GÖZETİLMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

GÖZETİLMEK harflerini içeren 6 harfli 24 kelime bulunuyor. 6 harfli GÖZETİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GÖZEME20, GÖZLEM20, GÖZELİ19, GÖMLEK17, ÖZLEME16, ÖZEMEK16, ÖZELİK15, GEZMEK14, MEZGİT14, GEZLİK13, GELMEK11, GİTMEK11, GEMLİK11, EZİLME10, İZLEME10, TEZLİK9, ETKİME7, EKİLME7, EMEKLİ7, İLETME7, KELİME7, MELİKE7, TEKMİL7, TEMLİK7

ETKİME

[isim]

  • Etkimek işi, tesir

EKİLME

[isim]

  • Ekilmek işi

EMEKLİ

[sıfat]

  • Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli

[isim]

  • Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt

    Buraya gelenler hep asker emeklileridir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emekli olmak
  • emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
  • emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
  • emekliye sevk etmek

Birleşik Kelimeler: emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli

İLETME

[isim]

  • İletmek işi

    Bilgiyi kurup iletmede konuşmanın başarısı şaşırtabilir çok kimseyi. - Nermi Uygur

KELİME (Kelime Kökeni: Arapça kelime)

[isim]

  • Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük, lügat

    Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelimeleri tartarak konuşmak
  • kelimenin tam anlamıyla

Birleşik Kelimeler: kelime cambazı, kelime hazinesi, kelimeişehadet, kelime kadrosu, kelime karışıklığı, kelime oyunu, kelime sıklığı, kelime türü, kelime vurgusu, kelimesi kelimesine, anahtar kelime, basit kelime, birleşik kelime, bitişik kelime, kesik kelime, kısaltmalı kelime, taklidî kelime, türemiş kelime, yalın kelime, olumsuzluk kelimesi

MELİKE (Kelime Kökeni: Arapça melike)

[isim]

[eskimiş]

  • Kadın hükümdar

    Saba melikesi Belkıs da kendisine Yemen iklimlerinin en güzel atlarından hediyeler göndermişti. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Padişah karısı

Birleşik Kelimeler: çayırmelikesi

TEKMİL (Kelime Kökeni: Arapça tekmīl)

[isim]

[eskimiş]

  • Tamamlama, bitirme

[sıfat]

  • Bütün, tüm

    O bana Ahmet Midhat Efendi'nin tekmil kitaplarını sattı. - Hüseyin Cahit Yalçın

[sıfat]

  • Eksiksiz

[zarf]

  • Tamamıyla

    Yaşlılar tekmil Türkçe konuştukları hâlde yeni yetişenler hiç Türkçe bilmiyorlar. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[askerlik]

  • Tekmil haberi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tekmil almak
  • tekmil olmak
  • tekmil vermek

Birleşik Kelimeler: tekmil haberi

TEMLİK (Kelime Kökeni: Arapça temlīk)

[isim]

[eskimiş]

  • Mülk olarak verme

[hukuk]

  • Bir hakkın diğer bir kimseye geçirilmesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • temlik etmek

Birleşik Kelimeler: temlikname

TEZLİK

[isim]

  • Tez olma durumu

Birleşik Kelimeler: tezlik eylemi, tezlik fiili

EZİLME

[isim]

  • Ezilmek işi

[kimya]

  • Pigment ve dolgu maddesi gibi katı maddelerin bağlayıcı içinde bağdaşık olarak dağılması

İZLEME

[isim]

  • İzlemek işi, takip

    Töreni izlemeye gelenlerin bir kısmı bu iş için tutulmuş insanlardı. - Elif Şafak

Birleşik Kelimeler: ön izleme

GELMEK

[-e]

[nesnesiz]

[-den]

  • Ulaşmak, varmak

    Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş - Bekir Sıtkı Erdoğan

  • Getirmek

    Adamı Ödemiş'ten aldım geldim, her masrafını çektim. - Necati Cumalı

  • Oturmaya, ziyarete gitmek

    Dün akşam amcamlar bize geldi.

  • İsabet etmek

    Attığı top gözüme geldi

  • Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek

    Eski çağlardan birçok anıt çağımıza kadar gelmiştir.

  • Ortaya çıkmak, doğmak
  • Belli bir süre dolmak

    Vakit kuşluğu aşmış, öğleye geliyordu. - Necati Cumalı

  • Belli bir zamana ulaşmak
  • Kadar olmak

    Boyu ancak omzuna geliyor.

  • Çıkmak, yönelmek

    Merak etme, ondan kimseye kötülük gelmez.

  • İzlemek, takip etmek

    Çocuklar arkadan geliyordu.

  • Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak

    Kahve Brezilya'dan geliyor.

  • Katılmak, eklenmek

    Türkçede ekler kelimelerin sonuna gelir.

  • Türemek
  • Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek

    Şimdi sözü burada kesip asıl konumuza gelelim.

  • Sonuç çıkmak

    Bu davranışlardan ne gelir bilinmez.

  • Dayanmak, tahammül etmek

    Birazcık üşütmeye gelmiyor, hemen hastalanıyor.

  • Kendine yapılan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak

    Kadri o adamlardandır ki iyi davranmaya, yüz vermeye gelmez. - Memduh Şevket Esendal

    Bizim baştan savma işe gelmediğimizi bilirsin. - Refik Halit Karay

[-e]

  • Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek

    Dediğime geldiniz mi?

  • Etkisini herhangi bir biçimde göstermek

    Buranın havası iyi geldi. Burası bana çok sıcak geldi.

  • Kazanılmak, sağlanılmak

    Çiftlikten onlara ayda beş yüz milyon lira gelir.

  • Uymak

    Bu ayakkabı sana küçük gelir.

  • Olmak, -e uğramak

    Felç gelmek. Başımıza bir bela geldi.

  • Akmak

    Burnundan kan geldi. Musluktan su gelmiyor.

  • Düşmek, rast gelmek

    Buraya ışık gelmiyor.

  • Görünmek, sanılmak

    Baygın da olsa yabancı bir kadını böyle kucağında tutmak ona pek ayıp bir şey gibi geldi. - Haldun Taner

[-e]

  • Uygun düşmek

    Caddelerde oturmaya gelmez. - Ömer Seyfettin

[-e]

  • Başlamak, ortaya çıkmak
  • Mal olmak

    Bu bardakların tanesi yüz liraya geldi.

  • Biriyle birlikte gitmek

    Ben İstanbul'a gidiyorum, benimle gelir misiniz?

  • İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil

    Uykusu gelmek.

[yardımcı fiil]

  • Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur

    Alışageldiğimiz bir anlamı vardı.

  • -mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar

    Görmezlikten gelmek. İşitmezlikten gelmek.

  • Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar

    Yola gelmek. Meydana gelmek. Hatıra gelmek. Akla gelmek.

  • -dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil

    Baktıkça bakası gelmek. Yedikçe yiyesi gelmek.

  • Herhangi bir sırada bulunmak

    Başta gelmek. Önde gelmek. Birinci gelmek.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ...-e gelince
  • gel de (veya gelsin de)
  • gel demesi kolay ama git demesi güçtür
  • gel denilen yere gitmeye ar eyleme, gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme
  • geldik yüze, çıktık düze
  • geleceği varsa göreceği de var
  • gelip çatmak (veya dayanmak)
  • gelip geçmek
  • gel keyfim gel
  • gelsin ... (veya gelsin ... gitsin ...)
  • gel zaman git zaman

Birleşik Kelimeler: gelgeç, gelgel, gelip geçici, gide gele, gitmeli gelmeli, varagele, rastgele, taygeldi, gelgelelim, kendigelen, karşı gelim, tümdengelim, söz gelimi, süregelmek

GİTMEK

[-e]

  • Bir yere doğru yönelmek

[-den]

  • Bir yerden veya bir işten ayrılmak
  • Çıkmak, ulaşmak

    Bu yol nereye gider?

  • Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak

    Her gün çalışmaya gidiyor.

[nesnesiz]

  • Sürmek, devam etmek

    Ama böyle giderse Allah hemen sonunu hayırlara tebdil etsin. - Memduh Şevket Esendal

  • Yakışmak, yaraşmak

    Bu renk ona gitmedi.

  • Tüketilmek, harcanmak

    Eline geçen paranın çoğu da İstanbul'da çoluğa çocuğa gidiyor. - Memduh Şevket Esendal

[nesnesiz]

  • Götürülmek, gönderilmek

    Haber daha yeni gitti.

[nesnesiz]

  • Yeter olmak, yetmek, yetişmek

    İki ton kömür üç ay gider.

[nesnesiz]

  • Yürümek, yol almak

    Bu at iyi gider.

[nesnesiz]

  • Dayanmak

    Bu giysi iki yıl gider.

[nesnesiz]

  • Geçmek

    Yaz gitti, kış geldi.

[nesnesiz]

  • Herhangi bir durumda olmak

    Yolculuk iyi gidiyor. Bakalım bu iş nasıl gidecek?

[nesnesiz]

  • Yok olmak, elden çıkmak

    Gemiler ve saray hepsi gitti. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]

  • Ölmek

    Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın - Âşık Veysel

  • Başvurmak, yapmak

    Mahkemeye gitmek.

[nesnesiz]

  • Bir şey zarar görmüş olmak

    Duvarın boyası gitmiş.

[nesnesiz]

  • Makine, işlemek, çalışmak

    Bu saat iyi gidiyor.

[-den]

  • Satılmak

    Altın kaçtan gidiyor? - Sait Faik Abasıyanık

  • Yapmak

    Para ayarlamasına gitmek.

[mecaz]

  • Bir duruma, bir sonuca ulaşmak, varmak

    Bu işin sonu nereye gider.

[yardımcı fiil]

  • Değerlendirmek, saymak, karşılamak

    Bu iş hoşuma gitmedi, tuhafıma gitti.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • giden gelse dedem gelirdi
  • gidip de gelmemek var, gelip de görmemek (veya bulmamak) var
  • gitsin
  • gitti
  • gitti de geldi
  • gitti gider (dahi gider)

Birleşik Kelimeler: gide gele, gide gide, gitgide, gitmeli gelmeli

GEMLİK

[isim]

  • Bursa iline bağlı ilçelerden biri

GEZLİK

[isim]

  • Eğri kılıçların ağız bölümü