GÖRENEKSİZLİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

GÖRENEKSİZLİK harflerini içeren 6 harfli 54 kelime bulunuyor. 6 harfli GÖRENEKSİZLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GÖZELİ19, GÖZENE19, GÖRSEL17, GÖKSEL17, GÖRELE16, GÖRELİ16, İNEGÖL16, ÖNSEZİ16, ÖNERGE16, ÖZENLİ15, ÖZELİK15, EZGİLİ13, GEZLİK13, GENZEK13, GENZEL13, GERZEK13, KÖKSEL13, KÖSELE13, ÖKELİK12, NERGİS11, SİNGLE11, SERGİN11, SERGEN11, ERKSİZ10, ERİGEN10, GELENİ10, GİNELİ10, GENLİK10, GERİLİ10, KİNSİZ10, KENGEL10, KENGER10, LENGER10, NİKRİZ9, RİZELİ9, ERİKSİ7, EKSERİ7, İSKELE7, KİLİSE7, KERKES7, KESELİ7, KESKİN7, NERESİ7, NİKRİS7, RİSKLİ7, SİRKEN7, SİNLİK7, SERİLİ7, SEKİLİ7, İLİNEK6, KLİNİK6, LİNEER6, NERELİ6, RENKLİ6

İLİNEK

[isim]

[felsefe]

  • Bir şeye zorunluluk sonucu bağlı olmayan, onun özünde bulunmayan, rastlantı ile olan nitelik, araz

KLİNİK (Kelime Kökeni: Fransızca clinique)

[isim]

[tıp]

  • Hastanın bakıldığı, muayene edildiği yer

    Onu, anlamını yitiren kliniğe ayaklarının alışkanlığı götürüyordu. - Tarık Buğra

  • Hekim olacak öğrencilerin hasta başında uygulamalı olarak ders gördükleri hasta koğuşu

[sıfat]

  • Vücut muayenesinde görülen (hastalık belirtisi)

    Klinik belirtiler çoğu kez bir hastalığın teşhisi için yetmeyebilir.

Birleşik Kelimeler: klinik araştırma, klinik vaka

LİNEER (Kelime Kökeni: Fransızca linéaire)

[sıfat]

[matematik]

  • Çizgilerle ilgili olan
  • Değişmesi bir doğru ile gösterilebilen

    Lineer bir fonksiyon, birinci dereceden bir fonksiyondur.

NERELİ

[sıfat]

  • Birinin memleketini sormak için kullanılan bir söz

    Arkadaşınız nereli?

RENKLİ

[sıfat]

  • Beyaz dışında başka rengi veya renkleri olan

    Havaya renkli fişekler atıyordu. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Neşeli, canlı, ilgi çekici

    Masallar folklor bakımından da türkülerden daha seyyal ve ekseriya daha renkli olurlar. - Asaf Halet Çelebi

[mecaz]

  • Kendine özgü, ilginç, çarpıcı nitelikleri olan (kimse)

    Renkli bir politikacı.

[isim]

[sinema]

  • Doğadaki renkleri olduğu gibi görüntüye aktarmayı gözeten film

Birleşik Kelimeler: renkli basın, renkli devrim, renkli film, renkli işitme, renkli televizyon, tek renkli

ERİKSİ

[sıfat]

  • Eriği andıran, eriğe benzeyen, erik gibi

EKSERİ (Kelime Kökeni: Arapça eks̱erī)

[zarf]

[eskimiş]

  • Genellikle

    Ekseri kocaya varmamış kızlarda olduğu gibi Gülsen'de de tatsız bir bedbahtlık vardır. - Reşat Nuri Güntekin

İSKELE (Kelime Kökeni: İtalyanca scala)

[isim]

  • Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer

    Vapurdan indi, iskeleye çıkar çıkmaz etrafına bakındı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Kıyıya yanaşan deniz aracına doğru uzatılan eğreti küçük köprü veya gemiye çıkmayı sağlayan merdiven

    Oturduğu yerden kalkıyor, iskele zincirine uzanan eli, iskele tabanına basan ayağı, kendini çekiyor yukarı. - Zeyyat Selimoğlu

  • Vapur uğrağı olan şehir veya kasaba
  • İçerilerde bulunan bir yerin kendine en yakın olan deniz taşıtı uğrağı veya demir yolu durağı

    Mudanya, Bursa'nın iskelesidir.

  • Yapıların dışında sıvama, boyama veya onarım için keresteden kat kat kurulan, çalışma sırasında üstüne çıkılan çatkı
  • Geminin sol yanı

[sinema]

[televizyon]

  • Işıkların yerleştirilmesi, ışıkçıların dolaşabilmesi için stüdyolarda tavana yakın yerde duvarı çepeçevre saran çıkıntı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iskele almak

Birleşik Kelimeler: iskele alabanda, iskele babası, iskele kelepçesi, iskele kuşu, sürme iskele, ip iskelesi

KİLİSE (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[din bilgisi]

  • Hristiyanların ibadet etmek için toplandıkları yer

    Onlardan iki fedai kilise kapısının karşısındaki harap evin penceresine mitralyözlerini kurdu. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Hristiyanlıkla ilgili dinî kuruluş
  • Hristiyanlığın öğretilmesi, dinî işlerin yönetimi vb. ile ilgilenen papa ve piskoposlar topluluğu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kilise direği gibi

Birleşik Kelimeler: kilise çanı, kilise hukuku, başkilise

KERKES (Kelime Kökeni: Arapça kerkes)

[isim]

[eskimiş]

[hayvan bilimi]

  • Akbaba

KESELİ

[sıfat]

  • Kesesi olan

Birleşik Kelimeler: keseli kurt

KESKİN

[sıfat]

  • Çok kesici, iyi kesen

    Sonunda keskin bir taşı testere gibi kullanarak ipi incelte incelte kopardı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[mecaz]

  • Tiz (ses)

    Bir kadın sesiydi bu. İnce ve keskin, dikkati hemen kapan ve bırakmayan bir ses. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Kırıcı, incitici

    En yakın dostlarının bile kusurlarını keskin bir dille yüzlerine vururmuş. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Etkili, sert

    Masanın başında, güneşten yanmış yüzü, sert ve derin çizgilerle dolu, keskin bakışlı, kıranta bir adam oturuyor. - Esat Mahmut Karakurt

[mecaz]

  • Kıvrak

    Bu çeneyle atbaşı giden keskin bir zekâsı var. - Cahit Sıtkı Tarancı

[mecaz]

  • Hassas

[mecaz]

  • Dikkatli

[argo]

  • Zampara

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keskin sirke küpüne (veya kabına) zarar
  • keskin zekâ keramete kıç attırır

Birleşik Kelimeler: keskin nişancı, gözü keskin

[isim]

  • Kırıkkale iline bağlı ilçelerden biri

NERESİ

[zamir]

  • Hangi yönü, ne tarafı

    Bunun neresi güzel?

[zarf]

  • Nerede, hangi yerde

    İlkokul neresi?

NİKRİS (Kelime Kökeni: Arapça niḳrīs)

[isim]

[eskimiş]

[tıp]

  • Damla hastalığı

RİSKLİ

[sıfat]

  • Riski olan

    Rastgele ve dağınık yeni bir oyun çatısı sunmak elbette riskli bir şeydi. - Haldun Taner