı, yelkeni veya sereni direkten aşağı alma

AYRIT

[isim]

[matematik]

  • İki düzlemin ara kesiti

    Bir küpün on iki ayrıtı vardır.

YATIR

[isim]

  • Doğaüstü gücü bulunduğuna ve insanlara yardım ettiğine inanılan kimsenin mezarı

ARTÇI

[isim]

  • Geçmiş bir sanat veya edebiyat çığırını sürdüren sanatçı veya hareket

[askerlik]

  • Yürüyüş durumunda bulunan bir askerî birliğin güvenliğini sağlamak için arkadan gelmek üzere bırakılan kıta, dümdar, öncü karşıtı

[sıfat]

  • Arkadan gelen, sonra olan, öncü karşıtı

Birleşik Kelimeler: artçı deprem, artçı sarsıntı, artçı şok

HARTA

[isim]

  • `Sırasız, saygısız davranışlarda bulunmak` anlamındaki hartası hurtası olmamak deyiminde geçen bir söz

İHATA (Kelime Kökeni: Arapça iḥāṭa)

[isim]

[eskimiş]

[askerlik]

  • Kuşatma

[mecaz]

  • Kavrayış, anlayış

    Biz zengin burjuvalıkla değil, irfan ve ihatamızla övünüyoruz. - Asaf Halet Çelebi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ihata etmek

İHTAR (Kelime Kökeni: Arapça iḫṭār)

[isim]

  • Uyarma, dikkat çekme, uyarı

    Karısının bu ikinci ihtarı ile biraz bozulan adam salıncaktan atladı. - Osman Cemal Kaygılı

  • Bir şeyi birine hatırlatma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ihtarda bulunmak
  • ihtar etmek

Birleşik Kelimeler: ihtarname

RAHAT (Kelime Kökeni: Arapça rāḥat)

[isim]

  • İnsanda üzüntü, sıkıntı, tedirginlik olmama durumu, huzur

[sıfat]

  • Üzüntü, sıkıntı ve tedirginliği olmayan

    Ben o kadar rahatım, öyle okşayıcı, huzur ve mutluluk verici tatlı rüzgâr karşısındayım ki... - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • Sıkıntı veya yorgunluk, tedirginlik vermeyen

    Ben sana güzel ve rahat bir oda hazırlattım. - Peyami Safa

[sıfat]

  • Aldırmaz, gamsız

    Rahat adam.

[zarf]

  • Kolay bir biçimde, kolaylıkla

    İstersen beraber gidelim. Haydi al torbanı. Bir saatte rahat varırız. - Memduh Şevket Esendal

[ünlem]

  • `Hazır ol` durumunda bulunanlara, oldukları yerde serbest bir durum almaları için verilen komut

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rahata ermek
  • rahata kavuşmak
  • rahat batmak
  • rahat bırakmak
  • rahat bırakmamak (veya vermemek)
  • rahat durmak
  • rahat etmek
  • rahatı kaçmak
  • rahatına bakmak
  • rahat kıçına batmak
  • rahat olmak
  • rahat yüzü görmemek

Birleşik Kelimeler: rahat döşeği, rahat duruş, rahat rahat

TARİH (Kelime Kökeni: Arapça tārīḫ)

[isim]

  • Bir olayın gününü, ayını ve yılını bildiren söz
  • Toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyeti inceleyen bilim
  • Bir konuyu geçmişi ve gelişimi içinde inceleyen anlatı

    Sen bana bir ata yadigârısın, geçmişin tarihini saklayan kutsal bir tomarsın! - Refik Halit Karay

  • Tarih kitabı

    Cevdet Paşa'nın Osmanlı Tarihi.

  • Tarih dersi

    Ertesi gün tarih imtihanı vardı. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarih atmak (veya koymak)
  • tarih düşürmek
  • tarihe geçmek
  • tarihe karışmak

Birleşik Kelimeler: tarih öncesi, tarih yanılgısı, hicri tarih, miladi tarih, mücevher tarih, sözlü tarih, doğum tarihi, edebiyat tarihi, son kullanma tarihi, yazın tarihi, fi tarihinde

TAHRA (Kelime Kökeni: Farsça dehre)

[isim]

[halk ağzında]

  • Bir tür eğri budama bıçağı

AYRAÇ

[isim]

  • Cümle içinde geçen bir sözü, metin dışı tutmak için o sözün başına ve sonuna getirilen yay veya köşeli biçimde işaret, parantez
  • Kalınan sayfayı belirlemek amacıyla kitapların arasına konulan ince, uzun karton parçası, bellik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayraç açmak

Birleşik Kelimeler: köşeli ayraç, yay ayraç

HATIR (Kelime Kökeni: Arapça ḫāṭir)

[isim]

  • Düşünme, akılda tutma, hafıza, zihin, akıl, yâd
  • Gönül, kalp

    Sakın hatırını kıracak bir şey söyleme.

  • Birine karşı duyulan saygı, sevgi

    Hatırınız için bu işi yaptım.

  • Durum, keyif, hâl

    Hatırını sormak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hatır (veya hatırını) saymak
  • hatıra (veya hatır ve hayale) gelmemek
  • hatır almak
  • hatır eylemek
  • hatır gönül bilmek (veya saymak veya tanımak)
  • hatır gönül yapmak
  • hatır gönül yıkmak (veya kırmak)
  • hatırı için
  • hatırı kalmak
  • hatırına bir şey gelmesin
  • hatırına gelmek
  • hatırına getirmek
  • hatırında kalmak
  • hatırından (veya hatır ve hayalinden) geçmemek
  • hatırından çıkmamak
  • hatırında olmak
  • hatırında tutmak
  • hatırını hoş etmek
  • hatırını kırmak
  • hatırını sormak
  • hatırı sayılır
  • hatır için çiğ tavuk yemek
  • hatır sormak

Birleşik Kelimeler: hatır belasına, hatır senedi, istifsarıhatır, komşu hatırı

ITRAH (Kelime Kökeni: Arapça iṭrāḥ)

[isim]

[eskimiş]

  • Dışarı çıkarma, dışarı atma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ıtrah etmek

RAYİÇ (Kelime Kökeni: Arapça rāyic)

[isim]

  • Bir para biriminin veya malın satış ve sürüm değeri

    Türk lirasının rayicinin en yüksek olduğu bir dönemden söz ediyorum. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: rayiç bedel, rayiç fiyat