GAYRİMENKUL Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
GAYRİMENKUL harflerini içeren 6 harfli 39 kelime bulunuyor. 6 harfli GAYRİMENKUL kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
GALYUM14,
KARİNE (Kelime Kökeni: Arapça ḳarīne)
- Karışık bir iş veya sorunun anlaşılmasına, çözümlenmesine yarayan durum, ipucu
- Belirti
Ata Sözleri ve Deyimler
- karine ile anlamak
KARELİ
-
Karelere bölünmüş, üstünde kareleri olan, damalı, satrançlı
Dokuz kat elbiseniz arasında, iri siyah kareli elbisenizi bulamamışlar. - Necip Fazıl Kısakürek
RENKLİ
-
Beyaz dışında başka rengi veya renkleri olan
Havaya renkli fişekler atıyordu. - Peyami Safa
-
Neşeli, canlı, ilgi çekici
Masallar folklor bakımından da türkülerden daha seyyal ve ekseriya daha renkli olurlar. - Asaf Halet Çelebi
-
Kendine özgü, ilginç, çarpıcı nitelikleri olan (kimse)
Renkli bir politikacı.
- Doğadaki renkleri olduğu gibi görüntüye aktarmayı gözeten film
Birleşik Kelimeler: renkli basın, renkli devrim, renkli film, renkli işitme, renkli televizyon, tek renkli
ANEMİK (Kelime Kökeni: Fransızca anémique)
-
Kansız
Kafa işlerimizin anemik bir soluklukta oluşunda yemeğe düşkünlüğümüzün rolü sanıldığından daha fazladır. - Haldun Taner
KİRMEN
- Elde yün eğirmeye yarayan tahtadan yapılmış araç
KAMERÎ (Kelime Kökeni: Arapça ḳamerī)
- Ayla ilgili
Birleşik Kelimeler: kamerî ay, kamerî takvim, kamerî yıl
KEMANİ (Kelime Kökeni: Farsça kemān + Arapça -ī)
- Alaturka müzikte keman çalan kimse
MİNARE (Kelime Kökeni: Arapça menāre)
-
Camilerde müezzinin ezan okuduğu, sela verdiği, şerefesi olan, çoğunlukla taştan, yüksek ve ince yapı
Sokak kapısını çalarken minarede akşam ezanı okunuyordu. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- minare de doğru ama içi eğri
- minare gibi
- minareyi çalan kılıfını hazırlar
- minareyi yaptırmayan yerden bitmiş sanır
Birleşik Kelimeler: minare boyu, minaregölgesi, minare kırması, şeytanminaresi
MAKİNE (Kelime Kökeni: İtalyanca macchina)
-
Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü
Tıraş makineleri ile usturalar çekmecelerde dururdu. - Necati Cumalı
-
Bir alet veya taşıtın hareket etmesini sağlayan mekanizması
Saatin makinesi. Gramofonun makinesi.
- Araba, otomobil
Ata Sözleri ve Deyimler
- makine çekmek
- makine gibi
- makine gibi adam
- makineyi bozmak
Birleşik Kelimeler: makine dolabı, makine gücü, makine odası, makine parkı, makine yağı, buharlı makine, adres makinesi, alev makinesi, balya makinesi, buhar makinesi, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, çay makinesi, çekiç makinesi, çıpır makinesi, çoğaltma makinesi, daktilo makinesi, dikiş makinesi, diyaliz makinesi, fotoğraf makinesi, hava boşaltma makinesi, hesap makinesi, indükleme makinesi, kahve makinesi, kalandır makinesi, kambura makinesi, kaynak makinesi, kuluçka makinesi, kurutma makinesi, külhan makinesi, nakış makinesi, pastav makinesi, püskürtme makinesi, reşme makinesi, sağım makinesi, sıra makinesi, silme makinesi, silindir makinesi, sürfile makinesi, teksir makinesi, tınaz makinesi, tıraş makinesi, tost makinesi, ücretlendirme makinesi, ütü makinesi, yalan makinesi, yaprak makinesi, yayık makinesi, yazı makinesi, zikzak makinesi
REKLAM (Kelime Kökeni: Fransızca réclame)
-
Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol
Şehirde canlı reklam dolaştırmak hiçbirimizin aklına gelmemişti. - Reşat Nuri Güntekin
- Bu amaç için kullanılan yazı, resim, film vb
Ata Sözleri ve Deyimler
- reklam etmek
- reklam yapmak
Birleşik Kelimeler: reklam ajansı, reklam filmi, reklam kuşağı, reklam levhası, bilinçaltı reklam, gizli reklam, sanal reklam, tanıtıcı reklam
AKLİYE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳliyye)
-
Akıl hastalıkları ile ilgili hekimlik kolu
Akliye hekimi.
- Akıl hastalıkları ile ilgili hastane bölümü
- Akılcılık
KİNAYE (Kelime Kökeni: Arapça kināye)
-
Düşünüleni dolaylı olarak anlatan söz
Babam bu kinayeyi anlardı sanırım fakat anlamamazlıktan gelirdi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Üstü kapalı, sitemli, dokunaklı söz
Demek lokantadaki kinayeler hep ona karşıydı. Aleyhine bir şeyler kuruluyordu. - Sait Faik Abasıyanık
- Bir sözü gerçek anlamının dışında kullanma sanatı
KUMRAL
- Koyu sarı veya açık kestane rengi
-
Teni ve saçları sarıya çalan açık buğday rengi olan(kimse)
Ekrandaki Loretta, ince yapılı, uzun bacaklı, kumral, yeşil gözlüydü. - Elif Şafak
MAKULE (Kelime Kökeni: Arapça maḳūle)
- Çeşit
- Ulam
MANUEL (Kelime Kökeni: Fransızca manuel)
- Elle işletilen
- El kitabı