GÖLGELENDİRMEK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

GÖLGELENDİRMEK harflerini içeren 8 harfli 55 kelime bulunuyor. 8 harfli GÖLGELENDİRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

GÖNDERGE24, GÖLGELİK22, GÖNDERME21, GÖNDERİM21, GÖKDELEN20, GÖNDERLİ20, GÖRKEMLİ19, GÖLERMEK19, GÖLLEMEK19, GÖLLENME19, GÖMLEKLİ19, DÖNELMEK17, DÖNELEME17, DÖLLENME17, DÖLLEMEK17, ÖDENEKLİ16, ÖNDERLİK16, DENGELEM15, GEDİLMEK15, GİDERMEK15, KÖRLENME15, ÖRNEKLEM15, ÖNERİLME15, DENGELİK14, GELİNMEK13, GENELMEK13, GERİLEME13, GERİLMEK13, GERİNMEK13, KEMİRGEN13, ERGENLİK12, GENELLİK12, DİNLEMEK11, DİNELMEK11, DİLLENME11, DİKLENME11, DİLENMEK11, DİRENMEK11, DELİNMEK11, DENİLMEK11, DENKLEME11, DERLEMEK11, DERLENME11, DELİRMEK11, DERİLMEK11, İRDELEME11, MENDİREK11, ERDENLİK10, ENİKLEME9, EKLEMELİ9, ELLENMEK9, İLERLEME9, İNEKLEME9, KİRLENME9, RENKLEME9

ENİKLEME

[isim]

  • Eniklemek işi

EKLEMELİ

[sıfat]

  • Bitişken

ELLENMEK

[nesnesiz]

  • Bir şeye elle dokunulmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ellenmiş dillenmiş

İLERLEME

[isim]

  • İlerlemek işi

    Doğru yolda, seçtiğim bir yolda ilerlemem gerekir. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: kademe ilerlemesi

İNEKLEME

[isim]

  • İneklemek işi

KİRLENME

[isim]

  • Kirlenmek işi

    Çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. - Anayasa

RENKLEME

[isim]

  • Renklemek işi

ERDENLİK

[isim]

  • Kızlık

    Tolstoy'un caydığı, toplumsal hayatın erdenliği gitgide kırsal törenin dışında var etmek zorunda olduğudur. - Selim İleri

DİNLEMEK

[-i]

  • İşitmek için kulak vermek

    Konağın hesabını sen söylersin, ben de dinlerim. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Birinin sözünü, öğüdünü kabul edip gereğince davranmak

    Beni dinlersen bu işten vazgeç.

  • Kulakla veya dinleme aletiyle hastayı muayene etmek

    Doktor kalkar. Kulağını bu gösterilen yere dayar. Dinler. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Uymak, baş eğmek, itaat etmek

    Şaşkınım, çenem, dudaklarım, dilim sanki artık beni dinlemiyorlar. - Ahmet Ümit

DİNELMEK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Ayakta durmak
  • Ayağa kalkmak, dik durmak

    Önce ayaklarıyla, kollarıyla bir diz çöküp bir dinelerek ölçü aldılar. - Lâtife Tekin

[-e]

[mecaz]

  • Karşı koymak, kafa tutmak

DİLLENME

[isim]

  • Dillenmek işi

DİKLENME

[isim]

  • Diklenmek işi

    Ama karısının diklenmesi yüreğine oturdu. - Lâtife Tekin

DİLENMEK

[nesnesiz]

  • Sadaka istemek

    Cami kapısında avuç açar dilenirim de onun evine gitmem. - Memduh Şevket Esendal

[-den]

[mecaz]

  • Kendisini acındırarak bir kimseden bir şey istemek

    Karşılığı beklenen sevgiye sevgi denmez / Sevdalılar yalvarır fakat bir şey dilenmez - Faruk Nafiz Çamlıbel

Birleşik Kelimeler: dilenemez dilenci

DİRENMEK

[nesnesiz]

  • Herhangi bir düşüncede, bir istekte veya bir durumda ayak diremek, inat etmek, ısrar etmek, taannüt etmek

    Tek tük direnen çıktıysa da çürük yumurta gibi kısa zamanda eziliverdi. - Kerim Korcan

DELİNMEK

[nesnesiz]

  • Delme işi yapılmak

    Kızın kulağı delindi.

  • Bir şeyde delik oluşmak

    Biz burada hepimiz karaciğerimiz delinerek ölmeye mahkûmuz. - Nazım Hikmet

[mecaz]

  • Çiğnenmek, uyulmamak, aykırı davranılmak

    Yöneticinin koyduğu yasaklar delindi.