GEÇİNİLME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

GEÇİNİLME harflerini içeren 5 harfli 26 kelime bulunuyor. 5 harfli GEÇİNİLME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Geçinilme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Geçinilme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

GEÇİM13, GEÇME13, ÇENGİ12, ÇELGİ12, GEÇEN12, İLGEÇ12, GELME10, ÇİMEN9, ÇELME9, ÇEMEN9, ÇELİM9, ELÇİM9, ELGİN9, ENGEL9, GELEN9, GENEL9, GELİN9, İMLEÇ9, İÇLEM9, MİÇEL9, NEMÇE9, ÇİNLİ8, ÇELEN8, İLENÇ8, ENLEM6, NEMLİ6

ENLEM

[isim]

[coğrafya]

  • Yer yuvarlağı üzerinde herhangi bir noktadan geçen paralel ile Ekvator arasındaki yay parçasının açısal değeri, arz derecesi

Birleşik Kelimeler: enlem dairesi

NEMLİ

[sıfat]

  • Nemi olan, az ıslak, rutubetli, kuru karşıtı

    Hafif bir rüzgâr dalgası nemli saçlarının arasından geçti. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Yaşlı (göz)

ÇİNLİ

[isim]

  • Çin halkından veya bu halkın soyundan olan kimse

ÇELEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Ev saçağı

İLENÇ

[isim]

  • Beddua, kargış

    Avradın ilenci tutarsa senin iki gözün kör olacak. - Memduh Şevket Esendal

ÇİMEN

[isim]

  • Kendiliğinden yetişmiş çim

    Baş başa uzandık seninle ıslak / Çimenlerine yaz bahçelerinin - Ahmet Hamdi Tanpınar

ÇELME

[isim]

  • Çelmek işi
  • Birini yere düşürmek için ayağının önüne ayak uzatma

    Bir itişme, bir kakışma, bir yanındakine çelme vurup öne geçme yarışıdır gidiyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Arkadan hafifçe bağlanan başörtüsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çelme atmak (veya takmak veya vurmak)

ÇEMEN

[isim]

[bitki bilimi]

  • Maydanozgillerden, kimyon türü bir bitki (Cuminum cyminum)

[bitki bilimi]

  • Bu bitkinin kokulu tohumu
  • Bu tohumu un durumuna getirip sarımsak, kırmızıbiberle karıştırarak yapılan, genellikle pastırma üzerine sürülen macun

ÇELİM

[isim]

[halk ağzında]

  • Güç, kuvvet

ELÇİM

[isim]

[halk ağzında]

  • Bir defada ele alınabilecek kadar az olan nesne
  • Tutam, bir demet, bir parça

ELGİN

[sıfat]

[eskimiş]

  • Yabancı, gurbette yaşayan, garip

ENGEL

[isim]

  • Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap, ket

    Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi. - Adalet Ağaoğlu

  • Hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için kullanılan açılır kapanır düzenek, bariyer
  • Herhangi bir yolu kapamak için konulan nesne, bariyer
  • Kara yollarının kenarlarına yapılan korkuluk, bariyer

[spor]

  • Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • engel çıkarmak
  • engel olmak
  • engel tanımamak

Birleşik Kelimeler: engel balığı, engel sınavı, kutup engel, güvenlik engeli

GELEN

[sıfat]

  • Gelme işini yapan (kimse veya nesne)

[fizik]

  • Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gelen ağam giden paşam
  • gelene git denilmez
  • gelen gideni aratır (veya gelen gidene rahmet okutur)

Birleşik Kelimeler: gelen geçen, gelen giden, ileri gelen

GENEL

[sıfat]

  • Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi

    Genel seçim. Genel tarih.

  • Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan

    Söylediklerim kuşkusuz genel anlamda geçerli. - Adalet Ağaoğlu

  • Yetkisi ve sorumluluğu çok olan

    Genel başkan. Genel müdür.

  • Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne)

    Genel kitaplık.

  • Bir genelleme sonucunda elde edilen

    Genel düşünce.

Birleşik Kelimeler: genel af, genel ağ, genel başkan, genel bütçe, genel coğrafya, genel dil bilimi, genelev, genelgeçer, genel gider, genel görünüm, genel görüşme, genel grev, genel kadın, genelkurmay, genel kurul, genel kütüphane, genel müdür, genel ölçek, genel sekreter, genel uygunluk bildirimi, genel yazman, genel yetenek, genel zekâ

GELİN

[isim]

  • Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın
  • Aileye evlenme yoluyla girmiş olan kadın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gelin almak
  • gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş
  • gelin eşikte, oğlan beşikte
  • gelin etmek
  • gelin gibi süzülmek
  • gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz
  • gelin gitmek
  • gelini ata bindirmişler "ya nasip" demiş
  • gelin olmak
  • gelin yazmak

Birleşik Kelimeler: gelin abla, gelin alayı, gelin alıcı, gelinboğan, gelin böceği, gelin çiçeği, gelinfeneri, gelin hamamı, gelin havası, gelinkuşağı, gelin kuşu, gelin otu, gelinparmağı, gelin teli