GÖÇEBELEŞMEK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

GÖÇEBELEŞMEK harflerini içeren 4 harfli 28 kelime bulunuyor. 4 harfli GÖÇEBELEŞMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GÖLE14, KÖŞE13, ÖKÇE13, BÖLE12, BÖKE12, ÖBEK12, GEÇE11, ÖLME11, GEBE10, KÖLE10, EŞME8, EMEÇ8, GELE8, MEŞK8, MEŞE8, EŞEK7, KEÇE7, LEÇE7, KEBE6, EKME5, EMEL5, EMEK5, ELEM5, KEME5, MEKE5, ELEK4, KELE4, LEKE4

ELEK

[isim]

  • Taneli veya un gibi toz durumunda olan şeyleri yabancı maddelerden ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak için kullanılan, tahta bir kasnak ve tek tarafa gerilmiş, gözenekli tel, kıl, bez vb.nden oluşan araç

    Evden bir elek getirilecek, eleğin kenarına bir sopa konup kaldırılacak. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elekten geçirmek

Birleşik Kelimeler: norton eleği

KELE

[isim]

[halk ağzında]

  • Boğa, tosun

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keleye çekmek

LEKE (Kelime Kökeni: Farsça leke, lekke)

[isim]

  • Kirliliği gösteren iz

    Adi madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Bir yüzeyde türlü sebepler dolayısıyla oluşan farklı renk

    Kuyruğunun ucu ile alnının orta yerinde beyaz lekeler vardı. - Ömer Seyfettin

[biyoloji]

  • Vücudun herhangi bir yerinde oluşan değişik renk

[mecaz]

  • Yüz kızartacak durum, namussuzluk, kara, şaibe

    Kendi vicdanında kendi durumunu düzeltmek, geçmişin lekesini yıkamak istiyordu. - Halide Edip Adıvar

[gök bilimi]

  • Güneş, ay, yıldız veya herhangi bir gezegenin parlak yüzeyinde görülen karanlık bölüm

Ata Sözleri ve Deyimler

  • leke etmek
  • leke getirmek
  • leke olmak
  • leke sürmek

Birleşik Kelimeler: Güneş lekeleri, güneş lekesi, sandık lekesi

EKME

[isim]

  • Ekmek işi

EMEL (Kelime Kökeni: Arapça emel)

[isim]

  • Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek

    Bu emele vasıl olmak için bütün gayretimi sarf edeceğim, elimden geleni yapacağım. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emel beslemek
  • emeline alet etmek

EMEK

[isim]

  • Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü, mesai, zahmet

    Ücret emeğin karşılığıdır. - Anayasa

  • Uzun ve yorucu, özenli çalışma

    Bir darbe benim bütün o uzun emeklerimi sıfıra indirir. - Hüseyin Cahit Yalçın

[toplum bilimi]

  • İnsanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak için giriştiği hem doğal ve toplumsal çerçevesini hem de kendisini değiştiren çalışma süreci

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emeği geçmek
  • emek çekmek
  • emek harcamak
  • emek olmadan yemek olmaz
  • emek vermek

Birleşik Kelimeler: artık emek, el emeği, göz emeği, sağdıç emeği

ELEM (Kelime Kökeni: Arapça elem)

[isim]

  • Acı, üzüntü, dert, keder

    Bu derdi huy edinenler elem çekmez. - Necip Fazıl Kısakürek

KEME

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük sıçan
  • Domalan

Birleşik Kelimeler: karakeme

MEKE

[isim]

[halk ağzında]

  • Su kıyılarındaki böcekleri yiyerek yaşayan yaban ördeği

Birleşik Kelimeler: sakar meke

[isim]

[halk ağzında]

  • Mısır ve tanesi
  • Mısır unundan yapılan ekmek

KEBE

[isim]

  • Kısa kepenek

    Eşek gitti. Üstünde yeni kebe de vardı. - Memduh Şevket Esendal

EŞEK

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Atgillerden, uzun kulaklı binek ve hizmet hayvanı, merkep, karakaçan, uzun kulaklı (Equus asinus)

    Arkadaşını böyle dar vakit eşeğin üstünde görünce koştu. - Fakir Baykurt

[halk ağzında]

  • Odun kesme, duvar örme, sıva yapma vb. işlerde kullanılan üç veya dört ayaklı sehpa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eşeğe altın semer vursalar yine eşektir
  • eşeğe cilve yap demişler, çifte atmış
  • eşeğe gücü yetmeyip semerini dövmek
  • eşeği dama çıkaran yine kendi indirir
  • eşeği düğüne çağırmışlar, "ya su lazımdır ya odun" demiş
  • eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek (veya koymak)
  • eşeğini sağlam kazığa bağlamak
  • eşeğin kuyruğu gibi
  • eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der, kimi kısa
  • eşeğin ölümü köpeğe ziyafettir (veya düğündür)
  • eşeği sahibinin dediği yere bağla da varsın kurt yesin
  • eşeği yoldan çıkaran sıpanın oynaması
  • eşek at olmaz, ciğer et olmaz
  • eşek bile bir düştüğü yere bir daha düşmez
  • eşek çamura çökerse sahibinden gayretlisi olmaz
  • eşek derisi gibi
  • eşek eşeği ödünç kaşır
  • eşek gibi
  • eşek hoşaftan ne anlar (suyunu içer, tanesini bırakır)
  • eşek kadar
  • eşek kocamakla tavla başı olmaz
  • eşek kulağı kesilmekle küheylan olmaz
  • eşek kuyruğu gibi ne uzar ne kısalır
  • eşek sudan gelinceye kadar dövmek
  • eşekten düşmüşe (veya düşmüş karpuza) dönmek

Birleşik Kelimeler: eşek arısı, eşekbaşı, eşek cenneti, eşek davası, eşek dikeni, eşek hıyarı, eşek inadı, eşek kafalı, eşekkulağı, eşek marulu, eşek maydanozu, eşekoğlueşek, eşek otu, eşek sıpası, eşeksırtı, eşek şakası, şeddeli eşek, uzuneşek, marsıvan eşeği, ocakeşeği, yaban eşeği, yereşeği

KEÇE

[isim]

  • Yapağı veya keçi kılının dokunmadan yalnızca dövülmesiyle elde edilen kaba kumaş

    Belki on aile keçelerden, kilimlerden çergelerini meyve ağaçlarının altlarına kurdular. - Ömer Seyfettin

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılan

    Keçe çadırların içi biraz ısınsın diye yerlere, kilimlerin üstüne ayı postları serilmişti. - Nezihe Araz

  • Yere serilen halı, kilim vb. yünlü döşemelik

    Yaz geldi, keçeleri kaldırmalı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keçe külah etmek
  • keçe külah olmak
  • keçesini sudan çıkarmak
  • keçeyi suya atmak

LEÇE

[isim]

[halk ağzında]

  • Taşlı tarla

EŞME

[isim]

  • Eşmek işi

[halk ağzında]

  • Kaynak, pınar

[isim]

  • Uşak iline bağlı ilçelerden biri

EMEÇ

[isim]

[bitki bilimi]

  • Su ve kara yosunlarının, kökü andıran tutunma organı