GÖRÜNTÜLEYİCİ Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

GÖRÜNTÜLEYİCİ harflerini içeren 6 harfli 25 kelime bulunuyor. 6 harfli GÖRÜNTÜLEYİCİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GÖRÜCÜ23, ÖRGÜCÜ23, GÖTÜRÜ20, ÖRGÜLÜ20, GÖRECİ19, GÜNÖTE18, GÖRELİ16, İNEGÖL16, ÖRÜNTÜ16, ÖRTÜLÜ16, GÜNCEL15, TÖRECİ15, GERİCİ13, GLÜTEN12, ÖNERTİ12, TÖRELİ12, YENİCİ11, YERİCİ11, GİNELİ10, GERİLİ10, GETİRİ10, LİNYİT8, RİTÜEL8, ÜNİTER8, TİRLİN6

TİRLİN (Kelime Kökeni: Fransızca tire-ligne)

[isim]

  • Mürekkeple çizgi çizmeye yarayan, türlü kalınlıklarda gereç
  • Mürekkebin daha çabuk kurumasını sağlayan madde

    Mimarlık öğrenciliğimdeki çizimlere gönye, çini mürekkebi ve tirlinle başlamıştık. - Aydın Boysan

LİNYİT (Kelime Kökeni: Fransızca lignite)

[isim]

[jeoloji]

  • Birleşimindeki karbon oranı % 60-70 olan, kahverengi veya siyah kömür

    Ne olur bir biçimine getir / Yak şu linyiti çıtır çıtır - Bedri Rahmi Eyuboğlu

RİTÜEL (Kelime Kökeni: Fransızca rituel)

[isim]

  • Ayin

[sıfat]

  • Âdet hâline gelmiş

ÜNİTER (Kelime Kökeni: Fransızca unitaire)

[sıfat]

  • Birlikçi, birlikten yana, birleştirici (siyaset)
  • Merkeziyetçi

GİNELİ

[isim]

  • Gine halkından veya bu halkın soyundan olan kimse

GERİLİ

[sıfat]

  • Gerilmiş olan

GETİRİ

[isim]

  • Faiz

    Yıllık getiri.

[ticaret]

  • Kazanç
  • Yarar

    Bu çalışmanın bana getirisi çok oldu.

YENİCİ

[sıfat]

  • Yenen, üstün gelen, mağlup eden

[sıfat]

  • Yenilik yanlısı, yeniliği tutan

YER

[isim]

  • Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân

    İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? - Memduh Şevket Esendal

  • Gezinilen, ayakla basılan taban

    Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü yerde bir noktaya dikip öylece kalakalıyordu. - Haldun Taner

  • Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge

    Anadolu'nun bazı yerlerinde eski bir kocakarı itikadı vardır. - Reşat Nuri Güntekin

  • Durum, konum, vaziyet

    Türkiye stratejik bakımdan önemli bir yerdedir.

  • Ülke
  • Görev, makam

    Askerden gelirse bakalım bir yere yerleştirebilecek miyiz? - Memduh Şevket Esendal

  • Önem

    Uçağın yurt savunmasındaki yeri.

  • İz
  • Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa

    Deniz kıyısında bir yer aldılar, ev yapacaklar.

  • Ekime elverişli toprak parçası, arazi

    Çorak yerde ot bitmez.

  • Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal

    Toplantı yeri. Kaza yeri.

  • Otel, motel vb.nde kalınacak oda

    Yeriniz var mı?

[coğrafya]

  • Yerküre

[mecaz]

  • Durum, konum

    Sen benim yerimde olsan ne yapardın?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yer açmak
  • yer almak
  • yer bakır gök demir kesilmek
  • yer bulmak
  • yer çevirmek
  • yer değiştirmek
  • yerde kalmak
  • yer demir gök bakır
  • yerden göğe kadar
  • yerden yere çalmak
  • yerden yere vurmak
  • yere bakan (veya bakıp) yürek yakan
  • yere bakmak
  • yere baktırmak
  • yere batasıca (veya batsın)
  • yere batmak
  • yere çalmak
  • yere göğe koymamak
  • yere sağlam basmak
  • yere sermek
  • yer etmek
  • yere vurmak
  • yere yığılmak
  • yere yıkılmak
  • yeri başka
  • yeridir
  • yeri gelmek
  • yeri göğü ben yarattım demek
  • yeri göğü birbirine katmak
  • yeri göğü inletmek
  • yeri göğü tırmalamak
  • yeri göğü tutmak
  • yerinde duramamak
  • yerinde kalmak
  • yerinden fırlamak
  • yerinden oynamak
  • yerinden oynatmak
  • yerinde olmak
  • yerinde saymak
  • yerinde su çıkmak
  • yerinde yeller esmek
  • yerin dibine batırıp çıkarmak
  • yerin dibine geçmek (veya batmak veya girmek)
  • yerine geçmek
  • yerine gelmek
  • yerine getirmek
  • yerine koymak
  • yerine oturmak
  • yerini almak
  • yerini beğenmek
  • yerini bulmak
  • yerini doldurmak
  • yerini ısıtmak
  • yerini sevmek
  • yerini tutmak
  • yerini yapmak
  • yerin kulağı var
  • yeri olmak
  • yeri öpmek
  • yeri soğumadan
  • yeri var!
  • yeri yurdu belirsiz olmak
  • yer kabul etmez
  • yer kaplamak
  • yer kapmak
  • yerle beraber
  • yerle bir etmek
  • yerle gök bir olsa
  • yerlerde sürünmek
  • yerlere geçmek
  • yerlere kadar eğilmek
  • yerleri süpürmek
  • yerle yeksan etmek
  • yer öpmek
  • yer tutmak
  • yer vermek
  • yer yarılıp içine girmek (veya geçmek)
  • yer yerinden oynamak

Birleşik Kelimeler: yer adı, yer alıştırmaları, yeraltı, yer altı, yer belirteci, yerberi, yer biçimleri, yer bilimi, yer cücesi, yer çamı, yer çekimi, yer çekirdeği, yer çöküntüsü, yer değiştirme, yer domuzu, yer elması, yereşeği, yer fesleğeni, yer fıstığı, yer geçidi, yer hostesi, yer istasyonu, yer kabuğu, yer katı, yerküre, yer mantarı, yermerkezcilik, yer merkezli, yer meşesi, yer minderi, yer mumu, yer odası, yer ölçümü, yer örümceği, yeröte, yer özekçil, yer palamudu, yer pelidi, yer pırasası, yer sakızı, yer sarmaşığı, yer sarsıntısı, yer servisi, yer sıçanı, yer sofrası, yer solucanı, yer üstü, yer yağı, yer yatağı, yer yer, yer yurt, yer yuvarı, yer yuvarlağı, yeryüzü, yer zarfı, yerdegezen, yerden bitme, yerden selam, yerden temenna, yerden yapma, yere doğrulum, yeregeçen, yere yönelim, geometrik yer, kapalı yer korkusu, kara yer, köylük yer, ortalık yer, ara yerde, başı yerde, beşibiryerde, yüzü yerde, beyhude yere, boş yere, gereksiz yere, haksız yere, lüzumsuz yere, nafile yere, nahak yere, sebepsiz yere, yanlış yere, yok yere, atıştırma yeri, atış yeri, bayram yeri, bekleme yeri, besi yeri, bitirim yeri, buluşma yeri, çıkarma yeri, çıkış yeri, dalyan yeri, demir yeri, dizgi yeri, doğum yeri, edep yeri, gezinti yeri, hacet yeri, harman yeri, iş yeri, ivinti yeri, kabul yeri, kalafat yeri, kaşan yeri, kilit yeri, köy yeri, panayır yeri, park yeri, pazar yeri, piknik yeri, piyasa yeri, pot yeri, sargı yeri, satış yeri, şeref yeri, tan yeri, tırnak yeri, toplantı yeri, uğrak yeri, ut yeri, voli yeri, yangın yeri, yapı yeri, yargı yeri, yönetim yeri, ziyaret yeri, yerli yerine, ayıp yerler

GLÜTEN (Kelime Kökeni: Fransızca gluten)

[isim]

  • Katı cisimlerin parçalarını birbirine yapıştıran bir tür madde

[kimya]

  • Tahıl unlarından nişasta çıkarıldıktan sonra geri kalan albüminli madde

Birleşik Kelimeler: glüten ekmeği, glüten tutkalı

ÖNERTİ

[isim]

[mantık]

  • Şartlı bir önermenin şartı anlatan ön bölümü: `Duman çıkıyorsa ateş vardır` sözünde `duman çıkıyorsa` şartı bir önertidir

TÖRELİ

[sıfat]

  • Törel

GERİCİ

[sıfat]

  • Toplumda çağdaş değerlere ve yeniliklere önem vermeyen, her yönüyle eskiyi özleyen veya eski düzeni yaşamaya çalışan (kimse veya görüş), ilerici karşıtı, mürteci

[sıfat]

  • Bir organı germeye yarayan (kas)

[isim]

  • Germe işini yapan kimse

GÜNCEL

[sıfat]

  • Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü (haber, olay vb.), aktüel

    Güncel olaylar, yorumlarla şaşılacak bir özdeşlik, bir uyum gösterir. - Necati Cumalı

TÖRECİ

[isim]

  • Töreyi ilke edinen, töreyi amaç olarak alan kimse