GUFRAN ile Oluşan Kelimeler (GUFRAN Kelime Türetme)
GUFRAN harflerinden oluşan 24 kelime bulunuyor. GUFRAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Gufran kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
GUFRAN17
5 Harfli Kelimeler
GAFUR16, RUGAN10, URGAN10
4 Harfli Kelimeler
FUAR11, URAN5
3 Harfli Kelimeler
GAF13, RUF10, FAR9, FAN9, RAF9, AGU8, GAR7, NUR4, RUN4, NAR3
2 Harfli Kelimeler
UF9, AF8, FA8, UN3, UR3, AR2, AN2, RA2
AR (Kelime Kökeni: Fransızca are)
-
100 m² değerinde yüzey ölçü birimi
Bir ar, kenarı on metre olan bir karenin alanıdır.
-
Utanma, utanç duyma
Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil - Karacaoğlan
Ata Sözleri ve Deyimler
- ar damarı çatlamış
- ar dünyası değil kâr dünyası
- ar etmek
- arına dokunmak
- ar namus tertemiz
- ar ve hayâ perdesi yırtılmak
- ar yılı değil, kâr yılı
Birleşik Kelimeler: ar belası
- Argon elementinin simgesi
AN (Kelime Kökeni: Arapça ān)
-
Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika
Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir. - Cemil Meriç
Ata Sözleri ve Deyimler
- anı anına uymamak
- an meselesi
Birleşik Kelimeler: anbean, bir an, eş anlı
- İki tarla arasındaki sınır
-
Zihin
An bulanıklığı. An yorgunluğu.
RA
- Radyum elementinin simgesi
NAR (Kelime Kökeni: Farsça nār, enār)
- Nargillerden, yaprakları karşılıklı, çiçekleri büyük, koyu kırmızı renkte, küçük bir ağaç (Punica granatum)
- Bu ağacın kırmızımtırak sarı sert bir kabukla örtülü, içinde çok sayıda kırmızımtırak, sulu taneler bulunduran yuvarlak yemişi
Ata Sözleri ve Deyimler
- nar gibi
Birleşik Kelimeler: narçiçeği, nar şerbeti, kudret narı
- Ateş
Ata Sözleri ve Deyimler
- nârına (veya nâra) yanmak
Birleşik Kelimeler: nârıbeyza
UN
- Öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- un ufak etmek
- un ufak olmak
- ununu elemek, eleğini asmak
Birleşik Kelimeler: un çorbası, un helvası, esmer un, has un, özlü un, balık unu, buğday unu, et unu, galeta unu, kan unu, mısır unu, pirinç unu, soya unu, yulaf unu
UR
-
Hücrelerin aşırı çoğalmasıyla insan, hayvan veya bitki dokularında oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, bağa, tümör, neoplazma, Çingene ahtapotu, vejetasyon
Yalnız yağ birikintisinden ibaret bir bez, bir nevi ur, hayatı tehdit edecek bir şey değil! - Abdülhak Şinasi Hisar
Birleşik Kelimeler: ur kaplama, yağ uru
NUR (Kelime Kökeni: Arapça nūr)
- Aydınlık, ışık, parıltı, ziya
-
İlahi bir güç tarafından gönderildiğine inanılan parlaklık
Kuru Kadı okurken önündeki mezarın bir yeşil nurla tutuştuğunu gördü. - Ömer Seyfettin
Ata Sözleri ve Deyimler
- nur gibi
- nur içinde yatsın
- nur inmek
- nur ol!
- nur topu gibi
- nuruaynım
- nuruçeşmim
- nurudidem
Birleşik Kelimeler: nur yüzlü, gemici nuru, göz nuru
RUN (Kelime Kökeni: Fransızca run)
- III-XIII. yüzyıllarda İngiliz İskandinav dillerinde kullanılan alfabenin harflerinin her biri
- Göktürk yazıtlarında kullanılan yazı türünün harflerinden her biri
URAN
- Sanayi
GAR (Kelime Kökeni: Fransızca gare)
-
Demir yolu ile yolculuk edenlerin gereksinimlerinin geniş ölçüde karşılandığı büyük tren istasyonu
Bu beylerle Selânik Garı'nın civarında bazı bahçelerden geçerek gidiyorduk. - Yahya Kemal Beyatlı
AGU
- Süt çocuklarının neşelendikleri zaman çıkardıkları ses
AF (Kelime Kökeni: Arapça ʿafv)
- Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama
-
Görevden çıkarılma
Kardeşinin vazifeden affı kararlaşmış.
Ata Sözleri ve Deyimler
- af buyurun!
- af çıkarmak
- af dilemek
- affa uğramak
- affını dilemek (veya istemek)
- affınıza sığınarak
Birleşik Kelimeler: affedilmek, affetmek, affettirmek, affeylemek, affolunmak, genel af, özel af, umumi af
FA (Kelime Kökeni: İtalyanca fa)
- Müzikal ses dizilerinde mi ile sol arasındaki ses
- Bu sesi gösteren nota işareti
Birleşik Kelimeler: fa anahtarı
FAR (Kelime Kökeni: Fransızca phare)
-
Taşıtların ön bölümünde bulunan, kısa ve uzun mesafeyi aydınlatmaya yarayan ışık düzeneği
Taksi yaklaşırken farların ışıkları gittikçe güçlenerek yukarılara doğru tırmandı. - Necati Cumalı
Birleşik Kelimeler: kısa far, uzun far, sis farı
-
Kadınların süs için göz kapaklarına sürdükleri çeşitli renkte boya, düzgün
Uzun ve kıvırcık kirpiklerini göz kapaklarına kadar sürdüğü farla boyadı. - Cahit Uçuk
FAN (Kelime Kökeni: İngilizce fan)
- Havalandırma aracı, pervane, pervane kanadı, vantilatör
- Sıcak veya soğuk havayı dengeli olarak savuran araç