GÖNÜLSÜZCE Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
GÖNÜLSÜZCE harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli GÖNÜLSÜZCE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ÖZGÜ19,
LENS (Kelime Kökeni: İngilizce lens)
- Gözün saydam tabakasının üzerine doğrudan uygulanan, görmeyi düzeltici mercek, kontak lens
- Mercek
Birleşik Kelimeler: kontak lens
ÜLEN
-
Ulan
Ülen, haddini bilmez bastıbacak, emir vermek sana mı kaldı? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
SÜNE
- Yarım kanatlılardan, yumurtalarını ekin yapraklarına bırakan, esmer renkli, zararlı bir böcek (Eurigaster integriceps)
ÜNLÜ
-
Ün salmış olan, tanınmış, şöhretli, meşhur, şanlı, namlı, namdar, anlı şanlı
Kimsenin üzerinde durmadığı birkaç ünlü kişiden birisi de kesinlikle o idi. - Tarık Buğra
- Ses yolunda bir engele çarpmadan çıkan ses, sesli, sesli harf, vokal: a, e, ı, i, o, ö, u, ü
Birleşik Kelimeler: ünlü benzeşmesi, ünlü çatışması, ünlü kaynaşması, ünlü kısalması, ünlü türemesi, ünlü uyumu, ağızsıl ünlü, bağlayıcı ünlü, dar ünlü, düz ünlü, geniş ünlü, ikili ünlü, ikiz ünlü, ince ünlü, kalın ünlü, kısa ünlü, türeme ünlü, uzun ünlü, üçüz ünlü, yuvarlak ünlü, ağız ünlüsü, bağlantı ünlüsü, geniz ünlüsü, pekiştirme ünlüsü
ÖNEL
- Mehil
SEZÜ
- Mantar meşesi
GÜNÜ
- Haset
- Zamanından önce doğan yavru
GÜCE
- Giresun iline bağlı ilçelerden biri
ÖZEL
-
Yalnız bir kişiye, bir şeye ait veya ilişkin olan, spesiyal
Aşçının özel yemeği.
- Benzerlerinden ayrılmasını sağlayan bir özelliği olan, spesiyal
-
Bir kişiyi ilgilendiren, hususi, zatî
Özel bir diyeceği varmış gibi koluma girdi sokakta. - Necati Cumalı
- Devlete değil, kişiye ait olan, hususi, resmî karşıtı
-
Dikkate değer
Özel bir ilgi gösterdi.
- Ayırt edici bir niteliği olan
-
Her zaman görülenden, olağandan farklı
Özel durumları da göz önüne alalım.
Birleşik Kelimeler: özel ad, özel af, özel dikiş, özel dil, özel girişim, özel hayat, özel isim, özel kalem, özel kesim, özel mülkiyet, özel okul, özel radyo, özel sayı, özel sektör, özel televizyon, özel teşebbüs, özel tiyatro, özel ulak, özel yaşam, hizmete özel, kişiye özel
ÖZEN
-
Bir işin elden geldiğince iyi olması için gösterilen çaba, itina, ihtimam
Her konuya kibar bir ses ve bir iki sözcükle katılmak özenindeydi. - Çetin Altan
Ata Sözleri ve Deyimler
- özen göstermek
ÖZNE
- Bir cümlede bildirilen işi yapan, yüklemin bildirdiği durumu üzerine alan kimse veya şey, fail, süje: Çocuk uyudu. Çocuk henüz küçüktür cümlelerinde çocuk sözü öznedir
- Bilinci, sezgisi, düş gücü olan, bazı filozoflara göre de dış dünyaya karşıt olan birey
Birleşik Kelimeler: özne grubu, özne öbeği, dolaylı özne, ortak özne, pekiştirmeli özne, sözde özne
ÖNCE
-
İlk olarak, başlangıçta, sonra karşıtı
Önce hep birlikte basın suçunu tarif edelim. - Burhan Felek
Ata Sözleri ve Deyimler
- önce can, sonra canan
Birleşik Kelimeler: bir an önce, bir ayak önce, bir gün önce, ilk önce, milattan önce, kambriyen öncesi, mantık öncesi, okul öncesi, tarih öncesi
GÖLE
- Ardahan iline bağlı ilçelerden biri
GÜCÜ
- Bez tezgâhında ipliği ayarlayan tezgâh tarağı
Birleşik Kelimeler: gücü ipliği
ÖZLÜ
-
Özü olan, öz bölümü çokça olan
Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Düşünceyi gereksiz söz kullanmadan bildiren
Özlü anlatım.
- Kıvamlı
-
Benliğinde, varlığında, yapısında herhangi bir nitelik bulunan
Ben o kadar bedbaht, doğru özlü bir kadınım ki beni sonra anlayacaksınız. - Aka Gündüz
- Yapışkan, verimli (toprak)
-
Kısa ve anlamlı bir biçimde
Köprüye kadar kendi dünyaları içinde ne tatlı, ne özlü konuşurlardı. - Yusuf Ziya Ortaç
Birleşik Kelimeler: özlü çamur, özlü un, bal özlü