HAFİFLEYİŞ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

HAFİFLEYİŞ harflerini içeren 4 harfli 32 kelime bulunuyor. 4 harfli HAFİFLEYİŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AFİF16, HAFİ14, AFİŞ13, FİŞE13, FLAŞ13, İFŞA13, ŞEYH13, ŞİFA13, ŞELF13, ELİF10, FİİL10, FAİL10, FİLE10, İHYA10, EŞYA9, ŞAYİ9, EHLİ8, EHİL8, HELA8, HİLE8, HAİL8, HALE8, HALİ8, İLAH8, EŞLİ7, İŞLİ7, İAŞE7, LAŞE7, ŞİLE7, ŞALE7, ŞALİ7, AİLE4

AİLE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾile)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik

    Birbirlerine nasıl tutkun, yangın bir aile olduklarını sayıp döktü. - Lâtife Tekin

  • Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü

    Kendilerinin hangi asil aileye mensup olduklarını bilmiyorum. - Nazım Hikmet

  • Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü

[halk ağzında]

  • Eş, karı
  • Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü
  • Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya

Birleşik Kelimeler: aile adı, aile bahçesi, aile bütçesi, aile doktoru, aile dostu, aile fotoğrafı, aile gazinosu, aile hayatı, aile hekimi, aile hukuku, aile ismi, aile mahkemesi, aile matinesi, aile meclisi, aile ocağı, aile planlaması, aile reisi, aile saadeti, büyük aile, çekirdek aile, koruyucu aile, köklü aile

EŞLİ

[sıfat]

  • Eşi olan

[zarf]

  • Eşi ile birlikte

Birleşik Kelimeler: çok eşli, tek eşli

İŞLİ

[sıfat]

  • Üzeri nakışlı

    Sırma işli bir peştamal. - Yusuf Ziya Ortaç

İAŞE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāşe)

[isim]

[eskimiş]

  • Yedirip içirme, besleme, bakma

    İaşe son derece fena idi, açıkçası kıtlık vardı. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iaşe etmek

Birleşik Kelimeler: iaşe ve ibate

LAŞE (Kelime Kökeni: Farsça lāşe)

[isim]

[eskimiş]

  • Leş

ŞİLE

[isim]

[bitki bilimi]

  • Mercanköşk

[isim]

  • İstanbul iline bağlı ilçelerden biri

Birleşik Kelimeler: Şile bezi

ŞALE (Kelime Kökeni: Fransızca chalet)

[isim]

[mimarlık]

  • Uzun saçaklı çatısı olan alçak dağ konutu

ŞALİ (Kelime Kökeni: Farsça şāl + Arapça -ī)

[isim]

[eskimiş]

  • Tiftikten yapılan bir cins ince kumaş

    Ankara şalisi. Bayrak yapılan şali.

EHLÎ (Kelime Kökeni: Arapça ehlī)

[sıfat]

  • Evcil

EHİL (Kelime Kökeni: Arapça ehl)

[isim]

  • Bir işte yetkili olan, bir işi yapan, erbap

    O, bu işin ehlidir.

  • Sahip

    Sanat ehli. Zevk ehli.

[halk ağzında]

  • Karı kocadan her biri, eş

    Bu adam ehliyle iyi geçinmiyor.

[eskimiş]

  • Topluluk, cemaat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ehil olmak

Birleşik Kelimeler: ehlibeyit, ehlidil, ehlihibre, ehlikeyif, ehlikitap, ehlisalip, ehlisünnet, ehlivukuf, ehlizevk, ırz ehli, keyif ehli, kitap ehli, söz ehli, sünnet ehli, tevhit ehli, zevk ehli

HELA (Kelime Kökeni: Arapça ḫalā)

[isim]

  • Tuvalet

HİLE (Kelime Kökeni: Arapça ḥīle)

[isim]

  • Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, ayak oyunu, alavere dalavere, desise, entrika
  • Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma

    Bu sütte hile var.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hile hurda bilmemek
  • hile ile iş gören mihnet ile can verir
  • hilesi hurdası yok
  • hile yapmak

Birleşik Kelimeler: hileişeriye

HAİL (Kelime Kökeni: Arapça ḥāʾil)

[isim]

[eskimiş]

  • Engel

HALE (Kelime Kökeni: Arapça hāle)

[isim]

  • Bazı yıldızların, özellikle ayın çevresinde görülen geniş ve aydınlık teker, ayla, ağıl (II)

    Üstünde gençliğin, masumiyetin, saadetin verdiği bir hale vardı. - Hüseyin Cahit Yalçın

  • Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire

HALİ (Kelime Kökeni: Arapça ḫālī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Boş, ıssız, tenha