[zarf]

• Gerçekten

  Nihayet hakikaten de bir gün söylediği gibi büsbütün ortadan kayboldu. - Asaf Halet Çelebi

[sıfat]

• Vefakâr

  Hakikatli yâr isen / Dünür gönder babama - Halk türküsü

[isim]

• Hakkâri ilinden olan kimse

[sıfat]

• Isısı, sıcaklığı fazla olan

[mecaz]

• Coşkun, ateşli, canlı

  Biraz evvelki sükûtu şimdi hararetli bir sohbet takip ediyordu. - Hüseyin Cahit Yalçın

[sıfat]

• Hareketi olan, yer değiştirebilen, devingen, müteharrik, mobilize

• Canlı, kıpırdak

  Ben olsam daha hareketli birini seçerdim ama zevkine saygı gösteriyorum. - İhsan Oktay Anar

[nesnesiz]

• Yeni bir duruma girmek, değişmek

  Çisen çisen yağmur yağar çiçekler / Haziranda mavi nergis hâllenir - Âşık Ali İzzet

• Kendinden geçmek, bayılır gibi olmak

[-e]

[argo]

• Bir şeye karşı istek duymak

Ata Sözleri ve Deyimler

• hâllenip küllenmek

[-i]

• Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak

  Bir arkadaşa, sinema işlerinden anlayan bir arkadaşa bu konuşmayı anlattığım zaman o muammayı halletti. - Nazım Hikmet

• Yoluna koymak, olumlu sonuca bağlamak

  Bakınız, tesadüf bunu ne kadar güzel düşünüp halletti. - Memduh Şevket Esendal

• Bir cismi bir sıvı içinde eritmek

[matematik]

• Çözmek

[argo]

• Cinsel ilişki kurmak

[halk ağzında]

• Bir yemeği yenecek duruma getirmek

[isim]

• Gebelik

  Hele hamileliği boyunca onunla dalaşmaya hiç niyeti yoktu. - Elif Şafak

• Hamile elbisesi

[isim]

• Hantal olma durumu

[isim]

• Halkalamak işi

[-e]

[-i]

• Maden, ağaç, taş üzerine elle yazı veya şekil oymak

[-i]

• Yazı ve şekilleri kazıyarak silmek

[isim]

• Halelenmek işi

[isim]

• Hırsızlık, haydutluk

[isim]

• Hattatın yaptığı iş

[isim]

• Harelenmek işi