HAFRİYATÇI Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

HAFRİYATÇI harflerini içeren 4 harfli 48 kelime bulunuyor. 4 harfli HAFRİYATÇI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Hafriyatçı ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Hafriyatçı olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

HAFİ14, HARF14, ÇİFT13, FAÇA13, AHÇI12, TAYF12, YAFA12, ATIF11, FIRT11, HARÇ11, ARİF10, ARAF10, AFAT10, HAYA10, İTFA10, İFTA10, İHYA10, AYÇA9, AHIR9, HIRT9, ATÇI8, AHAR8, AÇIT8, AHİR8, AHİT8, ÇIRA8, ÇITA8, ÇATI8, HATA8, HARA8, HART8, RAHT8, TARH8, ARAÇ7, AYIT7, AYRI7, AÇAR7, ÇİTA7, YARI7, YATI7, ARYA6, AYAR6, RİYA6, TAYA6, YARA6, ARTI5, ITRİ5, İRAT4

İRAT (Kelime Kökeni: Arapça īrād)

[isim]

  • Gelir

    Şenlik pansiyonerleri de ekseriyetle iratları düzgün kimseler değildir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Gelir getiren mülk

    Zavallının iratlarında oturan kiracılarla uğraşarak kırmadığı koz, çevirmediği dolap kalmıyordu. - Ömer Seyfettin

[eskimiş]

  • Söyleme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • irat etmek

Birleşik Kelimeler: iradımesel

ARTI

[isim]

[matematik]

  • Toplama işleminde + işaretinin adı, zait

[sıfat]

[matematik]

  • Sıfırdan büyük, önünde artı işareti bulunan (sayı), eksi karşıtı, pozitif

[mecaz]

  • Fazlalık

    Alışkanlıklarımız artılarıyla eksileriyle nelerdir, aktarılmıyor çocuklarımıza. - Nezihe Meriç

Birleşik Kelimeler: artı güç, artı para, artı sayı, artı uç

ITRİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿiṭrī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Itırlı, kokulu

ARYA (Kelime Kökeni: İtalyanca aria)

[isim]

[müzik]

  • Operalarda solistlerden birinin orkestra eşliğinde söylediği, genellikle kendi içinde bütünlüğü olan parça

AYAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿiyār)

[isim]

  • Bir aygıtın gereken işi yapabilmesi durumu

    Saatin ayarı bozuk. Televizyonun ses ayarı iyi.

  • Saatler için belli bir yere göre kabul edilmiş olan ölçü

    Memleket saat ayarı.

  • Altın, gümüş vb. madenlerden yapılmış şeylerin saflık derecesi
  • Bir iş veya bir davranışta gereken ölçü

    Kalorifercinin ayarı yok, ya çok yakıyor veya hiç yakmıyor.

[mecaz]

  • Değer, derece

    Biz, telif eser ayarında bir sanat kıymeti taşıyan tercümelere teşekkür edelim. - Bedri Rahmi Eyuboğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayar almak
  • ayar etmek
  • ayar vermek

Birleşik Kelimeler: ayarı bozuk, aklı tam ayar, balans ayarı, saat ayarı

RİYA (Kelime Kökeni: Arapça riyā)

[isim]

  • İkiyüzlülük

TAYA (Kelime Kökeni: Farsça dāye)

[isim]

[eskimiş]

  • Dadı

YARA

[isim]

  • Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik

    Yaranı tımar ettiler mi? - Nazım Hikmet

  • Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik, yarık

    Geminin omurgasındaki yara.

  • Vücutta işlemekte olan çıban

[mecaz]

  • Dert, üzüntü, acı

    Bu yarayı deşmeyin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yara açmak
  • yara almak
  • yara işlemek
  • yara kapanmak
  • yarasını deşmek
  • yarası olan gocunur (veya gocunsun)
  • yaraya merhem olmak
  • yaraya tuz biber ekmek
  • yarayı tazelemek

Birleşik Kelimeler: yara bandı, yara bere, yara otu, açık yara, ağır yara, kızılyara, ciğer yarası, dil yarası, gönül yarası, kalp yarası, yatak yarası, yürek yarası

ARAÇ

[isim]

  • Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne
  • Taşıt

    Araçlarından inen iki polis sulara basmamak için sıçrayarak kapıya doğru yaklaşıyorlar. - Ahmet Ümit

[mecaz]

  • Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta

    Bu yüzden iyi anlaşmak için araçların mükemmelliği söz konusu değildir. - İsmet Özel

Birleşik Kelimeler: araç gereç, araç telefonu, ağır araç, insansız araç, rahim içi araç, uzun araç, zırhlı araç, arazi aracı, canlı yayın aracı, hava aracı, itfaiye aracı, koruma aracı, kurtarma aracı, nakil aracı, naklen yayın aracı, servis aracı, uzay aracı, iletişim araçları, üretim araçları

[isim]

  • Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri

AYIT

[isim]

[bitki bilimi]

  • Mine çiçeğigillerden, Akdeniz çevresinde yetişen, mavi, beyaz veya menekşe renginde çiçekler açan, 1-2 metre boyunda bir ağaççık, hayıt (Vitex agnus-castus)

AYRI

[sıfat]

  • Başka, başka türlü

    Sonraları herkes kondusuna ayrı bir işaret koydu. - Lâtife Tekin

  • Aynı yerde kalan

    Beraber misiniz, ayrı mısınız?

[zarf]

  • Yalnız, tek başına

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayrı baş çekmek
  • ayrı düşmek
  • ayrı eve çıkmak
  • ayrı seçi yapmak
  • ayrı tutmak

Birleşik Kelimeler: ayrı ayrı, ayrı basım, ayrı cinsten, ayrı gayrı, ayrı çanak yapraklılar, ayrı taç yapraklılar

AÇAR

[isim]

  • Anahtar
  • Ön içki

ÇİTA (Kelime Kökeni: İngilizce cheetah)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Etçil memeliler sınıfının etçiller takımının kedigiller familyasından bir hayvan

YARI

[sıfat]

  • Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf
  • Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan

    Arkasından yarı şaka, yarı sitem ilave ediyor. - Attila İlhan

[isim]

  • Devre arası

    Birinci yarıda dört gol attık.

[zarf]

  • Gereğinden az, tam olmayarak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yarıda kalmak
  • yarı yolda bırakmak

Birleşik Kelimeler: yarı açık cezaevi, yarı ağır sıklet, yarı alan, yarı asalak, yarı başkalaşma, yarı başkanlık, yarı bel, yarı belgesel, yarı buçuk, yarıçap, yarı final, yarı finalist, yarı gece, yarı geçirgen, yarı göçebe, yarı gölge, yarı hücre, yarı iletken, yarı karanlık, yarı kurak, yarı kübik, yarı küre, yarı mamul, yarı orta sıklet, yarı otomatik, yarı resmî, yarı saha, yarı sanayileşme, yarı saydam, yarı son, yarı yarıya, yarıyıl, ikinci yarı, ilk yarı, iri yarı, ana yarısı, baba yarısı, gece yarısı

YATI

[isim]

  • Gidilen yerde geceyi geçirme

    Yatıya bekleriz.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yatıya kalmak

Birleşik Kelimeler: gece yatısı