GÜNDÜZ ile Oluşan Kelimeler (GÜNDÜZ Kelime Türetme)

GÜNDÜZ harflerinden oluşan 14 kelime bulunuyor. GÜNDÜZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Gündüz kelimesinin anlamı nedir? Gündüz ile başlayan kelimeler. Gündüz ile biten kelimeler. İçinde gündüz olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

DÜZGÜN19, GÜNDÜZ19

5 Harfli Kelimeler

DÜZGÜ18, GÜZÜN16, ÜZGÜN16

4 Harfli Kelimeler

ÜZGÜ15, GÜDÜ14, GÜNÜ12

3 Harfli Kelimeler

GÜZ12, DÜZ10, GÜN9, DÜN7

2 Harfli Kelimeler

4, ÜN4

NÜ (Kelime Kökeni: Fransızca nu)

[sıfat]

  • Çıplak

[isim]

  • Çıplak resim

ÜN

[isim]

  • Ses
  • Herkesçe bilinme, tanınma durumu, san, şöhret, şan

    O kadar ünü ve başarıyı yakıştıramamıştı bu yüze. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ün almak (veya kazanmak veya salmak veya yapmak)
  • üne kavuşmak

DÜN

[isim]

  • Bugünden bir önceki gün

    Dün gece uyuyamadım da biraz başım ağrıyor. - Peyami Safa

  • Geçmiş

    Bugünü anlamak için dünü bilmek gerek.

[zarf]

  • Bugünden bir önceki günde

    Dün söyledi.

[zarf]

  • Kısa bir süre önce

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dün bir, bugün iki
  • dün cin olmuş, bugün adam çarpıyor
  • dün öleni dün gömerler

GÜN

[isim]

  • Güneş
  • Güneş ışığı
  • Gündüz

    Bütün gün yanında kalırdım. - Adalet Ağaoğlu

  • Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre

    Kız kardeşi üç yıl, bir gün olsun canı sıkılmadan yaşadı Tatvan'da. - Necati Cumalı

  • İçinde bulunulan zaman

    Aylıkları, günün ihtiyaçları karşısında devede kulak gibi kalıyordu. - Reşat Nuri Güntekin

  • Zaman, sıra

    Ama şu son günlerde büyük bir ilerleme olmuştu kadında. - Ayşe Kulin

  • Çağ, devir
  • İyi yaşanmış zaman

    Zavallı, gün görmedi.

  • Bayram niteliğinde özel gün

    Bugün Fransızların günü imiş.

  • Belirli günlerde ev hanımlarının konuk ağırlamak için yaptıkları toplantı

    Yarın Ayşe Hanım'ın günü.

  • Tarih

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gün ağarmak
  • gün almak
  • gün atmak
  • gün batmak
  • gün bugün
  • gün doğmadan kimliği söylenmez
  • gün doğmadan neler doğar
  • gün doğmak
  • gün doğmak
  • güne göre kürk giyinmek gerek
  • gün eylemek
  • gün geçer, kin geçmez
  • gün geçirmek (veya öldürmek)
  • gün geçmek
  • gün gibi açık
  • gün görmemek
  • gün güne uymaz
  • gün kavuşmak
  • gün koymak
  • günlerden bir gün
  • günleri gece olmak
  • günleri sayılı olmak
  • gün meselesi
  • gün ola harman ola
  • gün olur yılı besler, yıl olur günü beslemez
  • gün saymak
  • günü (veya gününü) kurtarmak
  • günü dolmak
  • günü gününe uymaz
  • gününü (veya günlerini) saymak (veya beklemek)
  • gününü doldurmak
  • gününü görmek
  • gününü göstermek
  • gününü gün etmek
  • günü yetmek
  • gün varken davarını eve götür
  • gün yemek
  • gün yüzü görmemek
  • gün yüzü görmemiş (söz veya küfür)

Birleşik Kelimeler: günâşık, günaşırı, günaydın, gün balı, gün balığı, gün batımı, gün batısı, günbegün, günberi, gün boyu, günçiçeği, gün dikilmesi, gün doğusu, gündöndü, gün dönümü, gün durumu, güngörmez, güngörmüş, gün gülü, gün günden, günısı, gün ışığı, günindi, gün merkezli, gün ortası, günöte, Gün tutulması, gün tün eşitliği, gün yağmuru, gün yayı, gün yeli, günden güne, günebakan, günler günü, günübirlik, günü geçmiş, günü gününe, günün adamı, günün birinde, ala gün, artık gün, ay gün takvimi, ay gün yılı, ek gün, ertesi gün hapı, her gün, iyi gün, iyi gün dostu, kara gün, kara gün dostu, mübarek gün, öbür gün, ön gün, öte gün, tam gün, ana baba günü, arife günü, aşure günü, bayram günü, çalışma günü, doğum günü, güneş günü, halk günü, hesap günü, imza günü, iş günü, kabul günü, kandil günü, kış günü, kıyamet günü, mahşer günü, okuma günü, paça günü, yaş günü, yıldız günü

DÜZ

[sıfat]

  • Yatay durumda olan, eğik ve dik olmayan

    Düz tahta.

  • Kıvrımlı olmayan, doğru, stabil

    Düz çizgi.

  • Yüzeyinde girinti çıkıntı olmayan, müstevi
  • Kısa ökçeli, ökçesiz (ayakkabı)
  • Yayvan, altı derin olmayan

    Düz kayık. Düz tabak.

  • Kıvırcık veya dalgalı olmayan (saç)
  • Yalın, sade, süssüz

    Düz bir anlatım.

  • Çizgisiz, desensiz ve tek renkli

    Düz bir kumaş.

[isim]

  • Engebesiz olan yer, düzlük, ova

    Kardaş gitmem Diyarbakır düzüne / Kızlar peri olsa bakmam yüzüne - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • düz duvara tırmanmak
  • düze inmek

Birleşik Kelimeler: düzayak, düz baskı, düz flüt, düz hekim, düz kanatlılar, düz paça, düztaban, düz tümleç, düz ünlü, düzyazı, ters düz, yontuk düz

[isim]

  • Düz rakı

Birleşik Kelimeler: düz rakı

GÜNÜ

[isim]

[halk ağzında]

  • Haset
  • Zamanından önce doğan yavru

GÜZ

[isim]

  • Sonbahar

    Mevsim güzdü, bol üzüm ve incir vakti idi. - Osman Cemal Kaygılı

[gök bilimi]

  • 22 Eylül ile 21 Aralık arasındaki mevsim

Birleşik Kelimeler: güz çiğdemi, güz dönemi, güz noktası, ilkgüz

GÜDÜ

[isim]

  • Bilinçli veya bilinçsiz olarak davranışı doğuran, sürekliliğini sağlayan ve ona yön veren herhangi bir güç, saik
  • Bir etkinlik veya işin gizli sebebi

[felsefe]

  • Kaynağı akıl olan sebep, saik

    Sevgi bir dürtü, ödev bir güdüdür.

[toplum bilimi]

  • Bireyleri bilinçli ve amaçlı işlerde bulunmaya yönelten dürtü veya dürtüler bileşkesi, saik

Birleşik Kelimeler: içgüdü

ÜZGÜ

[isim]

  • Yersiz ve gereksiz olarak çektirilen sıkıntı, eziyet, eza, cefa

GÜZÜN

[zarf]

  • Güz mevsiminde, sonbaharda

ÜZGÜN

[sıfat]

  • Üzülmüş, üzüntü duymuş, mahzun, melul, meyus, mükedder

    O zamana kadar üzgündü, sesi kısılmış gibiydi. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: üzgün balığı

DÜZGÜ

[isim]

[felsefe]

[toplum bilimi]

  • Norm

DÜZGÜN

[sıfat]

  • Doğru ve pürüzsüz, muntazam

    Ayşe çayı demlemiş, düzgün dilimlerle francala kesiyordu. - Cahit Uçuk

  • Düzenli, kusursuz, insicamlı, rabıtalı, muntazam
  • İyi

    Belli ki hâlleri vakitleri çok düzgün değil. - Memduh Şevket Esendal

[zarf]

  • Kurala uygun olarak, kusursuz bir biçimde

    Düzgün konuşuyor.

[matematik]

  • Kenar veya ayrıtları ile açıları birbirine eşit olan (biçim)

    Düzgün çok yüzlü.

[isim]

[eskimiş]

  • Fondöten

Birleşik Kelimeler: eli ayağı düzgün, eli yüzü düzgün

GÜNDÜZ

[isim]

  • Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü

    Tan yeri ağarmış, gündüz olmaya başlamıştı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[zarf]

  • Gündüz vaktinde

    Ankara'da gündüz tedrisat yapan bu fakülteye devam edebilmek için bir iş aradım. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gündüz külahlı, gece silahlı

Birleşik Kelimeler: gündüz feneri, gündüz gösterimi, gündüz gözüyle, gündüzsefası, gündüz yırtıcıları, dalgündüz, gece gündüz