GÖLPAZARI Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

GÖLPAZARI harflerini içeren 4 harfli 23 kelime bulunuyor. 4 harfli GÖLPAZARI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GARP12, PAZI12, PRAG12, APAZ11, AZAP11, GAZA11, ALGI9, ARIZ8, ARPA8, ARAP8, GALA8, LAPA8, LARP8, PALA8, PARA8, RAZI8, RIZA8, ARAZ7, AZAR7, ALAZ7, LAZA7, ZARA7, ARLI5

ARLI

[sıfat]

  • Namuslu, utangaç, sıkılgan

    Ağaların yiğittir, arlıdır, oğul! - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arlı arından, huylu huyundan vazgeçmez

ARAZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraż)

[isim]

[felsefe]

  • İlinek

[tıp]

  • Belirti

    Bu hastalığın gösterdiği çeşitli araz üzerindeki sayısız müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmişti. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

  • Belirtiler

AZAR (Kelime Kökeni: Farsça āzār)

[isim]

  • Paylama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • azar işitmek

ALAZ

[isim]

[halk ağzında]

  • Alev, yalaz

Birleşik Kelimeler: alaz alaz

LAZA

[isim]

[halk ağzında]

  • Bal koymaya yarayan küçük tekne

ZARA

[isim]

  • Sivas iline bağlı ilçelerden biri

ARIZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿāriż)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Sonradan ortaya çıkan
  • Bulaşmış, musallat olmuş

    Zengin çocuklarına arız münasebetsizlikler, fakir çocuklarına mahsus fenalıklardan aşağı kalmıyor. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arız olmak

ARPA

[isim]

[bitki bilimi]

  • Buğdaygillerden bir bitki (Hordeum vulgare)

    Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda? - Falih Rıfkı Atay

  • Bu bitkinin ekmek ve bira yapımında kullanılan, hayvanlara yem olarak verilen taneleri

[argo]

  • Rüşvet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arpa eken buğday biçmez
  • arpa ektim, darı çıktı
  • arpa samanıyla, kömür dumanıyla
  • arpası çok gelmek
  • arpa unundan kadayıf olmaz
  • arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez

Birleşik Kelimeler: arpa ekmeği, arpa güvesi, arpa suyu, arpa şehriye, yemlik arpa

ARAP

[isim]

[halk ağzında]

  • Fotoğrafın negatifi
  • Fellah

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arap gibi olmak
  • arap olayım

[isim]

  • Orta Doğu ile Kuzey Afrika'nın büyük bir bölümünde yaşayan halk ve bu halkın soyundan olan kimse

[sıfat]

[mecaz]

  • Koyu esmer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • Arap'ın yalellisi gibi
  • Arap uyandı (veya Arap'ın gözü açıldı)

Birleşik Kelimeler: Arap alfabesi, Arap rakamları, arap sabunu, arapsaçı, Arap tavşanı, Arap zamkı

GALA (Kelime Kökeni: İtalyanca gala)

[isim]

  • Resmî bir törenden sonra yapılan büyük ve gösterişli şölen
  • Ön gösterim

    Yalnız bir gece için ecnebilere verdiği bir Kontes Maritza galasını da hiç unutamazdı. - Haldun Taner

LAPA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Nişastalı tanelerin, su ile kaynatılarak bulamaç kıvamına getirilmiş durumu

    Bulgur lapası. Pirinç lapası.

  • Keten tohumu vb. bitkilerin kaynatılmasıyla elde edilen, sıcak olarak tülbent içinde vücuda dıştan uygulanan ilaç

    Keten tohumu lapası. Hatmi lapası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lapa gibi
  • lapa vurmak

LARP

[zarf]

  • Ansızın
  • Güçlü bir biçimde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • larp diye

PALA (Kelime Kökeni: İtalyanca pala)

[isim]

  • Kavisli, kısa, uç bölümü geniş, kabzasına doğru daralan bir tür kılıç

    Belindeki kısa palasıyla ve omuzunda gri tüfeğiyle masanın kenarına oturdu. - Falih Rıfkı Atay

  • Kürek vb. araçların, enli ve yassı bölümü
  • Bir yere çaprazlama konulan yassı kiriş veya kereste

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pala çalmak (veya sallamak)
  • pala çekmek
  • pala sürtmek

Birleşik Kelimeler: pala bıyık

[isim]

[halk ağzında]

  • Bez parçalarından dokunan basit kilim veya yaygı

    Kendi ürettiği kocaman sürünün yünlerinden Fadime Nine ne güzel palalar dokumuş. - Halide Edip Adıvar

  • Eski, kullanılmış eşya veya giysi

PARA (Kelime Kökeni: Farsça pāre)

[isim]

[ekonomi]

  • Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit

    Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı. - Fikret Otyam

  • Kazanç

    Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. - Sait Faik Abasıyanık

[eskimiş]

  • Kuruşun kırkta biri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • para akmak
  • para basmak
  • para bozmak
  • para çekmek
  • para çıkarmak
  • para çıkışmamak
  • paradan çıkmak
  • para dökmek (veya akıtmak)
  • para dönmek
  • para etmek
  • para etmemek
  • para getirmek
  • para ile değil
  • para ile değil, sıra ile
  • para kesmek
  • para kırmak
  • paranın üstü
  • paranın yüzü sıcaktır
  • para parayı çeker
  • para peşin, kırmızı meşin
  • para saçmak
  • para saymak
  • parasını çekmek
  • parasını çıkarmak
  • parasını sokağa atmak
  • parasını yemek
  • parasıyla rezil olmak
  • para sızdırmak (veya koparmak)
  • para tutmak
  • paraya çevirmek
  • paraya kıymak
  • paraya para (veya pul) dememek
  • para yapmak
  • paraya sıkışmak
  • para yatırmak
  • para yedirmek
  • para yemek
  • parayı araya değil, paraya vermeli
  • parayı basmak (veya bastırmak)
  • parayı denize atmak
  • parayı veren düdüğü çalar

Birleşik Kelimeler: para aktarımı, para arzı, para babası, para basma, para birimi, para canlısı, para cezası, para çantası, para değişimi, para dolaşımı, paragöz, para kısıtlaması, para pul, para şişkinliği, anapara, artı para, beş para, bloke para, bozuk para, büyük para, cari para, çürük para, demir para, haram para, hazır para, kâğıt para, kara para, kırk para, madenî para, nakit para, on para, sağlam para, sağ para, sıcak para, taze para, temiz para, tutulmuş para, ufak para, yüz para, başlık parası, boyunduruk parası, ekmek parası, hava parası, kahve parası, kan parası, kefen parası, palamar parası, uğur parası, yakıt parası, yol parası

RAZI (Kelime Kökeni: Arapça rāżī)

[sıfat]

  • Uygun bulan, benimseyen, isteyen, kabul eden

    Doğrusu ben ne güzelliğimin ne de ilmimin kimsenin ağzına düşmesine razı değilim. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • razı etmek
  • razı olmak (veya gelmek)