GÖVDE ile Oluşan Kelimeler (GÖVDE Kelime Türetme)
GÖVDE harflerinden oluşan 9 kelime bulunuyor. GÖVDE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Gövde kelimesinin anlamı nedir? Gövde ile başlayan kelimeler. Gövde ile biten kelimeler. İçinde gövde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
GÖVDE23
4 Harfli Kelimeler
ÖDEV18
3 Harfli Kelimeler
ÖGE13, DEV11
2 Harfli Kelimeler
ÖD10, EV8, VE8, GE6, DE4
DE
- Türk alfabesinin beşinci harfinin adı, okunuşu
GE
- Türk alfabesinin sekizinci harfinin adı, okunuşu
- Germanyum elementinin simgesi
EV
- Yalnız bir ailenin oturabileceği biçimde yapılmış yapı
-
Bir kimsenin veya ailenin içinde yaşadığı yer, konut, hane
Ana oğul, yeni kiraladıkları eve bir pazar günü taşındılar. - Necati Cumalı
-
Aile
Evine bağlı bir adam.
- Soy, nesil
Ata Sözleri ve Deyimler
- ev açmak
- ev alma, komşu al
- ev bozmak
- evde kalmak
- evdeki pazar (veya hesap) çarşıya uymaz
- eve çıkmak
- ev ev dolaşmak (veya gezmek)
- evi ev eden avrat
- ev işletmek
- evlerden ırak (veya uzak)
- evlere şenlik
- ev tutmak
Birleşik Kelimeler: ev adamı, ev altı, ev bark, ev ekmeği, ev ekonomisi, ev eşyası, ev gezmesi, ev halkı, ev hanımı, ev işi, ev kadını, ev sahibi, ev sineği, ev yemeği, evi sırtında, genelev, konteyner ev, taşınır ev, yüzer ev, Allah'ın evi, arıtımevi, aşevi, ayevi, babaevi, bağ evi, bakımevi, basımevi, bıçkıevi, buğuevi, camevi, canevi, cemevi, cezaevi, ciltevi, çayevi, çiçekevi, dağ evi, dağıtımevi, damıtımevi, dernekevi, dikimevi, doğumevi, doyumevi, dökümevi, düğünevi, dümenevi, dünyaevi, düşkünlerevi, erkekevi, ezimevi, giyimevi, gökevi, gözevi, gözlemevi, hâkimevi, halkevi, hekimevi, huzurevi, hücre evi, ıslahevi, imamevi, kadınevi, kahveevi, kayakevi, kesimevi, kızevi, kitabevi, konukevi, kuş evi, merdivenevi, modaevi, müzikevi, oğlanevi, orduevi, orman evi, öğretmenevi, ölüevi, polisevi, radyoevi, randevuevi, sağlıkevi, sanatevi, sayrılarevi, sazevi, sergievi, sığınmaevi, taziyeevi, tecimevi, tutukevi, üretimevi, yapımevi, yargıevi, yarı açık cezaevi, yayınevi
VE
- Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu
-
İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz
Galiba bir vehme kapılıyorum ve galiba bir hastalık beynimi kemiriyor. - Aka Gündüz
Birleşik Kelimeler: ve benzeri, ve diğeri, vesair, vesaire, veya, veyahut
ÖD
- Safra (II)
Ata Sözleri ve Deyimler
- ödü bokuna karışmak
- ödü kopmak (veya patlamak)
- ödünü koparmak (veya patlatmak)
Birleşik Kelimeler: öd kanalı, öd kesesi, sığırödü
- Öd ağacı
-
Bu ağacın kıyılmış parçalarından yapılan tütsü
Derinlerden gelen öd ve günlük kokuları etrafı ve havayı sardı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Birleşik Kelimeler: öd ağacı
DEV (Kelime Kökeni: Farsça dīv)
-
Korkunç, çok iri ve olağanüstü güçlü masal yaratığı
Abdülhak Hamit Bey, fevkalbeşer bir devden daha güzel bir mahluktur. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Olağanüstü irilikte olan
Dev vücudu içinde bir genç kız hassasiyeti taşıyor. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Çok büyük, çok önemli
Dev şirketler. Dev bir yazar.
Ata Sözleri ve Deyimler
- dev adımlarla ilerlemek
- dev gibi
Birleşik Kelimeler: dev anası, dev aynası, dev dalga, dev köpek balığıgiller
ÖGE
- Bir bütünü oluşturan, bütünden ayrıştırıldığında da kendi başına anlam taşıyan parça, unsur
- Başka şeylerin kendisinden türediği ilk madde, ilke, unsur
-
Gerekçe, araç
O savaşı başarıya ulaştıran en kuvvetli öge, ne yabancıdan gördüğümüz yardım ne de bugünkü özel girişimcilerin gayretleridir. - Necati Cumalı
- Birleşik bir şeyi oluşturan basit şeylerden her biri, unsur, eleman
- Bir cümleyi oluşturan özne, yüklem, tümleç vb. birimlerden her biri
- Bir sınıf veya bir topluluğun bireylerinden her biri
Birleşik Kelimeler: inorganik öge, organik öge
ÖDEV
-
Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu, töre ve yasa bakımından gerekli olan iş veya davranış, vazife, vecibe
Şimdiye kadar ihmal ettiğim için kendimi suçlu saydığım bir ödevi yerine getirdim. - Nazım Hikmet
-
Öğretmenin öğrencilere okul dışında yapmaları için verdiği çalışma
Öğretmenleri ödev vermiş, ders çalışıyorlar. - Ahmet Ümit
Ata Sözleri ve Deyimler
- ödev bilmek (veya saymak)
Birleşik Kelimeler: ödev bilimi, performans ödevi
GÖVDE
- Bir şeyin asıl bölümü
- Kesilmiş hayvanın, sakatatı alındıktan sonraki durumu
-
Ağaç ve bitkilerin dallarının dışında kalan ana bölümü
Ağaç gövdelerini yonttular, günlerce uğraştılar, bir kağnı yaptılar. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
- İnsan bedeninde baş, kol ve bacaklar dışında kalan bölüm
- Hayvanlarda baş, ayak ve kuyruktan geri kalan bölüm
-
Ad ve fiil köklerinden yapım ekleriyle türetilmiş kelime
Evli (ev-li), inanç (inan-ç), sevdirmek (sev-dir-mek).
Ata Sözleri ve Deyimler
- gövdeye atmak (veya indirmek)
Birleşik Kelimeler: gövde gösterisi, kongövde, sarılgan gövde, tekgövde, ad gövdesi, fiil gövdesi, isim gövdesi