GÜLÜNÇLÜK ile Oluşan Kelimeler (GÜLÜNÇLÜK Kelime Türetme)

GÜLÜNÇLÜK harflerinden oluşan 30 kelime bulunuyor. GÜLÜNÇLÜK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Gülünçlük kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

9 Harfli Kelimeler

GÜLÜNÇLÜK22

8 Harfli Kelimeler

GÜNLÜKÇÜ21, GÜÇLÜLÜK21, GÜLÜNÇLÜ21

6 Harfli Kelimeler

GÜLÜNÇ17, GÜÇLÜK17, GÜNLÜK14, GÜLLÜK14, ÜNLÜLÜ12

5 Harfli Kelimeler

GÜÇLÜ16, ÜÇGÜL16, GÜLÜK13, GÜNLÜ13, GÜLLÜ13, ÇÜNKÜ12, ÜÇLÜK12, KÜLLÜ9

4 Harfli Kelimeler

GÜNÜ12, ÜÇLÜ11, ÜNLÜ8, ÜLKÜ8

3 Harfli Kelimeler

GÜÇ12, GÜN9, GÜL9, ÇÜK8, KÜL5, LÜK5

2 Harfli Kelimeler

ÜÇ7, NÜ4, ÜN4

NÜ (Kelime Kökeni: Fransızca nu)

[sıfat]

  • Çıplak

[isim]

  • Çıplak resim

ÜN

[isim]

  • Ses
  • Herkesçe bilinme, tanınma durumu, san, şöhret, şan

    O kadar ünü ve başarıyı yakıştıramamıştı bu yüze. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ün almak (veya kazanmak veya salmak veya yapmak)
  • üne kavuşmak

KÜL

[isim]

  • Yanan şeylerden artakalan toz madde

    Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kül bağlamak
  • kül etmek
  • kül gibi
  • kül olmak
  • kül ufak olmak
  • külünü savurmak
  • kül yemek (veya yutmak)

Birleşik Kelimeler: külbastı, kül çöreği, küldöken, külkedisi, kül rengi, kül tablası, külyutmaz, yosun külü

[isim]

[eskimiş]

  • Bütün, tüm

    Bir asırdan beri şiirimizi bir kül olarak göz önüne getirince bu misal canlanmaz mı? - Yahya Kemal Beyatlı

LÜK (Kelime Kökeni: Farsça luk)

[isim]

[eskimiş]

  • Boyacılıkta kullanılan Hint zamkı

Birleşik Kelimeler: lük boyası

ÜÇ

[isim]

  • İkiden sonra gelen sayının adı
  • Bu sayıyı gösteren 3 ve III rakamlarının adı

[sıfat]

  • İkiden bir artık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • üç aşağı beş yukarı
  • üç aşağı beş yukarı dolaşmak
  • üç günlük ömür
  • üç maymunu oynamak
  • üç nalla bir ata kaldı

Birleşik Kelimeler: üç adım, üçayak, üç aylar, üç aylık, üç başlı, üç beş, üç beyaz, üç bir, üç birlik kuralı, üç boyutlu, üç buçuk, üçbudak, üç buutlu, üççatal, üççeyrek, üç durum yasası, üç düzlemli, üç etek, üçgen, üçgül, üç hâl kanunu, üç iki, üçkâğıt, üçkat, üç nokta, üç otuzunda, üç parmaklı, üçtaş, üçteker, üçtelli, üçten dokuza, beş üç

ÜNLÜ

[sıfat]

  • Ün salmış olan, tanınmış, şöhretli, meşhur, şanlı, namlı, namdar, anlı şanlı

    Kimsenin üzerinde durmadığı birkaç ünlü kişiden birisi de kesinlikle o idi. - Tarık Buğra

[isim]

[dil bilgisi]

  • Ses yolunda bir engele çarpmadan çıkan ses, sesli, sesli harf, vokal: a, e, ı, i, o, ö, u, ü

Birleşik Kelimeler: ünlü benzeşmesi, ünlü çatışması, ünlü kaynaşması, ünlü kısalması, ünlü türemesi, ünlü uyumu, ağızsıl ünlü, bağlayıcı ünlü, dar ünlü, düz ünlü, geniş ünlü, ikili ünlü, ikiz ünlü, ince ünlü, kalın ünlü, kısa ünlü, türeme ünlü, uzun ünlü, üçüz ünlü, yuvarlak ünlü, ağız ünlüsü, bağlantı ünlüsü, geniz ünlüsü, pekiştirme ünlüsü

ÜLKÜ

[isim]

  • Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey, ideal

    Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür. - Atatürk

  • İnsanı duyular dünyasının üstüne yükselten ve hiçbir zaman tam olarak gerçekleştirilemeyecek olan, yalnızca erişilmesi istenen amaç olarak kalan kılavuz ilke, mefkûre, ideal, vizyon

    Bu yarının dünyasını, insanlığını düzenleyecek ülkünün sahipleri! - Halide Edip Adıvar

[felsefe]

  • Gerçekte olmayıp yalnız düşüncede tasarım biçiminde var olan, yalnızca düşünce ile kavranabilen şey, ideal

ÇÜK

[isim]

[kaba konuşmada]

  • Erkeklik organı

KÜLLÜ

[sıfat]

  • İçinde veya üzerinde kül bulunan

Birleşik Kelimeler: küllü su

GÜN

[isim]

  • Güneş
  • Güneş ışığı
  • Gündüz

    Bütün gün yanında kalırdım. - Adalet Ağaoğlu

  • Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre

    Kız kardeşi üç yıl, bir gün olsun canı sıkılmadan yaşadı Tatvan'da. - Necati Cumalı

  • İçinde bulunulan zaman

    Aylıkları, günün ihtiyaçları karşısında devede kulak gibi kalıyordu. - Reşat Nuri Güntekin

  • Zaman, sıra

    Ama şu son günlerde büyük bir ilerleme olmuştu kadında. - Ayşe Kulin

  • Çağ, devir
  • İyi yaşanmış zaman

    Zavallı, gün görmedi.

  • Bayram niteliğinde özel gün

    Bugün Fransızların günü imiş.

  • Belirli günlerde ev hanımlarının konuk ağırlamak için yaptıkları toplantı

    Yarın Ayşe Hanım'ın günü.

  • Tarih

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gün ağarmak
  • gün almak
  • gün atmak
  • gün batmak
  • gün bugün
  • gün doğmadan kimliği söylenmez
  • gün doğmadan neler doğar
  • gün doğmak
  • gün doğmak
  • güne göre kürk giyinmek gerek
  • gün eylemek
  • gün geçer, kin geçmez
  • gün geçirmek (veya öldürmek)
  • gün geçmek
  • gün gibi açık
  • gün görmemek
  • gün güne uymaz
  • gün kavuşmak
  • gün koymak
  • günlerden bir gün
  • günleri gece olmak
  • günleri sayılı olmak
  • gün meselesi
  • gün ola harman ola
  • gün olur yılı besler, yıl olur günü beslemez
  • gün saymak
  • günü (veya gününü) kurtarmak
  • günü dolmak
  • günü gününe uymaz
  • gününü (veya günlerini) saymak (veya beklemek)
  • gününü doldurmak
  • gününü görmek
  • gününü göstermek
  • gününü gün etmek
  • günü yetmek
  • gün varken davarını eve götür
  • gün yemek
  • gün yüzü görmemek
  • gün yüzü görmemiş (söz veya küfür)

Birleşik Kelimeler: günâşık, günaşırı, günaydın, gün balı, gün balığı, gün batımı, gün batısı, günbegün, günberi, gün boyu, günçiçeği, gün dikilmesi, gün doğusu, gündöndü, gün dönümü, gün durumu, güngörmez, güngörmüş, gün gülü, gün günden, günısı, gün ışığı, günindi, gün merkezli, gün ortası, günöte, Gün tutulması, gün tün eşitliği, gün yağmuru, gün yayı, gün yeli, günden güne, günebakan, günler günü, günübirlik, günü geçmiş, günü gününe, günün adamı, günün birinde, ala gün, artık gün, ay gün takvimi, ay gün yılı, ek gün, ertesi gün hapı, her gün, iyi gün, iyi gün dostu, kara gün, kara gün dostu, mübarek gün, öbür gün, ön gün, öte gün, tam gün, ana baba günü, arife günü, aşure günü, bayram günü, çalışma günü, doğum günü, güneş günü, halk günü, hesap günü, imza günü, iş günü, kabul günü, kandil günü, kış günü, kıyamet günü, mahşer günü, okuma günü, paça günü, yaş günü, yıldız günü

GÜL (Kelime Kökeni: Farsça gul)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerin örnek bitkisi (Rosa)
  • Bu bitkinin katmerli, genellikle kokulu olan çiçeği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gül gibi
  • gül gibi bakmak
  • gül gibi geçinmek (veya yaşamak)
  • gülleri yarılmak
  • gülü seven dikenine katlanır
  • gül üstüne gül koklamamak
  • gülü tarife ne hacet, ne çiçektir biliriz

Birleşik Kelimeler: gülabdan, gülbahar, gülbank, gülbeşeker, gül böceği, gül böreği, güldeste, gülhatmi, gülibrişim, gülistan, gülkurusu, gül kurusu, gül rengi, gül suyu, gülşen, gül yağı, karagül, yabani gül, ayı gülü, Çin gülü, denizgülü, gün gülü, Isparta gülü, ipek gülü, Japon gülü, kır gülü, menekşe gülü, orman gülü, rüzgârgülü, yaban gülü, yayla gülü

ÜÇLÜ

[sıfat]

  • Üç parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden üç tane bulunan, müselles, troyka

    Bu üçlü grup merdivenin en üst basamağında öylece duruyor. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Üç kişiden oluşmuş

[isim]

  • İskambil, domino vb. oyunlarda üzerinde üç işareti veya noktası bulunan kâğıt veya pul

[isim]

[müzik]

  • Üç ses veya çalgı için düzenlenmiş müzik parçası, trio

[isim]

[müzik]

  • Bu parçayı çalan üç kişilik müzik topluluğu, trio

Birleşik Kelimeler: üçlü bahis, üçlü ganyan

ÜNLÜLÜ

[sıfat]

  • İçinde ünlü harf bulunan (söz)

Birleşik Kelimeler: kısa ünlülü

ÇÜNKÜ (Kelime Kökeni: Farsça çūn + ki)

[bağlaç]

  • Şundan dolayı, şu sebeple, zira

    Ben şimdi sizin fikrinizi tenkit etmeyeceğim çünkü faydasızdır. - Ömer Seyfettin

ÜÇLÜK

[sıfat]

  • Üç tanesi bir arada bulunan, üç tane alabilen, üç taneden oluşmuş

[isim]

[spor]

  • Basketbolda ceza alanı dışından atılan topun potaya geçirilmesi sonucu kazanılan üç sayı değerindeki atış