GAZİANTEP Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

GAZİANTEP harflerini içeren 4 harfli 38 kelime bulunuyor. 4 harfli GAZİANTEP kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Gaziantep ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Gaziantep olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

GAİP12, APAZ11, AZAP11, EZGİ11, GEZİ11, GAZİ11, GAZA11, ZAPT11, APİA8, ETAP8, GİNE8, GANİ8, İTAP8, NAİP8, PATA8, PATİ8, PENA8, PENİ8, TEPİ8, TAPA8, TAPİ8, AZAT7, AZİT7, EZAN7, İZAN7, NEZT7, NİZA7, NAZİ7, TAZE7, ZİNA7, ZATİ7, ZAİT7, İNAT4, İANE4, NİTE4, NAAT4, TANE4, TEİN4

İNAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿinād)

[isim]

  • Bir konuda direnme, ayak direme, diretme, direnim

    Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından biri ve ilkidir. - Tarık Buğra

  • Birine karşı çıkma, karşı düşünce ileri sürme

    İddia kızışmış, âdeta inat hâlini almıştı. - Ömer Seyfettin

[sıfat]

[halk ağzında]

  • İnatçı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inadım inat olmak
  • inadı tutmak
  • inat etmek

Birleşik Kelimeler: eşek inadı, gâvur inadı, katır inadı, keçi inadı

İANE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāne)

[isim]

[eskimiş]

  • Yardım

    Sen birkaç kuruş iane verirsen belki bir şey olur. - Memduh Şevket Esendal

NİTE

[zarf]

[eskimiş]

  • Nasıl, niçin

NAAT (Kelime Kökeni: Arapça naʿt)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir şeyin niteliklerini övme

[edebiyat]

  • Hz. Muhammed'in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside

TANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)

[isim]

  • Herhangi bir sayıda olan şey, adet
  • Bazı bitkilerin tohumu

    İşçiler buğdayı savurmakta ve taneyi samandan ayırmaktadır. - Necip Fazıl Kısakürek

[bitki bilimi]

  • Çekirdekli küçük meyve

    Üzüm tanesi. Nar tanesi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tane bağlamak

Birleşik Kelimeler: tane tane, bir tane, buğdaysı tane

TEİN (Kelime Kökeni: Fransızca théine)

[isim]

  • Çayda bulunan ve kafein niteliğinde olan etkili madde

AZAT (Kelime Kökeni: Farsça āzād)

[isim]

  • Serbest bırakma

[eskimiş]

  • Okullarda paydos

[sıfat]

  • Serbest bırakılmış olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • azat etmek (veya eylemek)
  • azat olmak

Birleşik Kelimeler: akşam azadı

AZİT (Kelime Kökeni: Fransızca azide)

[isim]

[kimya]

  • Azothidrik asit HN3 teki hidrojenin yerine bir kökün geçmesi ile türeyen birleşikler

EZAN (Kelime Kökeni: Arapça eẕān)

[isim]

[din bilgisi]

  • Müslümanlıkta namaz vaktini bildirmek için müezzinin yüksek sesle yaptığı çağrı

    Emirgân Camiinden yankılanan sabah ezanını duydular. - Attila İlhan

Birleşik Kelimeler: ezan saati, ezan vakti, akşam ezanı, ikindi ezanı, öğle ezanı, sabah ezanı, yatsı ezanı

İZAN (Kelime Kökeni: Arapça iẕʿān)

[isim]

[eskimiş]

  • Anlayış, anlama yeteneği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • izanı yok

NİZA (Kelime Kökeni: Arapça nizāʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Çekişme, bozuşma, kavga

NAZİ (Kelime Kökeni: Almanca Nazi)

[isim]

  • Nazizm yanlısı olan kimse

TAZE (Kelime Kökeni: Farsça tāze)

[sıfat]

  • Bozulmamış, bayatlamamış olan

    Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. - Yusuf Ziya Ortaç

  • Dinç, yıpranmamış, yorulmamış

    Yüzü taze, taravetli ve güzeldi. - Memduh Şevket Esendal

  • Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı

    Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Yeni, zamanı geçmemiş

    Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]

[mecaz]

  • Genç kadın

    Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taze ot görmüş eşek gibi

Birleşik Kelimeler: taze fasulye, tazekan, taze para, taze soğan, her dem taze, terütaze

ZİNA (Kelime Kökeni: Arapça zināʾ)

[isim]

  • Aralarında evlilik bağı olmayan kişiler arasındaki cinsel ilişki

Birleşik Kelimeler: veledizina

ZATİ

[zarf]

  • Zaten

    Ben zati çarpılmışım, beni bırak da söyle bakalım, nasıl gideceksin dağın tepesindeki köye? - Ayşe Kulin

[sıfat]

[eskimiş]

  • Kendine özgü, kişiye ilişkin, kişisel, özel

    Zatî eşya.

[felsefe]

  • Özünlü