GÖBEKLENMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
GÖBEKLENMEK harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli GÖBEKLENMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BÖLGE17,
KELEK
- Olgunlaşmamış, ham kavun
- Irmaklarda işleyen ve şişirilmiş tulumlar üzerine kurulan bir tür sal
-
Yer yer çıplaklığı veya boşluğu olan
Kelek mısır.
-
Kılsız
Kelek tulum.
- Aptal
Ata Sözleri ve Deyimler
- kelek atmak
- kelek yapmak
EKLEM
- Vücut kemiklerinin uç uca veya kenar kenara gelip birleştiği yer, mafsal
Birleşik Kelimeler: eklem bacaklılar, omuz eklemi
EKMEK
-
Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek, nan, nanıaziz
Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş. - Yusuf Ziya Ortaç
-
İnsanı geçindirecek iş, kazanç
Biz iyi kötü tiyatroya bağlamışız ekmeğimizi. - Necati Cumalı
-
Yemek, aş
Ekmeği bizde yiyelim mi? Allah ne verdiyse. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver
- ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur
- ekmeğinden etmek
- ekmeğinden olmak
- ekmeğine göz koymak (veya dikmek)
- ekmeğine yağ sürmek
- ekmeğini çıkarmak
- ekmeğini eline almak
- ekmeğini kana doğramak
- ekmeğini kazanmak
- ekmeğini taştan çıkarmak
- ekmeğini yemek
- ekmeğiyle oynamak
- ekmek aslanın ağzında
- ekmek çarpsın!
- ekmek elden su gölden
- ekmek istemez su istemez
- ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır
- ekmek öpmek
- ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil
Birleşik Kelimeler: ekmek ağacı, ekmek ayvası, ekmek dolması, ekmek düşmanı, ekmek kadayıfı, ekmek kapısı, ekmek kavgası, ekmek kaygısı, ekmek kırıntısı, ekmek küfü, ekmek mayası, ekmek parası, ekmek tahtası, ekmek tatlısı, ekmek ufağı, ekmeği dizinde, etli ekmek, kuru ekmek, soğan ekmek, tahinli ekmek, tam ekmek, taş ekmek, tuz ekmek düşmanı, tuz ekmek hakkı, vişneli ekmek, zengin ekmek, arpa ekmeği, çarşı ekmeği, çavdar ekmeği, dürüm ekmeği, er ekmeği, ev ekmeği, glüten ekmeği, halk ekmeği, köy ekmeği, kuşekmeği, mısır ekmeği, sac ekmeği, tandır ekmeği, tava ekmeği, tost ekmeği, yufka ekmeği
- Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek
-
Toprağı ekip biçmek için kullanmak
Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor. - Memduh Şevket Esendal
-
Serpmek
Yemeğe biber ekmek.
-
Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak
Fesat tohumları ekenler kötü insanlardır.
-
Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak
Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler. - Haldun Taner
- Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek
- Yarışta geçmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- eken biçer, konan göçer
- ekip biçmek
- ekmeden biçilmez
- ekmediği yerden biter
- ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını
ELEME
- Elemek işi, eliminasyon
- Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı
Birleşik Kelimeler: eleme sınavı, ön eleme
ENLEM
- Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi
Birleşik Kelimeler: enlem dairesi
ENEME
- Enemek işi
ELMEK (Kelime Kökeni: (elektronik mektup'tan))
- Elektronik posta
KELEM (Kelime Kökeni: Farsça kelem)
- Lahana
Birleşik Kelimeler: etsiz kelem
MELEK (Kelime Kökeni: Arapça melek)
- Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte
-
Terbiyeli, uysal kimse
Yanlarındaki kızlar ise sahici birer melekti. - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- melek gibi
Birleşik Kelimeler: melek otu
BENEK
-
Herhangi bir şey üzerindeki ufak leke, nokta, puan
Burunlar koyu renkte beneklerle kaplıdır. - Salâh Birsel
- Güneş lekeleri yöresinde görülen, parlak taneciklerden ve parlak damarlardan oluşmuş bölüm, fakül
Birleşik Kelimeler: ağbenek, ak benek, sarı benek
BELEN
- Bel
- Tepe
- Bayır
- Dağ üzerindeki yüksek geçit, dik dağ yolu
- Hatay iline bağlı ilçelerden biri
BELEK
-
Kundak, çocuk bezi
Çocuk olsam beleklere belensem. - Âşık Veysel
- Beşiğe konulan yatak
ENGEL
-
Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap, ket
Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi. - Adalet Ağaoğlu
- Hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için kullanılan açılır kapanır düzenek, bariyer
- Herhangi bir yolu kapamak için konulan nesne, bariyer
- Kara yollarının kenarlarına yapılan korkuluk, bariyer
- Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer
Ata Sözleri ve Deyimler
- engel çıkarmak
- engel olmak
- engel tanımamak
Birleşik Kelimeler: engel balığı, engel sınavı, kutup engel, güvenlik engeli
GELEN
- Gelme işini yapan (kimse veya nesne)
- Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın)
Ata Sözleri ve Deyimler
- gelen ağam giden paşam
- gelene git denilmez
- gelen gideni aratır (veya gelen gidene rahmet okutur)
Birleşik Kelimeler: gelen geçen, gelen giden, ileri gelen
GENEL
-
Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi
Genel seçim. Genel tarih.
-
Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan
Söylediklerim kuşkusuz genel anlamda geçerli. - Adalet Ağaoğlu
-
Yetkisi ve sorumluluğu çok olan
Genel başkan. Genel müdür.
-
Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne)
Genel kitaplık.
-
Bir genelleme sonucunda elde edilen
Genel düşünce.
Birleşik Kelimeler: genel af, genel ağ, genel başkan, genel bütçe, genel coğrafya, genel dil bilimi, genelev, genelgeçer, genel gider, genel görünüm, genel görüşme, genel grev, genel kadın, genelkurmay, genel kurul, genel kütüphane, genel müdür, genel ölçek, genel sekreter, genel uygunluk bildirimi, genel yazman, genel yetenek, genel zekâ