HACIYATMAZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

HACIYATMAZ harflerini içeren 5 harfli 22 kelime bulunuyor. 5 harfli HACIYATMAZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HAZCI16, HAYIZ15, HIZMA14, HAZIM14, HAMIZ14, CAMIZ13, HAYIT12, MAHYA12, YAZIM12, AYMAZ11, HAYTA11, HATAY11, HAYAT11, YAZIT11, YAZMA11, CAYMA11, ACIMA10, MATAH10, TAMAH10, YATIM9, YATMA8, ATAMA6

ATAMA

[isim]

  • Atamak işi, tayin, nasıp

    Personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir. - Anayasa

Birleşik Kelimeler: açıktan atama, asaleten atama, vekâleten atama

YATMA

[isim]

  • Yatmak işi

    Çocuklara yatma zamanının yaklaştığını başıyla anlatan bir mürebbiye edasıyla duruyor. - Refik Halit Karay

YATIM

[isim]

[denizcilik]

  • Gemi direklerinin başa veya kıça doğru olan eğimi

ACIMA

[isim]

  • Acımak durumu
  • Başka bir kimsenin veya canlının mutsuzluğuna karşı duyulan üzüntü, merhamet

    Sizin zerre kadar acımanız yok mu? - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: acıma duygusu, acıma hissi

MATAH (Kelime Kökeni: Arapça metāʿ)

[isim]

[alay yollu]

  • İnsan, mal, eşya vb. için küçümseme yollu bir söz

    Kadının çantası da matah bir şey değil zaten. - Çetin Altan

TAMAH (Kelime Kökeni: Arapça ṭamaʿ)

[isim]

  • Açgözlülük

    Kalpler soğuk, gözler tamah ve ihtiras ile yanıyor. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tamah etmek

AYMAZ

[sıfat]

  • Çevresinde olup bitenlerin farkına varmayan, sezmeyen (kimse), gözü bağlı, gafil, bilgisiz

HAYTA

[isim]

[tarih]

  • Osmanlıların ilk dönemlerinde eyalet askerlerinin uç boylarında görevli sınıflarından biri

[sıfat]

[mecaz]

  • Başıboş, bir baltaya sap olamamış, apaş, serseri

    Ötedeki masada birtakım hayta gençler cıvık cıvık gülüşüyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

  • Toroslarda yaşayan bir Yörük aşireti

HATAY

[isim]

  • Türkiye'nin Akdeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

HAYAT (Kelime Kökeni: Arapça ḥayāt)

[isim]

  • Canlı, sağ olma durumu
  • Yaşam

    Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım. - Halit Fahri Ozansoy

  • Hayat biçimi, içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı

    Köy hayatı. Gece hayatı.

  • Meslek

    Uzun dualardan sonra bana denizcilik hayatını anlatmaya başladı. - Reşat Nuri Güntekin

  • Geçim şartlarının bütünü

    Hayatımı yazılarımla kazanırım. - Halide Edip Adıvar

  • Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma

    Bu köyde hiç hayat yok.

[din bilgisi]

  • Yazgı

    Hayat onları bir türlü birleştirmedi.

  • Yaşamayı sağlayan şartların bütünü

    Ayda hayat yok.

  • Bir kimsenin tarihsel biyografisi, hayat öyküsü, hayat hikâyesi

    Atatürk'ün hayatı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hayata atılmak
  • hayata bağlamak
  • hayata geçirmek
  • hayata gözlerini yummak (veya kapamak)
  • hayata küsmek
  • hayat geçirmek
  • hayatı cehennem etmek
  • hayatı kaymak
  • hayatına girmek
  • hayatından çıkarmak
  • hayatını (birine) borçlu olmak
  • hayatını kazanmak
  • hayatının baharında olmak
  • hayatının baharını yaşamak
  • hayatını yaşamak
  • hayat memat meselesi (yapmak veya olmak)
  • hayatta olmak
  • hayat vermek

Birleşik Kelimeler: hayat adamı, hayatağacı, hayat arkadaşı, hayat boyu, hayat dersi, hayat dolu, hayat düzeyi, hayat felsefesi, hayat hikâyesi, hayat kadını, hayat kavgası, hayat mücadelesi, hayat okulu, hayat öpücüğü, hayat öyküsü, hayat pahalılığı, hayat seviyesi, hayat sigortası, hayat standardı, hayat şartları, hayat tarzı, abıhayat, bitkisel hayat, kaydıhayat, lüks hayat, ömrühayat, özel hayat, sosyal hayat, aile hayatı, bohem hayatı, cehennem hayatı, çalışma hayatı, gece hayatı, iş hayatı, komün hayatı, yazı hayatı

[isim]

[halk ağzında]

  • Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa
  • Avlu
  • Balkon
  • Sundurma

YAZIT

[isim]

  • Bir kimse veya bir olayın anısını yaşatmak için bir şey üzerine kazılan yazı, kitabe

    Orhon yazıtları.

[mimarlık]

  • Çevresi kabartma silmeli, içinde yazı olan taş

Birleşik Kelimeler: yazıt bilimi

YAZMA

[isim]

  • Yazmak işi, tahrir

    Kimi kez, hikâye yazmanın anlık bir istek olduğunu düşünürüm. - Adalet Ağaoğlu

  • Basım tekniğinin gelişmediği dönemlerde elle yazılmış kitap, yazma nüsha

[halk ağzında]

  • Kabakulak

Birleşik Kelimeler: yazma eser, yazma nüsha, yazma yitimi, okuma yazma, el yazması

[isim]

  • Bohça, yemeni, başörtü, yorgan vb. şeyler yapmakta kullanılan, üstüne boya ve fırça ile veya tahta kalıplarla desen yapılmış bez

[sıfat]

  • Bu bezden yapılmış

    Sırtında siyah bir yeldirme, başında yazma bir başörtüsü, çenesinin yanında ilmikli. - Halide Edip Adıvar

CAYMA

[isim]

  • Caymak işi

HAYIT

[isim]

[bitki bilimi]

  • Ayıt

MAHYA (Kelime Kökeni: Farsça māh + Arapça -iyye)

[isim]

  • Ramazan gecelerinde, camilerde iki minare arasına gerilen ipler üzerine kandil veya elektrik ampulleriyle yazılan yazı veya yapılan resim

    Japon fenerlerinin, mahyaların ve yıldızların renk renk birbirine karıştığı bir gece buraya gelmişlerdi. - Attila İlhan

[mimarlık]

  • Çatılarda iki eğik yüzeyin birleştiği bölüm

Birleşik Kelimeler: mahya ışıklığı, mahya kiremidi, mahya şenliği