GÜMRÜKLENMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
GÜMRÜKLENMEK harflerini içeren 6 harfli 21 kelime bulunuyor. 6 harfli GÜMRÜKLENMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GÜMRÜK15,
KERMEN
- Kale
KÜREME
- Küremek işi
ÜNLEME
- Ünlemek işi
ÜREMEK
-
Canlı, doğup çoğalmak
Altı yedi ay içinde küçük sürü üredi. - Ömer Seyfettin
-
Yetişmek
Çubuklu bahçede üreyen kızılcık da hiçbir yerde bulunmaz. - Salâh Birsel
-
Çoğalmak, artmak
Yün kalın olduğu için örgü çabuk ürüyor.
ÜRKMEK
-
Bir şeyden korkup sıçramak, tevahhuş etmek
Gölgesinden ürkmüş bir Arap atı gibi şahlandı. - Ömer Seyfettin
-
Şaşkınlık ve korku duymak
Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu. - Yaşar Kemal
-
Ağaç meyve vermemek
Şeftaliler bu yıl ürkmüş.
-
Çekinmek
Yaramaz çocuk tutumundan her zaman ürkerdi. - Haldun Taner
KÜRKLÜ
- Kürkü olan, kürk giymiş
-
Kürkle süslenmiş
Hizmetçi kadın gri pardösüsünü, içleri kürklü eldivenlerini, şapkasını getirip verdi. - Sait Faik Abasıyanık
- Postu kürk olarak kullanılan (hayvan)
KÜLÜNK (Kelime Kökeni: Farsça kulunk)
-
Taşları, kayaları parçalamakta kullanılan sivri kazma
Bir yaz sabahı, külüngün ve kazmanın sivri burunları taş odanın tepesini delmeye başladı. - Memduh Şevket Esendal
KENGEL (Kelime Kökeni: Farsça kenger)
- Kenger
Birleşik Kelimeler: kengel sakızı, sütlü kengel
KENGER (Kelime Kökeni: Farsça kenger)
- Birleşikgillerden, yaprakları dikenli yaban bir bitki, eşek dikeni, kengel (Cynara cardunculus)
Birleşik Kelimeler: kenger sakızı
LENGER (Kelime Kökeni: Farsça lenger)
-
Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap
Tenha köyün sokaklarında lengerler içinde balık götüren ateş bacaklı çocuklara baktım. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bu kabın alabileceği miktarda olan
Beykoz çayırında iddiaya girip bütün bir kuzuyla bir lenger iç pilavı gövdeye rüyamızda mı indirmiştik? - Attila İlhan
- Gemi demiri
GELMEK
-
Ulaşmak, varmak
Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş - Bekir Sıtkı Erdoğan
-
Getirmek
Adamı Ödemiş'ten aldım geldim, her masrafını çektim. - Necati Cumalı
-
Oturmaya, ziyarete gitmek
Dün akşam amcamlar bize geldi.
-
İsabet etmek
Attığı top gözüme geldi
-
Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek
Eski çağlardan birçok anıt çağımıza kadar gelmiştir.
- Ortaya çıkmak, doğmak
-
Belli bir süre dolmak
Vakit kuşluğu aşmış, öğleye geliyordu. - Necati Cumalı
- Belli bir zamana ulaşmak
-
Kadar olmak
Boyu ancak omzuna geliyor.
-
Çıkmak, yönelmek
Merak etme, ondan kimseye kötülük gelmez.
-
İzlemek, takip etmek
Çocuklar arkadan geliyordu.
-
Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak
Kahve Brezilya'dan geliyor.
-
Katılmak, eklenmek
Türkçede ekler kelimelerin sonuna gelir.
- Türemek
-
Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek
Şimdi sözü burada kesip asıl konumuza gelelim.
-
Sonuç çıkmak
Bu davranışlardan ne gelir bilinmez.
-
Dayanmak, tahammül etmek
Birazcık üşütmeye gelmiyor, hemen hastalanıyor.
-
Kendine yapılan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak
Kadri o adamlardandır ki iyi davranmaya, yüz vermeye gelmez. - Memduh Şevket Esendal
Bizim baştan savma işe gelmediğimizi bilirsin. - Refik Halit Karay
-
Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek
Dediğime geldiniz mi?
-
Etkisini herhangi bir biçimde göstermek
Buranın havası iyi geldi. Burası bana çok sıcak geldi.
-
Kazanılmak, sağlanılmak
Çiftlikten onlara ayda beş yüz milyon lira gelir.
-
Uymak
Bu ayakkabı sana küçük gelir.
-
Olmak, -e uğramak
Felç gelmek. Başımıza bir bela geldi.
-
Akmak
Burnundan kan geldi. Musluktan su gelmiyor.
-
Düşmek, rast gelmek
Buraya ışık gelmiyor.
-
Görünmek, sanılmak
Baygın da olsa yabancı bir kadını böyle kucağında tutmak ona pek ayıp bir şey gibi geldi. - Haldun Taner
-
Uygun düşmek
Caddelerde oturmaya gelmez. - Ömer Seyfettin
- Başlamak, ortaya çıkmak
-
Mal olmak
Bu bardakların tanesi yüz liraya geldi.
-
Biriyle birlikte gitmek
Ben İstanbul'a gidiyorum, benimle gelir misiniz?
-
İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil
Uykusu gelmek.
-
Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur
Alışageldiğimiz bir anlamı vardı.
-
-mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar
Görmezlikten gelmek. İşitmezlikten gelmek.
-
Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar
Yola gelmek. Meydana gelmek. Hatıra gelmek. Akla gelmek.
-
-dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil
Baktıkça bakası gelmek. Yedikçe yiyesi gelmek.
-
Herhangi bir sırada bulunmak
Başta gelmek. Önde gelmek. Birinci gelmek.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ...-e gelince
- gel de (veya gelsin de)
- gel demesi kolay ama git demesi güçtür
- gel denilen yere gitmeye ar eyleme, gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme
- geldik yüze, çıktık düze
- geleceği varsa göreceği de var
- gelip çatmak (veya dayanmak)
- gelip geçmek
- gel keyfim gel
- gelsin ... (veya gelsin ... gitsin ...)
- gel zaman git zaman
Birleşik Kelimeler: gelgeç, gelgel, gelip geçici, gide gele, gitmeli gelmeli, varagele, rastgele, taygeldi, gelgelelim, kendigelen, karşı gelim, tümdengelim, söz gelimi, süregelmek
GERMEK
-
Bir şeyin uçlarından veya kenarlarından çekerek gergin duruma getirmek
Yayı daha germe / Kıracaksın - Behçet Necatigil
- Gergin bir şeyle örtmek
- Kol, bacak, uzatmak
- Gergin duruma getirmek, gerginlik yaratmak, sinirlendirmek
Birleşik Kelimeler: gergevşet
GERMEN (Kelime Kökeni: Latince)
- Canlı yaratıklarda gametlere dayanan ve gametlerle taşınan üreme ögelerinin tümü
KÜRÜME
- Kürümek işi
ÜRÜMEK
- Havlamak
Ata Sözleri ve Deyimler
- ürüyen köpek ısırmaz