GÜÇLEŞTİRMEK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

GÜÇLEŞTİRMEK harflerini içeren 8 harfli 31 kelime bulunuyor. 8 harfli GÜÇLEŞTİRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GÜÇLEŞME21, GEÇİŞMEK19, GÜRLEŞME18, GÜREŞMEK18, ÜÇLEŞMEK17, GEÇİLMEK16, GEÇİRMEK16, GELİŞMEK16, GEÇMELİK16, GEÇİRTME16, ÇELİŞMEK15, GÜRLEMEK15, GEÇERLİK15, GERÇEKLİ15, KÜTLEŞME14, MÜŞTEREK14, ŞÜKRETME14, TÜMLEŞİK14, ERGİTMEK13, GERİLMEK13, GETİRMEK13, ÇİTLEMEK12, ÇEKTİRME12, EŞTİRMEK12, İTLEŞMEK12, İŞLETMEK12, ELEŞKİRT11, ÜRETİLME11, KİRLETME9, KERTİLME9, METRELİK9

KİRLETME

[isim]

  • Kirletmek işi

KERTİLME

[isim]

  • Kertilmek işi

METRELİK

[sıfat]

  • Uzunluğu herhangi bir metre olan

    Üç metrelik kumaş.

Birleşik Kelimeler: santimetrelik

ELEŞKİRT

[isim]

  • Ağrı iline bağlı ilçelerden biri

ÜRETİLME

[isim]

  • Üretilmek işi

ÇİTLEMEK

[-i]

  • Kabak çekirdeği, ayçiçeği, fıstık vb.nin kabuklarını çıkararak yemek

    Bir yandan ay çekirdeği çitler, bir yandan gözlük değiştire değiştire okurdu. - Lâtife Tekin

  • Çitle çevirmek

ÇEKTİRME

[isim]

  • Çektirmek işi

    Mebus adayları gibi bunları da fotoğraf çektirmeye gider gibi kılık kıyafetlerinden tanımak güç değildi. - Reşat Nuri Güntekin

[denizcilik]

  • Çektiri

[denizcilik]

  • Yaklaşık 30-50 grostonluk yelkenli veya yük taşıyan motorlu büyük kayık

    Bir saat sonra Bora Reis'in çektirmesi yedeğinde harap düşman kadırgası olduğu hâlde kararan ufuklara doğru ilerliyorlardı. - Nazım Hikmet

  • Sökülebilir elbise, yemek ve salon dolaplarının tablalarını birbirine tutturmak için metal veya plastikten yapılmış bağlantı parçası
  • Arabaların göbek bilyelerini çıkarmak için kullanılan araç
  • Arabaların değişik bölümlerinde hareketi ve dönüşü sağlamaya yarayan rulmanların yuvalarından çıkarılması işinde kullanılan alet

Birleşik Kelimeler: çektirme ağı

EŞTİRMEK

[-e]

[-i]

  • Eşmesini sağlamak

[-i]

[halk ağzında]

  • Atı hızlı sürmek, koşturmak

    Kimine at vermiş eştirir gezer / Kimine aşk vermiş coşturur gezer - Âşık Veysel

İTLEŞMEK

[nesnesiz]

[kaba konuşmada]

  • İtlenmek

İŞLETMEK

[-i]

  • İşlemesini sağlamak, çalıştırmak

    Trenlerimizi odunla işletiyorduk. - Falih Rıfkı Atay

  • Bir şeyi, bir kimseyi, bir yeri kullanarak veya çalıştırarak yarar sağlamak

    O havali işçileri arasında gücü, kuvveti ile o kadar tanınmıştı ki herkes onu tarlasında işletmek isterdi. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]

  • Üzerine işleme yaptırmak

    Adamcağız üşenmeden çarşı pazar dolaşıyor, kızına üşenmeden çerçeveletmek ve işletmek için ucuz atlaslar, kadifeler, ipekler satın alıyordu. - Reşat Nuri Güntekin

[teklifsiz konuşmada]

  • Şaka ve birtakım yalanlarla sezdirmeden birini kandırmak veya onunla eğlenmek

    Sana yalan söylemişler, dalga geçmişler, işletmişler seni. - Attila İlhan

ERGİTMEK

[-i]

[fizik]

  • Ergimesini sağlamak, ergimesine yol açmak

GERİLMEK

[nesnesiz]

  • Germe işi yapılmak, gergin duruma gelmek, belirli bir uzama ile çekilmek

    Koltuğunda şöyle bir gerilmiş, gülümseyerek yüzüme bakıyordu. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Gergin bir biçimde açılmak

    Gülmek istedim, dudaklarım titreyip gerildi. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Kasılmak

[mecaz]

  • Kızmak, öfkelenmek, sinirlenmek

[mecaz]

  • İlişki ve davranış bozulacak duruma gelmek

GETİRMEK

[-e]

  • Gelmesini sağlamak

    Dün bir deri bir kemik hâlinde eve getirip bırakmışlar. - Reşat Nuri Güntekin

[-de]

  • Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak

[-i]

  • Erişmek veya eriştiğini sanmak

    Baharı getirdik.

[nesnesiz]

  • İleri sürmek

    Örnek getirmek.

[nesnesiz]

  • Sebep olmak, ortaya çıkarmak

    Bu rüzgâr kar getirir.

[-i]

  • İletmek, bildirmek

    Bir zabit nefes nefese şu haberi getirdi. - Orhan Seyfi Orhon

[nesnesiz]

  • Sağlamak

    Haftada bir cuma günleri işleyen küçük bir kahve ayda ne kadar gelir getirirse... - Ömer Seyfettin

  • Bir makama atamak veya seçmek

[yardımcı fiil]

  • Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar

    Ateh getirmek. Nedamet getirmek.

Birleşik Kelimeler: geviş getirenler, geviş getirmeyenler

KÜTLEŞME

[isim]

  • Kütleşmek işi

MÜŞTEREK (Kelime Kökeni: Arapça muşterek)

[sıfat]

  • Ortak

    İnsanlar müşterek tecrübeleri taşıdıkları için birbirlerinin ne dediklerini anlayabilirler. - İsmet Özel

  • Birlikte

    Bu işte her ikiniz de müştereksiniz.

  • Ortaklaşa, el birliğiyle yapılan veya hazırlanan

    Müşterek idare.

Birleşik Kelimeler: müşterek bahis, asgari müşterek