GÜMRÜKÇÜ ile Oluşan Kelimeler (GÜMRÜKÇÜ Kelime Türetme)

GÜMRÜKÇÜ harflerinden oluşan 12 kelime bulunuyor. GÜMRÜKÇÜ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Gümrükçü kelimesinin anlamı nedir? Gümrükçü ile başlayan kelimeler. İçinde gümrükçü olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

GÜMRÜKÇÜ22

6 Harfli Kelimeler

GÜMRÜK15

5 Harfli Kelimeler

ÇÜKÜR12, ÇÜRÜK12

4 Harfli Kelimeler

ÜMÜK9, ÜRKÜ8

3 Harfli Kelimeler

GÜÇ12, GÜM10, GÜR9, ÇÜK8, KÜR5

2 Harfli Kelimeler

ÜÇ7

KÜR (Kelime Kökeni: Fransızca cure)

[isim]

  • İyi bakım ve ilaç tedavisi

    Daireden yıllık iznimi alınca kürümü günde on iki saate çıkardım. - Haldun Taner

  • Özel tedavi yöntemi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kür yapmak

[sıfat]

  • İnatçı, hırslı (adam)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kürünü kırmak
  • kürünü öldürmek

ÜÇ

[isim]

  • İkiden sonra gelen sayının adı
  • Bu sayıyı gösteren 3 ve III rakamlarının adı

[sıfat]

  • İkiden bir artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • üç aşağı beş yukarı
  • üç aşağı beş yukarı dolaşmak
  • üç günlük ömür
  • üç maymunu oynamak
  • üç nalla bir ata kaldı

Birleşik Kelimeler: üç adım, üçayak, üç aylar, üç aylık, üç başlı, üç beş, üç beyaz, üç bir, üç birlik kuralı, üç boyutlu, üç buçuk, üçbudak, üç buutlu, üççatal, üççeyrek, üç durum yasası, üç düzlemli, üç etek, üçgen, üçgül, üç hâl kanunu, üç iki, üçkâğıt, üçkat, üç nokta, üç otuzunda, üç parmaklı, üçtaş, üçteker, üçtelli, üçten dokuza, beş üç

ÜRKÜ

[isim]

  • Topluluğu saran ortak korku, panik

ÇÜK

[isim]

[kaba konuşmada]

  • Erkeklik organı

ÜMÜK

[isim]

[halk ağzında]

  • Boğaz
  • Gırtlak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ümüğüne sarılmak (veya basmak)
  • ümüğünü sıkmak

GÜR

[sıfat]

  • Bol ve güçlü olarak çıkan veya fışkıran

    Gür, kumral saçlarının çerçevelediği narin yüzü kıpkırmızı idi. - Ömer Seyfettin

  • Bol, verimli, feyyaz

    Eski toprağa ektiklerin / Bir yeni güçle göverdi gür - Behçet Necatigil

Birleşik Kelimeler: gürsoluk

GÜM

[isim]

  • Derinden ve patlayıcı yankılı gürültü

    Kapı güm diye kapandı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • güme gitmek
  • güme götürmek
  • güm güm atmak
  • güm güm etmek

ÇÜKÜR

[isim]

[halk ağzında]

  • Bir yüzü balta, bir yüzü kazma olan araç

ÇÜRÜK

[sıfat]

  • Çürümüş olan

    Yabancı, kirli, çürük dişlerini göstererek gülümsüyordu. - Ömer Seyfettin

  • Sağlam ve dayanıklı olmayan

    Çürükleri barındırmaz yaylaların yaylası. - Haldun Taner

[isim]

  • Vurma veya sıkıştırma yüzünden vücutta oluşan mor leke

    Hemen her gece sille tokat adamakıllı dayak yiyor, her yanı çürük içinde. - Attila İlhan

[mecaz]

  • İş göremez, hastalıklı

[mecaz]

  • Sağlam bir temele veya kanıtlara dayanmayan

    Çürük dava. Çürük iddia.

[mecaz]

  • Sakat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çürüğe çıkarmak
  • çürük (veya çürüğe) çıkmak
  • çürük tahta çivi (veya mıh) tutmaz
  • çürük tahtaya basmak

Birleşik Kelimeler: çürük boya, çürük çarık, çürük elma, çürük gaz, çürük iş, çürük para, çürük raporu, çürük sakız, ipi çürük, kırmızı çürük, vişneçürüğü

GÜÇ

[isim]

  • Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, efor

    Zihin gücü. Yaşama gücü.

  • Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat
  • Sınırsız, mutlak nitelik

    Tanrı'nın gücü.

  • Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik

    Paranın gücü.

  • Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği

    Motorun gücü.

  • Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler topluluğu

    Güçler dengesi.

  • Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli

    İnsan gücü.

  • Bir toprağın verimlilik yeteneği

[mecaz]

  • Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse

[coğrafya]

  • Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği

[fizik]

  • Birim zamanda yapılan iş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gücü gücü yetene
  • gücü kesilmek
  • gücü yetmek

Birleşik Kelimeler: güç birliği, güç kaynağı, aktif güç, artı güç, askerî güç, elektromanyetik güç, gizil güç, iş güç, kesintisiz güç kaynağı, vurucu güç, zırhlı güç, dış güçler, üretim güçleri, bağlantı gücü, beygir gücü, beyin gücü, düş gücü, fizik gücü, hayal gücü, iş gücü, makine gücü, yaptırım gücü, yargı gücü, yasama gücü, yaşama gücü, yürütme gücü, gücü gücüne, var gücüyle

[sıfat]

  • Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, kolay karşıtı

    Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir! - Ahmet Muhip Dranas

[zarf]

  • Zorlukla

    Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • güce sarmak
  • gücüne gitmek
  • gücüne koşmak
  • güç gelmek
  • güç mevkide kalmak

Birleşik Kelimeler: gücü gücüne, güçbeğenir, güç bela, dayanma gücü

GÜMRÜK (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Bir ülkeye giren veya bir ülkeden çıkan mal ve eşya üzerinden alınan vergi
  • Bu verginin alınması işlemiyle uğraşan devlet kuruluşu
  • Sınır kapılarında denetim ve gözetim işlerinin yapıldığı yer

    Sayfaları girip çıktığı gümrüklerin damgalarıyla dolu pasaportlar eskitti. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gümrük koymak
  • gümrükten mal kaçırır gibi

Birleşik Kelimeler: gümrük beyannamesi, gümrük birliği, gümrük kapısı, gümrük kolcusu, gümrük tarifesi

GÜMRÜKÇÜ

[isim]

  • Gümrük görevlisi
  • Başkalarıyla ilgili eşyayı bir ücret karşılığında gümrükten çıkarma işini üzerine alan komisyoncu