GÖVDELENME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

GÖVDELENME harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli GÖVDELENME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Gövdelenme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Gövdelenme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

GÖVDE23, GÖVEM22, GÖVEL21, DÖVME20, GÖDEN17, GEVME16, GEVEN15, DÖNME14, DÖNEM14, ÖDEME14, DÖNEL13, GEDME12, ÖNLEM12, DENGE11, GELME10, ENGEL9, GELEN9, GENEL9, DELME8, DENME8, ELDEN7, ELEME6, ENLEM6, ENEME6

ELEME

[isim]

  • Elemek işi, eliminasyon

[spor]

  • Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı

Birleşik Kelimeler: eleme sınavı, ön eleme

ENLEM

[isim]

[coğrafya]

  • Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi

Birleşik Kelimeler: enlem dairesi

ENEME

[isim]

  • Enemek işi

ELDEN

[zarf]

  • Doğrudan
  • Başkasıyla

    Parayı elden yolladı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elden almak

Birleşik Kelimeler: elden düşme, art elden, bir elden, ilk elden, tezelden

DELME

[isim]

  • Delmek işi

[sıfat]

  • Delinerek yapılmış

[halk ağzında]

  • Yelek

DENME

[isim]

  • Denmek işi

ENGEL

[isim]

  • Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap, ket

    Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi. - Adalet Ağaoğlu

  • Hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için kullanılan açılır kapanır düzenek, bariyer
  • Herhangi bir yolu kapamak için konulan nesne, bariyer
  • Kara yollarının kenarlarına yapılan korkuluk, bariyer

[spor]

  • Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • engel çıkarmak
  • engel olmak
  • engel tanımamak

Birleşik Kelimeler: engel balığı, engel sınavı, kutup engel, güvenlik engeli

GELEN

[sıfat]

  • Gelme işini yapan (kimse veya nesne)

[fizik]

  • Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gelen ağam giden paşam
  • gelene git denilmez
  • gelen gideni aratır (veya gelen gidene rahmet okutur)

Birleşik Kelimeler: gelen geçen, gelen giden, ileri gelen

GENEL

[sıfat]

  • Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi

    Genel seçim. Genel tarih.

  • Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan

    Söylediklerim kuşkusuz genel anlamda geçerli. - Adalet Ağaoğlu

  • Yetkisi ve sorumluluğu çok olan

    Genel başkan. Genel müdür.

  • Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne)

    Genel kitaplık.

  • Bir genelleme sonucunda elde edilen

    Genel düşünce.

Birleşik Kelimeler: genel af, genel ağ, genel başkan, genel bütçe, genel coğrafya, genel dil bilimi, genelev, genelgeçer, genel gider, genel görünüm, genel görüşme, genel grev, genel kadın, genelkurmay, genel kurul, genel kütüphane, genel müdür, genel ölçek, genel sekreter, genel uygunluk bildirimi, genel yazman, genel yetenek, genel zekâ

GELME

[isim]

  • Gelmek işi

    Ne söylense duyulur bir ürperme sesinde / Neden hayır olmasın üç beyin gelmesinde - Faruk Nafiz Çamlıbel

[sıfat]

  • Gelmiş olan

    Avrupa'dan gelme bir televizyon.

[sıfat]

  • Yetişme

    İyi aileden gelme çocuk.

[fizik]

  • Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi

Birleşik Kelimeler: bilmezlikten gelme, gidip gelme

DENGE

[isim]

  • Bir nesnenin veya bir insanın devrilmeden durma hâli, muvazene, balans
  • Zihinsel ve duygusal uyum, istikrar

    Ruhsal denge.

  • Siyasi güçlerin, yetkilerin birbirini sınırlayacak biçimde dağıtılması

    Dünyadaki bütün dengeler değişti. Artık ne Sovyetler var, ne komünizm tehlikesi. - Ahmet Ümit

  • Ekonomik hayatın uyumlu düzeni

[fizik]

  • Birbirini ortadan kaldıran güçlerin sonucu olan durma hâli

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dengesi bozulmak
  • dengesini kaybetmek
  • dengeyi sağlamak

Birleşik Kelimeler: denge fiyatı, denge kalası, denge taşı, iç denge, kararlı denge, kararsız denge, toplumsal denge, arz talep dengesi, borçluluk dengesi, bütçe dengesi, elektrolit dengesi, ışınım dengesi, sahne dengesi

GEDME

[isim]

  • Gedmek işi

ÖNLEM

[isim]

  • Kötü veya yanlış bir şeyi önleyecek yol, tedbir

    Fakat anladığına göre, bu önlemlerin hepsi de yetersiz kalmıştı. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • önlem almak

DÖNEL

[sıfat]

[matematik]

  • Kendi ekseni çevresinde dönerek oluşmuş

    Dönel koni. Dönel silindir.

DÖNME

[isim]

  • Dönmek işi

    Dönmeyi kararlaştırmış da olsa bir aksilik, mutlaka bir aksilik, benim saadetime engel olacaktı. - Tarık Buğra

  • Ameliyatla cinsiyet değiştiren kimse

[matematik]

  • Biçimi değişmeyen bir şeklin ekseni çevresindeki hareketi

[sıfat]

[din bilgisi]

  • Başka bir dindeyken Müslüman olan, mühtedi

Birleşik Kelimeler: dönme dolap, dönme ekseni, köşe dönmeci, baş dönmesi, kıl dönmesi