HAFİFSEMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

HAFİFSEMEK harflerini içeren 5 harfli 46 kelime bulunuyor. 5 harfli HAFİFSEMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HAFİF21, AFİFE17, KİFAF17, FASİH16, FESİH16, FEHİM16, İFHAM16, MAHFİ16, MAHFE16, SEFİH16, FAKİH15, HAFİK15, MASİF13, FİSKE12, KAFES12, KESİF12, ESHAM11, HAMSE11, HAMSİ11, MESİH11, SEMİH11, SEMAH11, SEHİM11, HİKEM10, HEKİM10, HAKEM10, HAKİM10, KEMAH10, KEMHA10, ESMEK7, ESAME7, İMSAK7, KİMSE7, KASEM7, KESME7, KESİM7, MİSAK7, MESAİ7, MAKSİ7, MASKE7, SAKİM7, SEMAİ7, SEKME7, AKEMİ6, İKAME6, KAİME6

AKEMİ

[isim]

  • İki elemanlı mermer yapıştırıcısı

İKAME (Kelime Kökeni: Arapça iḳāme)

[isim]

[eskimiş]

  • Yerine koyma, yerine kullanma
  • Ayağa kaldırma, ayakta durdurma
  • Ortaya koyma

[sıfat]

  • Yerine konulan, yerine geçen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikame etmek

Birleşik Kelimeler: ikame mal

KAİME (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾime)

[isim]

[eskimiş]

  • Buyruk, resmî kâğıt, ferman

    Mezat kaimesi.

  • Kâğıt para, kâğıt lira, kayme

    Atıf Bey cüzdanından çıkardığı bir reçeteyle bir beş liralık kaimeyi uzatarak... - Hüseyin Rahmi Gürpınar

ESMEK

[nesnesiz]

  • Hava bir yönden bir yöne akmak, rüzgâr olmak

    İki üç günden beri sert bir kış rüzgârı esiyor. - Ahmet Haşim

[-e]

[mecaz]

  • Yapılması önce düşünülmüş olmayan veya beklenmeyen bir şeyi yapmaya birdenbire karar vermek

    Bu yolculuk size nereden esti?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esip gürlemek

ESAME (Kelime Kökeni: Arapça esāmī)

[isim]

[eskimiş]

  • Adlar, isimler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esamesi okunmamak

İMSAK (Kelime Kökeni: Arapça imsāk)

[isim]

  • Oruca başlama zamanı

    İmsake beş dakika kaldı.

[eskimiş]

  • Bir şeyden el çekerek nefsine hâkim olma

[eskimiş]

  • Cimrilik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • imsak etmek

Birleşik Kelimeler: imsak vakti

KİMSE

[zamir]

  • Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi

    Kimsenin girdisi çıktısı, alacağı borcu ile uğraşmak istemiyordum. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kimse bilmez, kim kazana kim yiye
  • kimseden kimseye hayır yok (veya gelmez)
  • kimse kendi memleketinde peygamber olmaz
  • kimse kimsenin çukurunu doldurmaz
  • kimsenin ahı kimsede kalmaz
  • kimse yoğurdum ekşi demez

Birleşik Kelimeler: hiç kimse

KASEM (Kelime Kökeni: Arapça ḳasem)

[isim]

[eskimiş]

  • Ant

    Yaşı daha kırk bile yok diye yeminler, kasemler, antlar... - Sermet Muhtar Alus

Birleşik Kelimeler: yemin kasem

KESME

[isim]

  • Kesmek işi

    Bir dönem, içkiyi haftalarca tamamen kesmeyi başardığım için, ondan sonra içtiğim her kadeh, bir adım gerilemek demekti. - Elif Şafak

  • Teneke, sac vb.ni kesmek için kullanılan makas

[sıfat]

  • Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan

    Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat. - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • Kesin, değişmez, maktu

    Kesme fiyat.

[dil bilgisi]

  • Kesme işareti

[edebiyat]

  • Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat

[bitki bilimi]

  • Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 metre kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia)

[matematik]

  • Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi

[sinema]

[televizyon]

  • İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrı çekimin birbirini izlemesinden doğan durum

[eskimiş]

  • Lokum

Birleşik Kelimeler: kesme imi, kesme işareti, kesme kaya, kesme şeker, kesme taş, akçakesme, daire kesmesi

KESİM

[isim]

  • Kesme işi
  • Bölüm, parça, kısım, sektör

    Oyunlar aruz ve hece olmak üzere iki kesime ayrılmıştı. - Metin And

  • Bölge
  • Ara verme, sonlandırma zamanı

    Ders kesimi.

  • İşaretlenmiş belli yer

    Gemi, su kesiminin üstünden yaralandı.

  • Terzinin belli bir ölçü ve örneğe göre kumaşa biçim verme işi, fason

[tarih]

  • Hazineye ait herhangi bir gelirin belli bir bedel karşılığı keseneğe verilmesi, mukataa

[halk ağzında]

  • Boy bos, endam

[halk ağzında]

  • Pazarlık, anlaşma

Birleşik Kelimeler: kesimevi, kesimhane, ince kesim, özel kesim, yaş kesim, ağrı kesimi, et kesimi, kamu kesimi, söz kesimi, su kesimi

MİSAK (Kelime Kökeni: Arapça mīs̱āḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Sözleşme, antlaşma, bağlaşma

Birleşik Kelimeler: Misakımillî, Millî Misak

MESAİ (Kelime Kökeni: Arapça mesāʿī)

[isim]

  • Çalışma, emek

    İki üç günlük mesaiyle bir sürü karanlık noktayı çözümledin. - Osman Aysu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mesai yapmak
  • mesaiye kalmak

Birleşik Kelimeler: mesai saati, tam mesai, teşrikimesai, yarım mesai

MAKSİ (Kelime Kökeni: Fransızca maxi)

[sıfat]

  • Uzun

[isim]

  • Maksi etek

Birleşik Kelimeler: maksi etek

MASKE (Kelime Kökeni: Fransızca masqué)

[isim]

  • Boyalı karton, kumaş veya plastikten yapılan ve başkalarınca tanınmamak için yüze geçirilerek kullanılan yapma yüz
  • Korunmak için özel olarak yapılıp yüze geçirilen şey

    Gaz maskesi.

  • Yüz ve boyun güzelliği için cilde sürülen krem, macun vb. şeyler

[mecaz]

  • Gerçek duyguları veya bir şeyin gerçek görünüşünü gizleyen aldatıcı görünüş, davranış

    Hayırseverlik maskesiyle kendi çıkarını yürütüyor.

[ruh bilimi]

  • Kişinin oynadığı rol veya hem kendisine hem de çevresine karşı takındığı davranış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maskesi düşmek
  • maskesini atmak
  • maskesini düşürmek (veya kaldırmak)

Birleşik Kelimeler: gaz maskesi, karnaval maskesi, toz maskesi

SAKİM (Kelime Kökeni: Arapça saḳīm)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Bozuk, yanlış, eksik