GÖZLENMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
GÖZLENMEK harflerini içeren 5 harfli 22 kelime bulunuyor. 5 harfli GÖZLENMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GÖLEK15,
EKLEM
- Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal
Birleşik Kelimeler: eklem bacaklılar, omuz eklemi
ENLEM
- Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi
Birleşik Kelimeler: enlem dairesi
ELMEK (Kelime Kökeni: (elektronik mektup'tan))
- Elektronik posta
KELEM (Kelime Kökeni: Farsça kelem)
- Lahana
Birleşik Kelimeler: etsiz kelem
MELEK (Kelime Kökeni: Arapça melek)
- Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte
-
Terbiyeli, uysal kimse
Yanlarındaki kızlar ise sahici birer melekti. - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- melek gibi
Birleşik Kelimeler: melek otu
NEZLE (Kelime Kökeni: Arapça nezle)
-
Soğuk almaktan ileri gelen, burun akması, aksırma ile beliren hastalık, ingin, tumağı, dumağı, çaputlama, zükâm, nevazil
Havaların değişik gitmesi, bir sıcak bir soğuk olması adamcağızı nezle etmiş, üstelik nezle göğsüne inmiştir. - Burhan Felek
Birleşik Kelimeler: nezle otu, bahar nezlesi, İspanyol nezlesi, saman nezlesi
EZMEK
-
Üstüne basarak veya bir şey arasına sıkıştırarak yassılaştırmak, biçimini değiştirmek
Ben kendi hesabıma aruzu bir bal mumu gibi ezer, oynar, istediğim şekle sokardım. - Enis Behiç Koryürek
-
Ağır bir şey, başka bir şeyin üzerinden geçmek, çiğnemek
Rüzgârın içinde birbirini ezercesine kaçıştılar. - Sait Faik Abasıyanık
-
Sıvı içinde bastırıp karıştırarak eritmek
Şerbet için şeker ezmek. Boya ezmek.
-
Üzmek, sıkıntıya sokmak
Seven kalbi ezmek, sevmeyen kalbi durdurmaktan daha affedilmez bir cinayettir. - Aka Gündüz
-
Dayanıklılığını aşacak derecede çalıştırarak yormak
Bu yol hayvanı ezdi.
-
Yenmek, sindirmek
Düşmanı ezmek.
-
Harcamak
Paraları bir haftada ezerim. - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- ez de suyunu iç
- ezip büzmek
Birleşik Kelimeler: ezimevi, elezer, özezer, karıncaezmez
ENGEL
-
Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap, ket
Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi. - Adalet Ağaoğlu
- Hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için kullanılan açılır kapanır düzenek, bariyer
- Herhangi bir yolu kapamak için konulan nesne, bariyer
- Kara yollarının kenarlarına yapılan korkuluk, bariyer
- Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer
Ata Sözleri ve Deyimler
- engel çıkarmak
- engel olmak
- engel tanımamak
Birleşik Kelimeler: engel balığı, engel sınavı, kutup engel, güvenlik engeli
ELZEM (Kelime Kökeni: Arapça elzem)
-
Çok gerekli, vazgeçilmez
Hükmün muteber olması için ittifakla alınması elzemdir. - Tarık Buğra
GELEN
- Gelme işini yapan (kimse veya nesne)
- Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın)
Ata Sözleri ve Deyimler
- gelen ağam giden paşam
- gelene git denilmez
- gelen gideni aratır (veya gelen gidene rahmet okutur)
Birleşik Kelimeler: gelen geçen, gelen giden, ileri gelen
GENEL
-
Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi
Genel seçim. Genel tarih.
-
Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan
Söylediklerim kuşkusuz genel anlamda geçerli. - Adalet Ağaoğlu
-
Yetkisi ve sorumluluğu çok olan
Genel başkan. Genel müdür.
-
Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne)
Genel kitaplık.
-
Bir genelleme sonucunda elde edilen
Genel düşünce.
Birleşik Kelimeler: genel af, genel ağ, genel başkan, genel bütçe, genel coğrafya, genel dil bilimi, genelev, genelgeçer, genel gider, genel görünüm, genel görüşme, genel grev, genel kadın, genelkurmay, genel kurul, genel kütüphane, genel müdür, genel ölçek, genel sekreter, genel uygunluk bildirimi, genel yazman, genel yetenek, genel zekâ
MELEZ (Kelime Kökeni: Arapça meles)
- Değişik türden hayvan veya bitkiden üremiş (hayvan veya bitki), kırma, azma, hibrit, metis
-
Değişik ırkta ana babadan doğmuş olan (kimse)
Melez bir insan ırkının karışımı, bu adama kuvvet vermiş. - Memduh Şevket Esendal
-
Katışık, karışık
Melez bir dil.
GELME
-
Gelmek işi
Ne söylense duyulur bir ürperme sesinde / Neden hayır olmasın üç beyin gelmesinde - Faruk Nafiz Çamlıbel
-
Gelmiş olan
Avrupa'dan gelme bir televizyon.
-
Yetişme
İyi aileden gelme çocuk.
- Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi
Birleşik Kelimeler: bilmezlikten gelme, gidip gelme
ÖNLEM
-
Kötü veya yanlış bir şeyi önleyecek yol, tedbir
Fakat anladığına göre, bu önlemlerin hepsi de yetersiz kalmıştı. - Adalet Ağaoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- önlem almak
ÖLMEK
-
Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek
Şerefli insanlar olarak yaşayacak, şerefli insanlar olarak öleceğiz. - Esat Mahmut Karakurt
-
Bitki, solmak
Bu çiçekler dayanmaz, çabuk ölür.
- Bazı sebeplerle çok sıkıntı veya acı çekmek
-
Değerini, geçerliğini, gücünü yitirmek, kullanılmamak
Bu usul öldü artık.
Ata Sözleri ve Deyimler
- öl dediği yerde ölmek, kal dediği yerde kalmak
- ölenle ölünmez
- ölme eşeğim ölme (yaza yonca bitecek)
- ölmek var, dönmek yok!
- ölmüş de ağlayanı yok
- ölüp ölüp dirilmek
- ölür müsün, öldürür müsün?
Birleşik Kelimeler: öle dirile