GÖRÜNÜM ile Oluşan Kelimeler (GÖRÜNÜM Kelime Türetme)

GÖRÜNÜM harflerinden oluşan 20 kelime bulunuyor. GÖRÜNÜM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Görünüm kelimesinin anlamı nedir? Görünüm ile başlayan kelimeler. İçinde görünüm olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

GÖRÜNÜM22

5 Harfli Kelimeler

GÖRÜM18, ÖRGÜN17, GÜRÜN13

4 Harfli Kelimeler

GÖMÜ17, GÖRÜ16, ÖRGÜ16, MÖNÜ13, ÖRÜM13, ÖMÜR13, GÜNÜ12, ÜRÜN8

3 Harfli Kelimeler

GÖN13, ÖRÜ11, GÜM10, GÜN9, GÜR9

2 Harfli Kelimeler

ÖN8, NÜ4, ÜN4

NÜ (Kelime Kökeni: Fransızca nu)

[sıfat]

  • Çıplak

[isim]

  • Çıplak resim

ÜN

[isim]

  • Ses
  • Herkesçe bilinme, tanınma durumu, san, şöhret, şan

    O kadar ünü ve başarıyı yakıştıramamıştı bu yüze. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ün almak (veya kazanmak veya salmak veya yapmak)
  • üne kavuşmak

ÜRÜN

[isim]

  • Doğadan elde edilen, üretilen yararlı şey, mahsul
  • Türlü endüstri alanlarında ham maddelerin işlenmesiyle elde edilen şey

[mecaz]

  • Eser

    Cumhuriyet dönemi ressamlarının ürünleri sergilendi.

[mecaz]

  • Bir tutum veya davranışın ortaya çıkardığı şey

Birleşik Kelimeler: ürün yelpazesi, organik ürün, yan ürün, su ürünleri, tekel ürünleri

ÖN

[isim]

  • Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı

    Arabam bir gece kulübünün önünde duruyor. - Ahmet Ümit

  • Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı

    Altmış yaşında anamın önünde sigara içmek istemezdim. - Burhan Felek

  • Bir kimsenin ilerisi

    Bir aralık önümüzden şarkı sesleri geldi. - Sait Faik Abasıyanık

  • Yakın gelecek zaman

    Önümüz kış.

  • Giyeceklerin genellikle göğsü örten bölümü

    Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık. - Peyami Safa

  • Önce olan, ilk

    Ön söz. Ön görüşme.

  • Civar, yöre

    Kanlıca önlerine geldiler.

[sıfat]

  • Benzerler arasında bakılan veya gidilen yönde olan

    Ben, Anafartalar'da Mustafa Kemal'in bulunduğu en ön siperlerde de kurşun attım. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • önde gelmek
  • öne almak
  • öne çıkmak
  • öne düşmek
  • öne sermek
  • öne sürmek
  • önü alınmak
  • önünde ardında gidilmez
  • önüne arkasına bakmadan
  • önüne bakmak
  • önüne bir kemik atmak
  • önüne çıkmak
  • önüne dikilmek
  • önüne düşmek
  • önüne geçmek
  • önüne gelen
  • önüne geleni kapar, ardına geleni teper
  • önüne katmak
  • önünü almak
  • önünü ardını düşünmemek
  • önünü kesmek

Birleşik Kelimeler: ön ad, ön buharlaşma, ön büro, ön alım, ön avurt, önayak, ön ayak, ön belirti, ön bilgi, ön çalışma, ön damak, ön denetim, ön deyi, ön deyiş, ön doğru, ön ek, ön eleme, ön göğüs, öngörmek, öngörü, öngörülmek, ön gösterim, ön gün, ön hekim, ön içki, ön izleme, ön kabul, ön kayıt, ön kesinti, ön kol, ön koşul, ön lisans, ön oda, ön oluş, ön ödeme, ön proje, ön rapor, ön seçici, ön seçim, ön ses, ön sevişme, önsezi, ön soruşturma, ön söz, ön sözleşme, ön şart, ön tasar, ön tasım, ön teker, ön uyum, ön vurgu, ön yargı, ön yaylak, ön yüzbaşı, önden çekişli, önü sıra, önünde sonunda, göz önü, başı önünde, göz önünde

GÜN

[isim]

  • Güneş
  • Güneş ışığı
  • Gündüz

    Bütün gün yanında kalırdım. - Adalet Ağaoğlu

  • Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre

    Kız kardeşi üç yıl, bir gün olsun canı sıkılmadan yaşadı Tatvan'da. - Necati Cumalı

  • İçinde bulunulan zaman

    Aylıkları, günün ihtiyaçları karşısında devede kulak gibi kalıyordu. - Reşat Nuri Güntekin

  • Zaman, sıra

    Ama şu son günlerde büyük bir ilerleme olmuştu kadında. - Ayşe Kulin

  • Çağ, devir
  • İyi yaşanmış zaman

    Zavallı, gün görmedi.

  • Bayram niteliğinde özel gün

    Bugün Fransızların günü imiş.

  • Belirli günlerde ev hanımlarının konuk ağırlamak için yaptıkları toplantı

    Yarın Ayşe Hanım'ın günü.

  • Tarih

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gün ağarmak
  • gün almak
  • gün atmak
  • gün batmak
  • gün bugün
  • gün doğmadan kimliği söylenmez
  • gün doğmadan neler doğar
  • gün doğmak
  • gün doğmak
  • güne göre kürk giyinmek gerek
  • gün eylemek
  • gün geçer, kin geçmez
  • gün geçirmek (veya öldürmek)
  • gün geçmek
  • gün gibi açık
  • gün görmemek
  • gün güne uymaz
  • gün kavuşmak
  • gün koymak
  • günlerden bir gün
  • günleri gece olmak
  • günleri sayılı olmak
  • gün meselesi
  • gün ola harman ola
  • gün olur yılı besler, yıl olur günü beslemez
  • gün saymak
  • günü (veya gününü) kurtarmak
  • günü dolmak
  • günü gününe uymaz
  • gününü (veya günlerini) saymak (veya beklemek)
  • gününü doldurmak
  • gününü görmek
  • gününü göstermek
  • gününü gün etmek
  • günü yetmek
  • gün varken davarını eve götür
  • gün yemek
  • gün yüzü görmemek
  • gün yüzü görmemiş (söz veya küfür)

Birleşik Kelimeler: günâşık, günaşırı, günaydın, gün balı, gün balığı, gün batımı, gün batısı, günbegün, günberi, gün boyu, günçiçeği, gün dikilmesi, gün doğusu, gündöndü, gün dönümü, gün durumu, güngörmez, güngörmüş, gün gülü, gün günden, günısı, gün ışığı, günindi, gün merkezli, gün ortası, günöte, Gün tutulması, gün tün eşitliği, gün yağmuru, gün yayı, gün yeli, günden güne, günebakan, günler günü, günübirlik, günü geçmiş, günü gününe, günün adamı, günün birinde, ala gün, artık gün, ay gün takvimi, ay gün yılı, ek gün, ertesi gün hapı, her gün, iyi gün, iyi gün dostu, kara gün, kara gün dostu, mübarek gün, öbür gün, ön gün, öte gün, tam gün, ana baba günü, arife günü, aşure günü, bayram günü, çalışma günü, doğum günü, güneş günü, halk günü, hesap günü, imza günü, iş günü, kabul günü, kandil günü, kış günü, kıyamet günü, mahşer günü, okuma günü, paça günü, yaş günü, yıldız günü

GÜR

[sıfat]

  • Bol ve güçlü olarak çıkan veya fışkıran

    Gür, kumral saçlarının çerçevelediği narin yüzü kıpkırmızı idi. - Ömer Seyfettin

  • Bol, verimli, feyyaz

    Eski toprağa ektiklerin / Bir yeni güçle göverdi gür - Behçet Necatigil

Birleşik Kelimeler: gürsoluk

GÜM

[isim]

  • Derinden ve patlayıcı yankılı gürültü

    Kapı güm diye kapandı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • güme gitmek
  • güme götürmek
  • güm güm atmak
  • güm güm etmek

ÖRÜ

[isim]

  • Örme işi

[halk ağzında]

  • Yama olarak yapılan örgü

[halk ağzında]

  • Tarlalarda sele karşı taştan yapılmış set

[isim]

[halk ağzında]

  • Otlak

Birleşik Kelimeler: besi örü

GÜNÜ

[isim]

[halk ağzında]

  • Haset
  • Zamanından önce doğan yavru

GÜRÜN

[isim]

  • Sivas iline bağlı ilçelerden biri

MÖNÜ

[isim]

  • 343 menü

ÖRÜM

[isim]

[halk ağzında]

  • Sürünün gece veya sabaha karşı otlaması

ÖMÜR (Kelime Kökeni: Arapça ʿumr)

[isim]

  • Yaşam

    Yok yere geçirdim günü, ah nideyim ömrüm seni. - Yunus Emre

[mecaz]

  • Çok hoşa giden şey

    Bu adamın arkadaşlığı ömürdür.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ömre bedel
  • ömrümün varı
  • ömrüne bereket
  • ömrüne ömür katmak
  • ömrü oldukça
  • ömrü uzamak
  • ömrü vefa etmemek
  • ömür çürütmek
  • ömür geçirmek
  • ömürler (veya ömrün bol) olsun
  • ömürsün
  • ömür sürmek

Birleşik Kelimeler: ömrübillah, ömrühayat, ömür adam, ömür boyu, ömür törpüsü, dayanım ömrü, dayanma ömrü, raf ömrü, ahir ömründe

GÖN

[isim]

  • İşlenmiş deri
  • Kösele

[halk ağzında]

  • Hayvan derisi

    Boya değil altın yaldız vursan manda gönü gibi donuk duruyor. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gön yufka yerinden delinir

GÖRÜ

[isim]

  • Görme yetisi
  • Bir yerin çevreyi görme özelliği, nezaret

    Buranın görüsü geniş.

[felsefe]

  • Dolaysız kavrama, birden kavrama

Birleşik Kelimeler: hoşgörü, içgörü, öngörü, sağgörü