GELİŞKİN Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

GELİŞKİN harflerini içeren 4 harfli 24 kelime bulunuyor. 4 harfli GELİŞKİN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Gelişkin ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Gelişkin olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

GİŞE11, GİNE8, İLGİ8, EŞİK7, EŞLİ7, EKŞİ7, İNİŞ7, İŞLİ7, KİŞİ7, ŞİKE7, ŞİLE7, ŞENİ7, ENLİ4, ENİK4, EKİN4, EKLİ4, ELİK4, İNİK4, İNEK4, İLKE4, İLİK4, İKEN4, KİLE4, LİNK4

ENLİ

[sıfat]

  • Eni büyük olan, geniş

    Kenarları gençliğinde işlediği enli dantellerle çevrili patiska örtülü minderlerde oturuyordu. - Cahit Uçuk

ENİK

[isim]

  • Kedi, köpek vb. çok memeli hayvanların yavrusu

    Köyün mezbelesinde, köpek enikleriyle insan yavruları birbirine karışmış, oynaşıyorlar. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[argo]

  • Çocuk

    Evliyim ya, üç de enik var arkamda. - Necati Cumalı

EKİN

[isim]

  • Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durum

    Yağmur, vaktinde ve yeterince yağmalı; ekinlere kına, pancarlara kurt düşmemeli. - Tarık Buğra

  • Kültür, hars

Birleşik Kelimeler: ekin biti, ekin iti, ekin kargası

EKLİ

[sıfat]

  • Eklenmiş olan
  • Eki olan

Birleşik Kelimeler: ekli püklü

ELİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Dağ keçisi

    Hızır nazardan koruya, eli ayağı düzgün, elik yavrusundan azgın kara saçlı, gül nakışlı bir kızım dünyaya gelmiştir. - Kemal Bilbaşar

İNİK

[sıfat]

  • İnmiş, indirilmiş

    Pencere perdeleri hep inikti. - Aka Gündüz

Birleşik Kelimeler: inik deniz

İNEK

[isim]

  • Dişi sığır

[argo]

  • Çok çalışan öğrenci

[kaba konuşmada]

  • İbne

[sıfat]

[mecaz]

  • Aptal, bön

Birleşik Kelimeler: inekhane, inek yağı, sağmal inek, denizineği, Macar ineği, süt ineği

İLKE

[isim]

  • Temel düşünce, temel inanç, umde, prensip

    İlkelerine sıkı sıkıya bağlı, bilinçli ve ödün vermez bir insandı. - Haldun Taner

  • Temel bilgi

    Kimyanın ilkeleri.

  • Öge, unsur

    Atomlar cisimlerin ilkeleridir.

  • Davranış kuralı

    Bence ahlakın bir ilkesi, bir kökü vardır. Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma. - Nurullah Ataç

[mantık]

  • Her türlü tartışmanın dışında sayılan öncül, mebde, umde, prensip

Birleşik Kelimeler: çelişiklik ilkesi, çelişmezlik ilkesi, eylemsizlik ilkesi, heple hiç ilkesi, nedensellik ilkesi, süreklilik ilkesi

İLİK

[isim]

  • Giysi, yorgan çarşafı, yastık kılıfı vb.nin gereken belirli yerlerine düğmenin geçirilebilmesi için iplikle örülerek, parça geçirilerek veya biye ile yapılan küçük yarık

[isim]

  • Kemiklerin iç boşluklarını dolduran ve kan hücrelerinin yapımını sağlayan doku

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iliği kemiği donmak
  • iliği kemiği ısınmak
  • iliğine (veya iliklerine) işlemek (veya geçmek)
  • iliğine (veya iliklerine) kadar
  • iliğine kadar ıslanmak
  • iliğini kemirmek
  • iliğini kurutmak
  • ilik gibi
  • iliklerinde duymak

Birleşik Kelimeler: murdarilik, omurilik, taş iliği

KİLE (Kelime Kökeni: Arapça keyle)

[isim]

  • Genellikle tahıl ölçmede kullanılan belirli hacimdeki kap, ölçek

    Mercimek kile kile / Ölçerler sile sile - Halk türküsü

LİNK

[isim]

[halk ağzında]

  • Atın eşkin yürüyüşü

[isim]

[bilişim]

  • İlişim

Birleşik Kelimeler: link hattı, radyolink

EŞİK

[isim]

  • Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak

    Sofaya açılan kapının eşiğine gelmişti. - Tarık Buğra

  • Kapı ağzında basamağın konulabileceği yer

    Adımlarını eşikten atarken saraydan ne vakit ve ne duygularla çıkacaklarını kendileri de bilmiyorlardı. - Ruşen Eşref Ünaydın

[mecaz]

  • Başlangıç yeri, başlangıç noktası, yakını

    Dünya yeni bir ekonomik bunalımın eşiğinde.

[coğrafya]

  • Karalar üzerinde veya deniz diplerinde birbirine komşu iki çukurluğu ayıran tümsek biçiminde, üzeri çoğu kez düz kabartılar

[müzik]

  • Telli çalgılarda üzerine tellerin bindiği köprü

[ruh bilimi]

  • Bir tepkinin başlamasında, ortaya çıkmasında etkili olan ruhsal, fizyolojik nokta

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eşiğine yüz sürmek
  • eşiğini aşındırmak
  • eşik (veya eşiğini) atlamak

Birleşik Kelimeler: duyum eşiği

EŞLİ

[sıfat]

  • Eşi olan

[zarf]

  • Eşi ile birlikte

Birleşik Kelimeler: çok eşli, tek eşli

EKŞİ

[sıfat]

  • Sirke veya limon tadında olan

[isim]

  • Bu tadı veren şey

    Bu yemeğin ekşisi fazla kaçmış.

[mecaz]

  • Uygunsuz, yakışıksız

    Bu ekşi sözler, bu dik bakışlar, tabii hiç hoşlarına gitmedi. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ekşi yemedim ki karnım ağrısın

Birleşik Kelimeler: ekşi elma, ekşi kiraz, ekşikulak, ekşi maya, ekşi surat, ekşi yonca, ekşi yüz

İNİŞ

[isim]

  • İnme işi
  • Yukarıdan aşağıya gittikçe alçalan eğimli yer, yokuş karşıtı

    İnişte yol uzadıkça uzadı.

[mecaz]

  • Gerileyiş, çöküş

[spor]

  • Araçlı jimnastikte, atlayarak veya hızlanarak araçtan ayrılma durumu

Birleşik Kelimeler: iniş aşağı, iniş çıkış, iniş takımları, yumuşak iniş