[nesnesiz]

• Bulunduğu yerden daha ileriye gitmek, yol almak

  Vapur durmadan düdük çalarak ilerliyordu. - Halide Edip Adıvar

• Vakit geçmek

  Mevsimin ilerlemiş olmasına karşın hâlâ direnen bir iki gelincik ve papatya... - Oktay Rifat

• Daha güçlü, daha etkili duruma gelmek

  Ahbaplık ilerledi. Hastalık ilerledi.

• Daha iyi, daha yüksek bir düzeye, aşamaya erişmek, gelişmek, terfi etmek, terakki etmek

  Tercüme ilerledikçe tuhaflıklar insanı rahatsız etmeye başlıyor. - Cemil Meriç

[isim]

• Nikellemek işi

[isim]

• Direnlemek işi

[nesnesiz]

• Çocuk konuşmaya başlamak

• Konuşma yeteneği olmayan varlık konuşmak, dile gelmek

  Elini uzatıp tam koparacağı sırada mor menekşe dillendi. -Koparma beni. - Tarık Dursun K.

• Onaylanmayan bazı davranışlar yüzünden hakkında dedikodu yapılmak, dile düşmek

[isim]

• Delilenmek işi

[nesnesiz]

• Derleme işi yapılmak, toplanmak, düzene girmek

[-i]

• Bir konunun incelenmesi ve eleştirilmesi gereken bütün yönlerini birer birer incelemek, araştırmak, tetkik ve tetebbu etmek, mütalaa etmek

  Tanpınar sanki gördüğü, irdelediği konuları, sorunları bize bir an önce iletmek istiyor. - Selim İleri

[isim]

• Kredilemek işi

[sıfat]

• Geleneği olan, geleneklere dayanan

  Gelenekli aile terbiyesi.

[isim]

• Erginlemek işi

[isim]

• Egemen olma durumu

• Milletin ve onun tüzel kişiliği olan devletin yetkilerinin hepsi, hükümranlık, hâkimiyet

  Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. - Anayasa

[isim]

• Girenlemek işi

[nesnesiz]

• Geri çekilmek, geriye çekilmek

  Dürdane gerileyip baktı, kurnaz bir kahkaha ile göğsü oynadı. - Mahmut Yesari

• Daha aşağı bir dereceye düşmek

• Hastalık, gelişmeksizin yok olmaya yüz tutmak

[mecaz]

• Bir tepki karşısında katı sayılan bir tutumdan vazgeçmek

[isim]

• Delegenin görevi, murahhaslık

[isim]

[denizcilik]

• Gerdellerin kullanılmadığı zamanlarda düzenli durmaları, devrilmemeleri için yapılan yuvarlak yer