GAZOMETRE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
GAZOMETRE harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli GAZOMETRE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GAMZE13,
EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)
-
Belirti, iz, ipucu
Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)
-
Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi
İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay
- Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı
Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre
MERET (Kelime Kökeni: Arapça mārid)
-
Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü
Ben de öyle söyledim. Bırakalım artık şu meredi, dedim. - Ahmet Ümit
- Uğursuz
TERME (Kelime Kökeni: Farsça terme)
- Bir tür yaban turpu
- Samsun iline bağlı ilçelerden biri
METRO (Kelime Kökeni: Fransızca métro)
-
Büyükşehirlerde semtler arasında işleyen, ulaşımı yerin altında sağlayan tren, yer altı treni
Sizler de bir parça himmet edersiniz, Boğaz Köprüsü'nün, metroların kurulduğu bugünlerde, bizim dev harita da sıraya girer belki. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
ORTAM
-
Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünü
Şu dehşet ortamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor. - Adalet Ağaoğlu
- Bir topluluğun veya toplulukların hareket alanı, platform
-
Bir kimsenin veya bir insan topluluğunun yaşayışını etkileyen ruhsal, toplumsal ve kültürel etkilerin bütünü
Sanat ortamı. Çalışma ortamı.
- Nesnel ve toplumsal yönlerle bazen kişinin iç dünyasını da kapsayan yakın çevre, vasat
Ata Sözleri ve Deyimler
- ortama ayak uydurmak
- ortama uymak
- ortam yaratmak
Birleşik Kelimeler: çoklu ortam, ekolojik ortam, iletişim ortamı, kültür ortamı, veri ortamı
TOMAR (Kelime Kökeni: Arapça ṭūmār)
- Dürülerek boru biçimi verilmiş deriler veya kâğıtlar
- Topun içini silmekte kullanılan, ucu fırçalı çubuk
Birleşik Kelimeler: tomar tomar, bir tomar
EMRAZ (Kelime Kökeni: Arapça emrāż)
- Hastalıklar
MEZRA (Kelime Kökeni: Arapça mezraʿ)
- Ekime elverişli, ekilecek tarla veya yer, ekenek
- Kırsalda birkaç evden oluşan en küçük yerleşim birimi
MEZAT (Kelime Kökeni: Arapça mezād)
- Açık artırma ile satış
-
Açık artırma ile satış yapılan yer
Bu masayı mezattan aldım.
Ata Sözleri ve Deyimler
- mezada çıkarmak (veya koymak)
Birleşik Kelimeler: mezat malı
MEZAR (Kelime Kökeni: Arapça mezār)
-
Ölünün gömülü olduğu yer, gömüt, kabir, sin(I), makber, metfen
Yurdumuzun on dört yerinde Yunus'a ait olduğu söylenen türbe ve mezarlar vardır. - Ahmet Kabaklı
Ata Sözleri ve Deyimler
- mezardan çıkarmak
- mezarını kazmak
Birleşik Kelimeler: mezar kaçkını, mezar soyguncusu, mezar taşı, anıt mezar
ORTEZ (Kelime Kökeni: Fransızca orthèse)
- Kemikteki biçim bozukluğunu düzelten, bozukluğun ekleme vereceği yükü azaltan veya felçli kasa destek veren araç
ROZET (Kelime Kökeni: Fransızca rosette)
-
Yakaya takılmak için çeşitli biçimlerde yapılan, bir kuruluşun sembolü sayılacak genellikle küçük metal nesne
Bir süs, bir rozet gibi yakasına iliştirmiştir. - Sait Faik Abasıyanık
- Musluğun, gizli döşenmiş boruya vidalandığı yerin çirkin görünüşünü kapatmak amacıyla kullanılan nikel veya krom kaplanmış çember biçimli sac parça
- Kapı kolunun altına monte edilen metal parça
- Güney Anadolu sahillerinde yetişen, pembe ve beyaz çiçekleri olan süs bitkisi
GAMET (Kelime Kökeni: Fransızca gamète)
-
Erkek veya dişi üreme hücresi
Hayvanlarda sperma hayvancığıyla yumurtacık birer gamettir.
GEMRE
- Son turfanda yetişen, sert kabuklu bir tür siyah üzüm
Birleşik Kelimeler: pembegemre