GÖZENEKSİZLİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

GÖZENEKSİZLİK harflerini içeren 5 harfli 69 kelime bulunuyor. 5 harfli GÖZENEKSİZLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

LİZÖZ17, GÖLEK15, ÖZSEL15, SÖZEL15, ÖZENİ14, ÖZNEL14, ÖNEZE14, SEZGİ13, EZGİN12, GİZLİ12, GİZİL12, GENİZ12, ÖNSEL12, SÖKEL12, KÖKEN11, LEZİZ11, SİLGİ10, ESKİZ9, EKSİZ9, ELGİN9, ENGEL9, ENSİZ9, GELEN9, GENEL9, GELİN9, SEKİZ9, EZELİ8, EZİNE8, İZLEK8, İZNİK8, KİLİZ8, NEZLE8, ESLEK6, ESNEK6, ESKİL6, EKSEN6, EKSİN6, EKSİK6, KİLİS6, KİLSİ6, KESİN6, KESKİ6, KESİK6, KESEK6, KESEL6, KESEN6, KELES6, NESİL6, NEKES6, SKİNK6, SİNLE6, SİNİK6, SİNEK6, SİLKİ6, SİLİK6, SİKKE6, SENEK6, SELEN6, SELEK6, SEKİL6, SEKEL6, EKİLİ5, İLKİN5, KİNİK5, KİNLİ5, KELİK5, KELEK5, LİKEN5, NİKEL5

EKİLİ

[sıfat]

  • Ekilmiş olan, mezru

    Ekili tarla.

İLKİN

[zarf]

  • Başta, başlangıçta, önce, iptida

    Ortalıkta gergin bir hava esiyordu, ilkin yadırgamadım. - Adalet Ağaoğlu

KİNİK (Kelime Kökeni: Fransızca cynique)

[sıfat]

[felsefe]

  • Sinik

KİNLİ

[sıfat]

  • Kindar

KELİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eski ayakkabı

KELEK

[isim]

[bitki bilimi]

  • Olgunlaşmamış, ham kavun
  • Irmaklarda işleyen ve şişirilmiş tulumlar üzerine kurulan bir tür sal

[sıfat]

  • Yer yer çıplaklığı veya boşluğu olan

    Kelek mısır.

[sıfat]

  • Kılsız

    Kelek tulum.

[sıfat]

[argo]

  • Aptal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelek atmak
  • kelek yapmak

LİKEN (Kelime Kökeni: Yunanca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı

[tıp]

  • Kaşındırıcı bir deri hastalığı

Birleşik Kelimeler: liken bilimi

NİKEL (Kelime Kökeni: Fransızca nickel)

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)

Birleşik Kelimeler: nikel kaplama

ESLEK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Başkasının buyruk ve dileklerini yerine getiren, söz tutan, yumuşak başlı, itaatli, muti

ESNEK

[sıfat]

  • Bir dış gücün etkisi altında uzama, kısalma, eğrilme vb. biçim değişikliklerine uğradıktan sonra, etkinin kalkmasıyla eski biçimini alabilme özelliğinde olan, elastik, elastiki

    Çelik ve kauçuk çok esnek cisimlerdir.

[mecaz]

  • Değişik yorumlara elverişli

[mecaz]

  • Görüş ve tutumlarında katı olmayan

ESKİL

[isim]

  • Aksaray iline bağlı ilçelerden biri

EKSEN

[isim]

  • Bir cismi iki eşit parçaya bölen çizgi, mihver

    Politikacıların kendilerini evrenin ekseni saymamaları gereğini anlamaları için... - Haldun Taner

[matematik]

  • Üzerinde bir pozitif yön varsayılan sonsuz doğru
  • Dingil

[mecaz]

  • Çizgi

    Metnin müziğini, büyüsünü böyle bir eksen çevresinde aradım. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: eksen oyuncu, eksen ülke, dönme ekseni, gök ekseni, eş eksenli

EKSİN

[isim]

[kimya]

  • Anyon

EKSİK

[sıfat]

  • Bir bölümü olmayan, noksan, natamam

    Bu kitap eksik, baş tarafı yok.

  • Mükemmel olmayan, kusurlu, muallel, sakat
  • Az

[isim]

  • İhtiyaç duyulan şey

    Aynı zamanda, eski dönem edebiyatımızın sohbet ve mülakat türlerinde boşluk olan eksiğini tamamlıyordu. - Ahmet Kabaklı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eksik çıkmak
  • eksik doğmak
  • eksik etmemek
  • eksik gelmek
  • eksik olma!
  • eksik olmamak
  • eksik olmasın
  • eksik olsun

Birleşik Kelimeler: eksik artık, eksik etek, eksik gedik, tahtası eksik, yuları eksik

KİLİS

[isim]

  • Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri